ZİLLER KİMİN İÇİN ÇALIYOR?
Okullar açıldı. Dertler ortaya saçıldı. Gençliğin yaşadığı sorunların sadece iş ve meslek hayatıyla sınırlı olmadığı bir kere daha zillerin çalmasıyla ortaya çıktı. Çünkü okuyamamak yada nitelikli eğitim alamamak da en önemli sorunların arasında hala yerini koruyor.
Okul öncesi eğitimi ele alacak olursak; Evrensel eğitim normlarına göre okul öncesi eğitim, çocuğun gelişmesi açısından son derece önemli bir yere sahip. Ancak ülkemizde okul öncesi eğitimin birçok örnekte paralı olması, yoksulların bu imkândan yararlanamamasına sebep oluyor. Eşitsizlik çocuk yaşlarda başlıyor. Hâlihazırda faaliyet gösteren yerlerin ise çoğu zaman sağlıksız koşulları içerdiği ve bilimsel eğitimden uzak, bir tür “çocuk oyalama yerleri” olarak şekillendiği görülüyor. Bu durum her iki koşulda da eğitime kötü bir başlangıç anlamına geliyor.
İlköğretim sürecinde de öğrencilerin ve ailelerinin birçok sıkıntısı var. Yeterli derslik olmamasından dolayı birleştirilmiş sınıf uygulamaları, öğretmen atamalarının yeterli sayıda yapılmadığı için boş geçen dersler, ders araç ve gereçlerinin eksikliği, okul yönetimlerinin ailelerden istediği paralar, müfredat ile ilgili sıkıntılar, okul bulunmayan bölgelerde taşımalı eğitimden kaynaklı doğan sorunlar gibi sıkıntılar hem aile hem de öğrenciler için büyük zorluk oluşturmakta.
Liselerde de ise okulun niteliğine göre, meslek veya diğer liseler olmasına göre sıkıntılar mevcut. Bunlara ek olarak Üniversite sınavına hazırlık süreci ve bunun maliyeti gibi her aileyi zorlayan bir takım ayrı sorun başlıkları da var. Eğitim parayla satılan bir olanak haline getirildiği için aileler büyük krediler çekerek ya da yüksek borçların altına girerek çocuklarını okutmaya çalışıyor. Meslek liseleri ise yeterli nitelikte eğitim alamamaktan, zorunlu staj dönemlerinde sömürüye maruz kalmaya kadar bir dizi sorunu barındırıyor. Sermayenin bu okullara müdahalesi de, buradaki gençleri potansiyel ucuz ve teknik eleman olarak yetiştirme gayretinin bir sonucu.
Tüm bu sürecin sonunda bir üniversiteye gelmeyi başaran gençleri ise yeni sıkıntılar ve zorluklar bekliyor. Her dönem ödenen har(a)ç paraları, üniversitelerdeki akademik personel eksikliği ve sosyal imkânsızlıklar, barınma sorunu gibi nitelik sorunları akla ilk gelen sorunlar. Birçok öğrencinin okurken çalışmak zorunda kalması ve sağlanan burs imkânlarının yetersizliği gibi sıkıntılar da öğrencilerin öğrenim yaşamını güçleştiren etkenler arasında. İnsanların yoksulluğundan faydalanan karanlık güçler ise ucuz yurt imkânları sağlayarak gençliği kuşatıyor.
Bu yüzdendir ki okul zilleri yine kar, yine meşrulaştırılmaya çalışılan eşitsizlikler, hurafeler, zorunlu stajla birlikte doğan ucuz emek sömürüsü ve har(a)ç paraları için çalıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.