Usta eğiticilerde çözüm  peşin ödemeli derste

Usta eğiticilerde çözüm peşin ödemeli derste

Halk Eğitim Merkezi’ndeki usta eğiticilerin pandemi dönemi mağduriyetini kamuoyuna taşıyan Eğitim-İş Kocaeli 2 No’lu Şube Başkanı Bülent Metin çözümün peşin ödemeli derste olduğunu söyledi

Pandemi sürecinde Hükümet tarafından alınan kararların mağdur ettiği kesimler genişliyor. Bugüne kadar hiçbir destek paketi açıklamaksızın veya yetersiz destekle alınan kararlar önce kıraathane, ardından düğün salonları sahiplerini ve bu sektörün tedarikçilerini, zincir marketlere pozitif ayrımcılıkla bakkal ve büfeleri, BAL’da sezonun başlamaması ile amatör futbolcuları; sahne yasağı ile yarı profesyonel ve profesyonel tiyatro ve müzik topluluklarını… olumsuz etkilemişti.

SÜRECİN BUGÜNE KADAR

SESSİZ KALAN MAĞDURLARI

Sürecin bugüne kadar fazla sesi soluğu çıkmayan başka kesimleri etkilediği de açığa çıktı. Halk Eğitim Merkezleri’nde sadece verdikleri ders saati üzerinden brütü 19, neti 16.5 TL olan saat ücretiyle çalıştırılan usta eğiticiler. Onlar da seslerini Eğitim-İş Sendikası Kocaeli 2 No’lu Şube ile kurdukları diyalog ardından, şubedeki basın toplantısı ile duyurmaya çalıştı.

BAKANLIK ADIM ATMADAN

YEREL YÖNETİCİLER ÇÖZEMEZ

Toplantıda usta eğiticilerin konum ve mağduriyetlerine dair detaylı bilgilendirmede bulunan Eğitim-İş Kocaeli 2 No’lu Şube Başkanı Bülent Metin, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü başta olmak üzere yerel yöneticilerin çözümde mevzuata takıldığını kaydetti. Metin, “Bakanlık bir adım atmadan yerel yöneticilerin çözme imkânı yok. Mart nisan aylarında idari izinli kabul ederek ödeme yolunu bulmuşlardı.

“ÜCRET ALALIM DA KURS

YAPMAYALIM” DEMİYORLAR

Bizim taleplerimiz aslında acil bir çözüm. Daha sonra telafilerini yapmak kaydıyla, ‘ücret alalım da kurs yapmayalım’ demiyorlar zaten. Bakanlık bunu çok kolay şekilde, bir yazıyla çözebilir. Önemli olan gündemine alması” dedi. Metin kanayan yara halinde gelen sorunda acil çözüm olarak özetle ödemenin peşin yapılıp dersin daha sonra verdirilmesini önerdi. Metin şunları kaydetti:

 

AKIL KAZANDI

 

“23 Kasım’da MEB uzaktan eğitime yeniden dönüş kararı aldı. Biz sendika olarak okulları açarken çok aceleci olmamalarını söyledik. Riskleri anlatmıştık. Sağlık Bakanlığı ve MEB’in açıkladığı rakamlardaki çelişkiyi de konu edinmiştik daha önce. Sonuç itibariyle akıl kazandı ve uzaktan eğitime dönüldü. Sayılarda da görüyoruz. 30 binli rakamlardan şimdi 20 binli rakamlara düşüldü. Hastane doluluğunda da azalmaları görüyoruz. Yeterli değil.

BAKANLIĞA BİR AY SONRA İKİNCİ YAZI

Uzaktan eğitimde mağduriyetlerin yaşanacağı da belliydi. Biz sendika olarak bu mağduriyetler yaşanmadan önce, yaşanabilecek mağduriyetleri bildirdik. Bunların içinde Halk Eğitim yani yaygın eğitim çalışanlarının mağduriyetlerini de aktardık. 23 Kasım 2020 tarihli yazımıza henüz herhangi bir cevap verilmedi. Ama dün (23 Aralık) itibariyle Bakanlığa bir yazı daha gönderdik usta öğreticilerimizi de gündeme taşıma adına.

GEBZE’DE 120 USTA ÖĞRETİCİ VAR

 

Bu arkadaşlarımız kadrolu değil. Kadrolu olmadıkları için hiçbir gelirleri yok şu anda. Gebze’de sürekli çalışır vaziyette yıllık ortalama 120 usta öğretici var. Bu bölgede 120 ailenin mağduriyetini gösterir. Türkiye genelinde 90 binin üzerinde usta öğretici ile Bakanlık çalışıyor. Yani usta öğretici dediğimiz zaman ortalama 10 ay kursları açan, iki aylık yaz tatilinde kursları kapanan, eylül ayında yine açılan arkadaşlarımız.

BAKANLIK MEVZUATLARIN

ARKASINA SAKLANIYOR

Biz Bakanlıktan bu arkadaşlarımız için kadrolu olarak istihdam edilmelerini talep ettik. İkincisi bu süreçte mağdur oldular, ekonomik hakları elinden alındı. Bakanlıktan bu hakların ödenmesini istediğimizde, elindeki mevzuatların arkasına saklanıyor. Ek ders yönetmeliği, fiilen ders yapılmadan ücret ödemeye müsait değil. Biz bunu biliyoruz. Bildiğimiz bir şeyi bize sürekli göndermenin akla, mantığa, vicdana sığmadığını söylüyoruz. Sendikalar sizin yönetmeliklerinizi bilmeyecek kadar bi’haber yapılar değil.

TENCERENİN KAYNAMASI DA ÖNEMLİ

Diyoruz ki, ‘Burada bir mağduriyet doğacak. Bu olağanüstü durumda siz olağanüstü tedbirler almalısınız. Usta öğreticiler için hiçbir şey yapılmadı. 90 bine yakın aile nasıl geçinecekler? Kısa çalışma ödeneği ödenmedi bu arkadaşlara. Hani pandemi döneminde işten çıkartmak yasaktı. Sigorta primini yatırdığınızda bütün sorunları çözmüş olmuyorsunuz ki. Arkadaşımızın hastaneye gittiğinde muayene olması elbette önemli ama evinde tenceresinin kaynaması daha önemli.

BAKANLIĞIN ÇÖZÜM

GİBİ BİR DERDİ YOK

Bu arkadaşlarımızın hızlı şekilde hak kayıplarının önüne geçilmeli. Bununla ilgili çözümü üretmek için de sendikalar yanı başınızda. Sendikaları dinleyip çözüm önerilerini dinlersiniz. Usta öğreticileri dinlemek istiyorsanız dernekleri vardır, temsilcileri vardır. Önerilerini ve sizin yapmak istediklerinizi ortaya koyup bir çözüme yürürsünüz. Ama bakanlığın öyle bir derdi yok. Her daim yazılarımıza, mevzuatla cevap veriyor ve mevzuat şu anda ihtiyacı karşılamıyor.

HER ALANDA DUVARA TOSLUYORSUNUZ

Olağanüstü şartları olağan koşullarla karşılamaya çalışıp eğitimin her alanında duvara tosluyorsunuz. Bu da görülmeyen yüzü. Herkes öğrenciye, öğretmene, uzaktan eğitime imkansızlıklara odaklanmışken 90 bin arkadaşımız sesini duyurmakta zorluk çekiyor.”

TOPLUMUN ÇOK ÖNEMLİ

BİR İHTİYACINI KARŞILIYORLAR

Usta öğreticilerin yaşadıkları şehre değer katan eğitim emekçileri olduğunu kaydeden Metin şöyle devam etti: “O şehrin spor hayatı, kültür yapısı, ticari hayatı, iş hayatına açtığı kurslarla dokunuyor. Çünkü kalifiye eleman yetiştirmek için de, teknik eleman yetiştirmek için de kurslar açılıyor, hobi ve spor amaçlı da kurslar açıyor. MEB Hayat Boyu Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 3 bin 614 kurs modülü var, 73 ayrı alan var. Aklınıza ne geliyorsa; tarımla, arıcılıkla, kalorifer tesisatı … bu alanın içinde ve eğitimi veren arkadaşlar, usta eğitici. Türkiye’de böyle çok geniş bir eğitim alanı var. Toplumun çok önemli bir ihtiyacını karşılıyor.

AYLIK GELİRLERİ ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA

882 genel kurs açılıyor. 2 bin 732 de mesleki ve teknik donanımlı kurs açılabiliyor. Bunlar Halk Eğitim Merkezleri’nin kamuya sağlamış olduğu, ücretsiz nitelikte sayılabilecek kurslar. Devlet usta öğreticinin giderini karşılayarak, ek ders ücretini vererek bu kursların halkla buluşmasını sağlıyor. Usta öğreticilerimiz bu kursları açtığında astronomik rakamlar almıyor. Ortalama ek ders ücretleri bir ders saati için 19 TL civarında. Maksimum açabilen, haftada 40 ders saati açabiliyor ki tamamı açamaz. Ve aylık gelir ortalamaları asgari ücretin altında. Ek ders ücreti hariç başka ücreti yok. Maaş olmadığı için sadece kurs ücretleriyle geçinmek zorunda. Kurslarda durduğuna göre neyle geçinecekler.”

SENDİKALAŞMANIN YOLU

ÇOK AÇIK DEĞİL

4688 sayılı yasanın kamu çalışanlarını örgütleme izni verdiğini kaydeden Başkan Metin, “Aslında çıkarken itirazda bulunduğumuz yasa maddelerinden biridir. Çünkü grev hakkı olmadan çıkmıştır. Eğitim alanının tamamını örgütlemeye izin vermiyor. Ücretli öğretmenlerimiz de aynı sıkıntıda. Örgütlenemiyorlar. Özel okullardakiler kamu sendikalarına değil ama işçi sendikalarına üye olabiliyorlar. Ama orada örgütlenmenin yolu da çok açık değil. Ülkemizde her alanda yaşandığı gibi eğitim emekçilerinin de, hele de özel sektörde çalışıyorsa örgütlenmesinde önemli engel ve sorunlar var” dedi.

DEVLET ELİYLE GÜVENCESİZ ÇALIŞTIRMA

İşçi sendikasına üyelik içinde de kadrolu çalışmanın gerektiğini belirtip usta öğreticilerin bir çeşit taşeron çalışma gibi konumları olduğunu kaydeden Metin şöyle devam etti:  “Yılda 10 ay sigorta primleri yatıyor. Çalışmadıkları süre içinde genel sağlık sigortasına borçlanıyorlar. Hem çalışıyorlar, hem borçlular gibi bir durum var. İhbar, kıdem tazminatı hakları olmuyor. Devlet eliyle güvencesiz taşeron çalıştırma durumu var.

Mahkeme kararıyla, alanında uzman kişiler ders verebilir. Uzman kişileri siz taşeron çalıştıramazsınız. Esas kanayan yaralardan biri de bu. Öncelikli gündemimiz hak edişlerinin önünün açılması. Daha sonraki aşamada kadro verilmesi ve sosyal güvencelerinin sağlanması.

Bakanlığa yazımız ulaştı. Çok yetki alanımız gibi gözükmese de dayanışma adına gündemde tutmaya çalışacağız. Örgütlenmelerine de katkı sunarız.”

BAKANLIK BUNU BİR YAZIYLA ÇÖZEBİLİR

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü başta olmak üzere yerel yöneticilerin de mevzuata takıldığını kaydeden Metin, “Bakanlık bir adım atmadan yerel yöneticilerin çözme imkânı yok. Mart nisan aylarında idari izinli kabul ederek ödeme yolunu bulmuşlardı. Bizim taleplerimiz aslında acil bir çözüm. Daha sonra telafilerini yapmak kaydıyla, ‘ücret alalım da kurs yapmayalım’ demiyorlar zaten. Bakanlık bunu çok kolay şekilde, bir yazıyla çözebilir. Önemli olan gündemine alması.

BAKANLIK ÖNGÖRÜLÜ OLMALI

Bakanlığın böyle bir alışkanlığı var. Siz konuyu gündeme taşımadan veya konunun mağdurları had safhaya gelip tepki koymadan harekete geçmiyor. Oysa ki Bakanlığın öngörülü olması lazım. Aldığı kararın, altta nasıl bir tepkiyle karşılaşacağını bilmesi lazım. Çünkü devlet yönetimi ciddi bir iştir. Almış olduğunuz karar 10 binlerce kişinin özlük ve ekonomik haklarını ilgilendiriyor. Sosyal devlet anlayışının zor şartlarda insanları mağdur etmemek gibi bir zorunluluğu var.

BAKANLIĞI TEKRAR GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ

Anayasaya göre de sosyal bir hukuk devleti olduğumuza göre sosyal devlet yapısını boş veremeyiz. Bakanlığı tekrar göreve çağırıyoruz. Ertelenecek konu değil. Çok basit bir yazıyla çözülebilir ve umarım bu toplantının da çözüme bir katkısı olur” diye konuştu.

KURAN KURSU GÖREVLİLERİ

KADROYA ALINIYOR

Kuran kurslarında görev yapanların kadroya alındığına dair bir uygulama olduğunu da kaydeden Metin şu eleştirileri getirdi: “Özel uygulama nasıl olabilir? Özlük hakları eşit. Usta öğreticileri ayrı bir potaya koymak, doğru değil. Fırsat eşitliği toplumun her alanında gerek. Halk eğitim kurslarını o ders bu ders diye ayıramazsanız.

BU UYGULAMA TOPLUMU İNCİTİR

Mevzuatta yazan neyse, onu nasıl kılıfına uydurup kadroya aldıysanız bu arkadaşlar içinde aynı durum olmalı. Vatandaş eşittir. Hiçbir ders öncelikli, diğerinden kıymetli değil. Kuran kursu öğreticilerine kadro verirken diğerlerini görmezden gelirseniz bu toplumu incitir. Diğer alanlarda rahatlıkla kadro alabilmeli. Prosedür neyse uyguladığınızda bu tür toplantılara da gerek kalmaz.

 

bulent-metin-002.jpg

UMARIZ KAMUOYU OLUŞUR: Eğitim-İş Sendikası olarak HEM bünyesindeki usta öğreticilerin sorunlarını sorun edindiklerini kaydeden Bülent Metin, “Alttan gelen gördüğümüz şeyleri söyleme görevi bize tüzükle verilmiş. Aksi halde görevi yerine getirmemişsiniz demektir. Umarız kamuoyu oluşur” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.