Tiyatrolar can çekişiyor: Olmamak ya da olmamak
Covid-19 ile mücadele kapsamında alınan tedbirlerde en ağır bedeli hiçbir destek görmeyen tiyatro toplulukları ödedi. Sanat Meclisi’nin raporuna da yansıyan duruma göre, ‘olmak’ alternatifi neredeyse kalmadı
Sanat Meclisi, 2020 yılının Ağustos ayındaki kültür sanat ihlalleri raporunu açıkladı. Açıklamada tiyatro topluluklarının yaşadığı mağduriyetler ön plana çıktı.
“Mart ayından bu yana sanat etkinlikleri ülke çapında karınca adımıyla ilerlerken sanata saldırılar çığ gibi büyüyor” diye başlanan ve hak ihlallerinin sıralanmasının ardından açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Yaz mevsimini de arkamızda bıraktık. Sonbaharla birlikte yeni bir sanat sezonu başlıyor. Sanat insanları ise önlerini göremez durumdalar. Devlet sanatçıya verdiği sözleri tutmadı. Özellikle sahne sanatçılarının mağduriyeti çok ciddi boyutlarda, Sisteme boyun eğmeyen sanat insanları ise iktidarın hedefindedir. Konser yasaklarından oyun engellemelerine dek yayılan saldırılar yine gündemde. Sonbaharla birlikte salgın hastalığın yayılma ve ölüm rakamlarının ani yükselişi de bir başka zorluğun işaretçisi. Yeni bir sanat sezonunu eski acılarla, sıkıntılarla sürdürmek istemiyorsak içinde bulunduğumuz durumlar için yanyana gelmek ve çareler üretmek başlıca görevimiz. Sanat, adaletten yoksun bir dünyada soluk alamaz ve alamıyor da!”
Raporda yer alan ihlaller ise şöyle:
TİYATROCULAR KALICI ÇÖZÜM BEKLİYOR
Koronavirüs salgını sonrası kapanmak zorunda kalan özel tiyatrolar, bu süreçte devletin ilgili kurumlarına ilettikleri talepler karşılanmadığı için “susma” eylemine başladı. Tiyatrocuların Moda Sahnesi önünde her gün 10.00-22.00 saatleri arasında başlattıkları sessiz protesto, diğer özel tiyatrolara da yayıldı. Tiyatro Sanatçısı Cenk Dost Verdi , “Sürecin bütününe bakıldığında sadece tiyatro değil, bütün sektörlerle ilgili bir vurdumduymazlık, kayıtsızlık hali ve iyi yönetilmeyen bir süreç var. Bu süreç bizim sektörde zaten yok sayma politikasıyla sürüyorken, şimdi ayyuka çıktı. Beş buçuk aydır kimseden ses yok. Meslek örgütleri ısrarla bunlarla ilgili gündem ve dayanışma kampanyaları oluşturmaya çalıştı fakat bu meselenin tek bir tarafı var, o da Kültür Bakanlığı” dedi. Verdi, “Ben mesleğimi yaparak konuşabilirim, mesleğimi yaparak bir şey söyleyebilirim. Bu kadar büyük bir kalabalığa oynamak, bu suskunluğun anlamını biraz daha pekiştiriyor” dedi. “Kapıların Dışında” oyununda rol alan bir diğer sanatçı Pervin Bağdat ise, “Bu dönemde ekonomik olarak ciddi zorluklar atlattık. Mesleği yapamamanın getirdiği sıkıntı dışında birbirimize destek olmaya çalıştık. Dünyadaki iyi örnekleri gördüğümüzde devlet sanatçılarına destek oldu. Biz bunu yaşayamadığımız için bunları yaşadık” şeklinde konuştu. “Susuyoruz” başlığıyla yapılan açıklamada, Kültür Bakanlığı’nın “kısa vadeli ve temelsiz çözümlerle suni bir hava yarattığı” kaydedildi. Bu nedenle tiyatro emekçilerinin asgari yaşam ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiği vurgulandı. Alınmayan tedbirleri işaret eden tiyatrocular, “Yeni sezon bizim için şimdiden hayal” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan “Geçici KDV İndirimi”nin de ilerleyen süreçte hiçbir tiyatrocunun işine yaramayacağını belirten sanatçılar, devletten kalıcı çözümler beklediklerini açıkladı.
TİYATROCULARIN ASGARİ YAŞAM KOŞULLARI SAĞLANMALI
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, pandemiden en çok tiyatrocuların etkilendiğine dikkat çekerek, “tiyatrocular pandemide açlığa mahkûm edildi” dedi. Tiyatrocuların seslerini duyurmak için 16 gün yaptığı susma eylemine destek veren İlgezdi, “Tiyatrocular için Kültür ve Turizm Bakanlığı hiçbir şey yapmadı. Yapmamaya da devam ediyor. CHP olarak daha nisan ayında tiyatrocular ve diğer sanat emekçileri için gerekli desteğin zaten bakanlıkta olduğunu ortaya koymuştuk. 2017 yılı itibari ile özel kopyalama harcında biriken 320 milyon TL var. Bu rakam 2020 itibari ile daha da arttı. Bu para kullanılsa, tiyatrocular ve sanat emekçileri bu süreci atlatabilecekti. Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçıların dertleri ile uğraşmak istemediği için sanatçılar çok zor durumda kaldı” dedi. İlgezdi, “Tiyatrolar KDV, gelir vergisi, stopaj gibi vergilerden muaf tutulmalı, mevcut borçlarla ilgili düzenlemeler yapılmalıdır. Tiyatroların elektrik, doğalgaz, su gibi faturalar 2021 ocak ayına kadar dondurulmalıdır. Sonrası için de indirim uygulanabilecek bir düzenleme yapılmalıdır. 2021 ocak ayına kadar tiyatroların salon kiraları devlet tarafından karşılanmalıdır. Tiyatrolarda çalışan personellerin maaşları ve SGK primleri 2021 ocak ayına kadar devlet tarafından ödenmeli, prim borçları ile ilgili düzenlemeler yapılmalıdır. Tiyatro sezonu sağlıklı biçimde başlayana dek, tüm tiyatro emekçilerinin asgari yaşamsal koşulları bireysel maddi desteklerle sağlanmalıdır” dedi.
TİYATROLAR DEVLETTEN BEŞ KURUŞ YARDIM ALMADI
Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi, “Tiyatroda İkinci Dalga Başladı” başlığıyla bir bildiri yayınladı ve devletin tiyatroya ettiği oyunları sıraladı: “Tüm dünyada yaşanan ve sonuçları çok ağır olan pandemi süreci ile birlikte, ülkemizde birçok meslekte olduğu gibi tiyatro alanında da nefes alınamayacak bir aşamaya gelindi. Bu sebeple konu ile direkt ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yürütülen diyaloglar, yapılan öneriler ve çağrılar, söz verilen vaatlerin bir kısmı kronolojik sıra ile aşağıda sunulmuştur. Bunlara Örgütlerin yaptığı özel onlarca girişim, Belediyelerin destekleri veya gerçekleşmeyen vaatleri, yapılan röportajlar, açıklamalar dâhil değildir.
Bugün gelinen noktada; Ağustos ayının son haftasına girilirken özel tiyatrolar 5 aylık pandemi süresince devletten tek kuruş yardım alamamıştır. Projeler zor şartlarda tamamlanıp teslim edilmesine rağmen ilan edilen dijital gösterim ödemesi bile halen yapılmamıştır. Sevgi ve saygılarımızla kamuoyunun ve basının dikkatine sunarız”.
MKM’NİN KÜLTÜR MERKEZİ BOŞALTILIYOR
Mezopotamya Kültür Merkezi’nin 18 yıldır faaliyet gösterdiği binanın AKP’li Beyoğlu Belediyesi’ne tahsis edileceği öğrenildi. MKM çalışanları kazandıkları ihalelerin her seferinde iptal edildiğini belirterek, hukuksuzluğa dikkat çekti. Musa Anter, Feqi Huseyin Sağnıç, İsmail Beşikçi, Ali Temel gibi bir grup aydın, sanatçı, işçi ve öğrenci tarafından el birliğiyle 27 Eylül 1991’de İstanbul’da kurulan Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM), 18 yıldır hizmet verdiği Beyoğlu’ndaki binası boşaltılıyor. 2019 yılı içinde sözleşmeleri olmasına rağmen kiracılara bilgilendirme yapılmadan bina Vakıflar Müdürlüğü tarafından 3 kez ihaleye çıkarıldı. Farklı şekilde ihaleden haberdar olan ve 3 kez girdikleri ihalelerden ikisini kazanan MKM yetkilileri, Vakıflar Müdürlüğü’nün “Yeterli rekabet oluşmadı” gerekçesiyle ihaleleri iptal ettiğini söyledi. Binayı hemen boşaltamayacaklarını Vakıflar Müdürlüğü’ne birebir ilettiğini söyleyen MKM çalışanı Ferit Elalmış, kendilerine “Size gerekli süreyi verdik, bu yüzden ya binayı siz boşaltırsınız ya da biz gelir boşaltırız” dendiğini aktardı.
GALATA KULESİ’NDE SORUŞTURMA
Galata Kulesi'nde gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarıyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturmada, Galata Kulesi'nde 2863 Sayılı Yasaya (Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu) muhalefet teşkil edecek eylemler olduğuna ilişkin haberler ve müştekilerin suç duyuruları olduğu belirtilerek, bunun üzerine soruşturulma başlatıldığı söylendi. TBMM Başkanlığı’na soru önergesi veren CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, restorasyon çalışmalarını yürüten kişilerin tarihi yapı restorasyonu ve mesleki anlamdaki yeterliliklerini sorguladı.1500 yıllık geçmişi olan, İstanbul’un simgesi, UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Galata Kulesi’ne sıradan bir yapı muamelesi yapan firmaya yaptırım uygulanıp uygulanmadığını, uygulandıysa ne tür bir yaptırım uygulandığını soran Tanal, restorasyon rezaletine göz yuman bakanlık bürokratları hakkında da soruşturma başlatılıp başlatılmayacağını sordu.
Kars'a 42 kilometre uzaklıkta, Türkiye-Ermenistan sınırı üzerindeki yüzyıllar boyunca farklı kültür ve medeniyetlere beşiklik etmiş, tarihin en büyük hazinelerinden biri olan Ani Ören Yeri, Temmuz 2016'da Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yerini aldı. Ani Ören Yeri, Türkiye- Ermenistan sınırını ayıran Arpaçay nehrinin batı yakasında Türkiye sınırları içinde volkanik bir tüf tabakası üzerine kurulmuş ortaçağ şehridir. Ani'nin en eski tarihinin MÖ 5000 yıllarına kadar uzandığı düşünülüyor.
KUZEY’DEN ASLIM’A SUÇ DUYURUSU
Cumhurbaşkanlığı için düzenlenen bazı organizasyonları üstlenen Umut Kuzey, kendisine yönelik eleştirileri nedeniyle Müzisyen Aylin Aslım hakkında suç duyurusunda bulundu. Kuzey’in sosyal medya düzenlemesine ilişkin 'Klavye delikanlılığı bitiyor' paylaşımı üzerine sanatçı Aylin Aslım, “Hadi şimdi savunun büyük festival organizatörünüzü. Mühim işler yapıyor” diyerek Kuzey’i eleştirmişti. Gelişmeleri manşete taşıyan Günaydın Gazetesi, Aslım’ın eleştirilerini ‘sinkaflı’ sözler olarak niteledi; Kuzey’e hakaret edildiğini ileri sürdü. Kuzey ise, Aslım’ın eleştirileri sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Müzisyen Güvenç Dağüstün ise, "Bak sen! “Atanamamış Rockstar” şimdi de hükümetin tetikçilerini bu ülkenin gerçek bir sanatçısının üzerine salıyor!" diyerek Aylin Aslım'ın hedef gösterilmesine tepki gösterdi.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR”
DEDİ SAHNEDEN İNDİRİLDİ
Şarkıcı Melek Mosso, 22 Ağustos’ta İstanbul’daki Aqua Florya Hayal Kahvesi’nde verdiği konser sırasında “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” dediği için polislerce sahneden indirildi. İktidara yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesi ise bu olayı, “Melek Mosso’nun ağır siyasi göndermeleri konseri yarıda kesti” ifadeleri ile haberleştirdi. Bu habere ilişkin Instagram hesabından açıklama yapan Mosso, “Tecavüzler yaşanmasın diye ses çıkardığım için sahneden indirildim. Mikrofonum elimden alındı. Evime gelip hüngür hüngür ağladım. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği yüzünden öldürülen kadın arkadaşlarımın ruhuna, her konserimde armağan ettiğim ve ‘İstanbul sözleşmesi yaşatır’ dedikten sonra söylediğim ‘Keklik Gibi’ türküsü söylenenin aksine ayakta alkışlanmıştır. Konserde olan tanıdıkları bu söylemden rahatsız olup, polisi arayıp beni sahneden inmeye zorlamışlardır. Saygımızı hiç bozmadan, polisimize zorluk çıkartmadan sahneden indik ve bunun hakkında olaylar büyümesin diye asla konuşmadık. Fakat görüyorum ki yanlış yapmışız. Konuyu siyasi bir yöne çekmeye çalışmak manasızdır.Haberi kaldırmanızı ve bir özür yazısı yayınlamanızı istiyorum. Konserin bütün ses kaydı elimizde mevcuttur.Aksi halde hakkımı mahkemede delillerle arayacağımdan emin olunuz. Her zaman eşitsizliğin karşısında duracağımdan sevenlerim ve dinleyicilerim asla şüphe duymasın. Sizden ricam o günkü geceden(konuşmadan) videosu olan herkes #melekmosso ve #istanbulsözlesmesiyasatır etiketini yazarak paylaşsın lütfen. Müziği kısmaya çalışmak, sanatın eleştirel ve toplumsal gücünü yok saymak sadece büyük bir korku sonucu oluşur”.
DİZİ SETİNDE KORONA VİRÜSÜ
BluTV’de izleyicilerle buluşacak olan “Saygı-Bir Ercüment Çözer” dizisi’nin setinde korona virüsü çıktı. Dizinin çekimleri durduruldu. Nejat İşler’in başrolünde yer aldığı, Boran Kuzum ve Miray Daner’in de buluştuğu dizinin setinde büyük panik yaşandı. İlk dört bölümünün çekimleri tamamlanan dizinin yönetmeninin de aralarında olduğu ekipte birkaç kişinin korona testinin pozitif çıktığı için çekimlere ara verildi.
GRUP YORUM KONSERİ İPTAL EDİLDİ
Grup Yorum’un 9 Ağustos’ta Yenikapı miting alanında gerçekleştirmeyi planladığı konser İstanbul Valiliği tarafından yasaklandı. Grup Yorum üyeleri açıklama yaparak Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz ettiklerini aradan geçen 15 güne rağmen sonuç alınmadığını kaydetti. Grup Yorum açıklamasında mahkemenin hukuksuzluğa son vermesini istedi.
YÖNETMENE TERÖR SORUŞTURMASI
2010 yılında Barış ve Demokrasi Partisi’nin Siyaset Akademisi’ne ve 2013 yılında Gezi Direnişine katıldığı için hakkında ‘‘terör’’ soruşturması yürütülen yönetmen Kazım Öz’ün üçüncü duruşması 1 Eylül’de Tunceli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Kazım Öz, 1 Ekim 2019’da katıldığı duruşmadan sonra yargılanmasına dair şunları söylemişti: "Burada bir dönemin yarattığı politik atmosferin etkisi var. Eleştirel olan, muhalif olan herkesi cezalandırma çabasına dayalı bir dava olduğunu düşünüyorum. Hukuki değil siyasi bir dava sonuçta. Ben bir sinemacıyım. Senaryo yazarken bir anda kendimi savunma hazırlarken buldum. Sayfalarca savunma yazdım. Belki de bu filmi çekmiştim bu süre zarfında.’’ Uluslararası festivallerde jüri üyeliği de yapmış olan yönetmen Öz’ün, Beyaz Çınar, Şavaklar ve Zer gibi filmleri Kültür Bakanlığı tarafından desteklenmiş, ulusal ve uluslararası festivallerden toplamda 43 ödülle dönmüştü. Son filmi ‘Zer’ Kültür Bakanlığından destek almış ancak yine bakanlık tarafından filmin bazı sahneleri sansüre maruz kalınca, yasaklanan yerler İstanbul Film Festivali’nde ‘siyah sahneler’ halinde beyazperdeye taşınmıştı. (Haber Merkezi)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.