Teşekkürler Galatasaray
Sözlerime tüm milletimizin 18 Mart büyük Çanakkale Zaferi’ni kutlayarak başlamak istiyorum. Bu büyük destanı yazan başta Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu yolda canını, kanını ve fikirlerini ortaya koymuş herkese şükranlarımı sunuyorum. UEFA Avrupa Ligi son 16 turunda, ilk müsabakada Barcelona’nın evi Nou Camp’da maçı bir şekilde 0-0 bitirmeyi başarmıştık ve yapmış olduğumuz hatasız savunma övgüyle karşılanmıştı. Maçın ikinci ayağında da bundan ödün vermemek ilk hedefimiz olacaktı. Ancak Nef Stadyumu’nda oynanan maçı Barcelona 2-1 kazanarak adını çeyrek finale yazdırdı. “Bundan daha iyisi mümkün müydü, Neleri yanlış yaptık, neler yapılabilirdi? ” sorularını cevaplayacağımız yazımıza başlayalım. Galatasaray kadrosu bu yıl baştan yapılandırılmış ve baktığımızda henüz 7 aylık bir kadro. Bu işlerde en büyük başarıya uzanmanın her zaman tecrübe ile olabileceğine inanmışımdır. Sezonluk kurulan kadrolar ve 1 kerelik harcanan o kadar para ile başarı kazanılamayacağını, buralarda oynamanın devamlılık ve vizyonla sürdürülebilir kılınacağını defalarca gördük. Barcelona, uzun yıllardır daha üst seviyelerde oynamış ve bizim ”Cehennem” diye tabir ettiğimiz stadyum baskımızın her türlüsünü görmüş büyük bir takım olduğu için böyle durumlarda ayakları titremeyen ve maçı yönetebilen oyuncuların terübesi onlara yetti. Ancak yine de eleyebilirdik ve çok da yaklaştık. Bana göre bu süreçte ilk hata Beşiktaş maçında yapıldı. Ligde zaten herhangi bir hedef kalmamış olmasına rağmen Nou Camp’da 90 dakika oynamış 8-9 oyuncu ile tekrar tempolu bir derbiye çıkmak oldukça gereksizdi. 1 hafta içerisinde 10 km’nin üzerinde koşulan 3 maçı performansınızı düşürmeden tamamlamanız imkansız ve bunu Domenec Hoca da gayet iyi biliyordur diye düşünüyorum. Derbide sakatlanan Feghouli ve Mostafa 11’de yer alabilse, bu maçın 2. yarısında oyundan iyice düşen Berkan, Taylan ve Van Anholt dinlenmiş bir şekilde bu maça çıkabilse belki de başka bir senaryoyu konuşuyorduk ve ben şu an galibiyet yazısı yazıyor olabilirdim. Bu konuda yönetimin de önümüzdeki 3 maçtan (Barcelona-Beşiktaş-Barcelona) en az 1 galibiyet çıkarılırsa Divan Kurulu’nda İbra edilebilme ihtimali olduğunu düşünmeleri nedeniyle Beşiktaş maçının hedefe koyulduğu ve bu nedenle tam kadro çıkıldığı gibi haberler var ki umarım böyle bir hata yapılmamıştır. Her şeye rağmen bu maçta da öne geçtik, pozisyonlar da bulduk ama bir türlü son noktayı koyamadık. Gomis ve Kerem’in net pozisyonlarında golü çıkarabilsek maçı uzatmaya bile götürmeden kazanmamız mümkündü ama olmadı maalesef. Galatasaray bu sezon Avrupa’da gurur kaynağımız oldu. Çöken futbol iklimimizde ismimizi yeniden yukarılara çıkarmaya çalışması saygıdeğer bir meydan okuma. Yeniden Beşiktaşlısı, Fenerbahçelisi, Trabzonlusu herkesin Avrupa’da takımımızı desteklemesi başarıya açlığımızı ve fubolda potansiyelimizi bir kez daha gösterdi. Bu nedenle “Teşekkürler Galatasaray” . Şu anda sezonun geri kalanında hedef Avrupa’ya katılım hakkı kazanmak olmalı. Arada 8 puanlık bir fark var ve kolay bir süreç değil ama en başta da bahsettiğim gibi bu tecrübeler sağlanarak en büyük başarılar kazanılabilir. Bu nedenle Galatasaray’ın önümüzdeki sezon Avrupa kupalarında olması elzemdir. Eğer katılabilirse Galatasaray, kadrodan 2 oyuncu satılarak eksiklikler kapatılabilir ve bir sonraki sezon bu seviyenin de üstüne çıkabilir. En kötü senaryo ise kadroyu dağıtıp eski tarz transferlerle kulübü yeniden borç batağının en derinlerine götürmek olur.