Halil Yeni

Halil Yeni

Silahların gölgesinde aranan adalet

Silahların gölgesinde aranan adalet

 

 

Gezi parkı eylemlerine destek için İstanbul’un 1 Mayıs mahallesinde gerçekleşen yürüyüşte otobanı kesen kalabalığın içine dalan bir cip Mehmet Ayvataş’a çarpmış, 19 yaşında ki Ayvalıtaş olay yerinde ölmüştü. Ayvalıtaş’ın davası geçtiğimiz hafta görüldü.

 

Silahların gölgesinde adalet aramak hiç kimselere nasip olmadığı kadar nasip oldu ülkemin onurlu insanlarına. Sahi 20 kişilik duruşma salonuna 19 tane polisi sokmak, yurdumun adalet aranan mahkemelerinde gerçeğin değil de güçlünün haklı olacağına karar kılmak değildiyse neydi?  

 

Sahi hangi ceza bir annenin evlat acısını dindire bilirdi?  Yada hangi ceza güldüre bilirdi bir babanın ağlayan gözlerini? Acaba mahkeme hâkimi Mehmet Ayvalıtaşı öldüren zanlıya ‘Oğlum’’ diye seslenirken, aklından geçirmiş miydi pencere önünde dizini döverek bekleyen annenin, dişini sıkarak deliren babanın, ‘’oğullarının’ bir daha hiç gelmeyeceğini?

 

Oysa istediği zaman istediği manşeti attıracak, olmadı gazetecileri işinden atacak basınları vardı. İstanbul yanarken, yanarken Ankara, Antakya, halkın kafasında patlarken biber gazı kapsülleri, kör kalırken, sakat kalırken, ölürken birileri, penguen belgeselleri yayınlatacak, magazin bombaları patlatacak, yanlış verilen penaltının hesabını soracak televizyonları vardı. Neden almamışlardı sol basın emekçilerini duruşma salonuna?  Neden kilitlemişlerdi kapıları?  

 

Mahkeme salonuna biber gazından geçirilerek alınan avukatlar davalara cübbeyle değil de gaz maskesi, limon ve sirke suyuyla mı gelmeliydi?  Yada davayı takip etmek isteyen halk coplanırken, tartaklanırken adalet sarayının önünde, adaletin artık hep böyle tecelli edeceğini mi düşünmeliydi?

 

Hiçbir gerçek delile dayanmayan hükümet karşıtı en basit davalarda dahi sanıklar tutuklu yargılanırken, Ayvalıtaş’ı öldüren sanığın tutuksuz yargılanması ve davanın 5 Şubat gününe atılması acıyı korlaştıran ateşin zamanla külleneceği sonrada sönüp gideceğinin beklentisi miydi?

 

İşte bunlar yaşandı geçtiğimiz hafta görülen Mehmet Ayvalıtaş’ ın davasında. Belinde silah 19 tane polis alındı davanın görüleceği 20 kişilik salona. Polislerin salondan çıkartılması ve davanın daha büyük bir salonda yapılaması talebi reddedildi. Haliyle davanın müdahil bazı avukatları salona giremedi. Girmek isteyenlere biber gazı sıkılarak müdahale edildi. Hâkim Mehmet ayvalıtaş’ı öldüren sanığa ‘’Oğlum’ diye seslendi. Davaya gazeteciler alınmadı, duruma itiraz edip davayı takip etmek isteyen sol basın emekçileri tartaklandı, dava için adliye önüne gelen halk coplandı. Ve tüm bunların sonunda sanığın tutuksuz yargılanmasına karar verilirken, dava 5 Şubat 2014'e atıldı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 1062 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Yeni Arşivi