Rüşvet operasyonunda iddialara ceket, içki, yemek de karıştı!
Nitelikli dolandırıcılıktan ötürü çok cezası olan E.M’nin 12 Mart 2020 tarihli adının karıştığı son dolandırıcılık vakası sonrası öne sürdüğü rüşvet iddiasında savunmaları edindik. İddialara ceket, içki, yemek de karıştı
Gebze’de 12 Mart 2020 tarihinde piyasaya karşılıksız çek sürüp bu çeklerle nakliye dolandırıcılığı yapıldığı ileri sürülen kişilere yönelik Gebze İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri operasyonunda 20 kadar şüpheliden 10’una dair tutuklama kararı çıkmıştı. Bir sanık ev hapsi ile serbest bırakılırken diğer sanıklar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
OPERASYONDAN NEREDEYSE
BİR SENE SONRA SUÇLAMA
Ev hapsi ile serbest bırakılan ve daha önce de benzer suçlardan hakkında ağır cezalar aldığı belirtilen E.M söz konusu operasyondan yaklaşık bir yıl sonra gerek soruşturmaya katılan polisler, gerekse soruşturma savcısı ile bir avukat hakkında rüşvet suçlamasında bulundu. Suçlamalara tutuklu sanıklardan bazıları da dâhil oldu. İddialara göre E.M rüşvet verdiği için serbest kalmış ancak anlaşılan şekilde serbest kalmamış, bazı tutuklu sanıklar da rüşvet vermediği için tutuklanmıştı!
ÜLKE GÜNDEMİNDE YER EDİNDİ
Geçtiğimiz hafta içinde ülke gündemine kadar giren, iki ayrı soruşturmayı da tetikleyen 04 Şubat Cuma günü gerçekleşen duruşmada bilindiği üzere biri komiser altı polis memuruyla bir avukat hakkında tutuklu yargılama kararı çıkmıştı. Gazetemiz o duruşmanın sanık ve sanık avukatlarının savunmasını içeren duruşma tutanağı ile gerek suçlamada bulunan yolsuzluk sanıkları gerekse suçladıkları polis memurları ve avukatın kolluk ifadelerini edindi.
NÜFUZ TİCARETİ İLE DE SUÇLANDILAR
Gebze 1’nci Sulh Ceza Hakimliği’nde görülen, Hakim Emine Ürekli’nin mahkeme başkanlığını yaptığı davada sanıklar “Rüşvet Almak ve Vermek” ve “*Nüfuz ticareti” ile yargılandı. Komiser H.B.T; polis memurları S.A, A.A, N.A, Ş.Ö ve F.E ile birlikte Avukat T.S’nin tutuklu yargılanmasına hükmedilen duruşmada sanıkların savunmalarını Avukatlar –sanık sıralamasına göre- Burak Uluköylü, Medet Polat, Burak Gündoğdu, Nurcan Özlen, Emin Gökşenli, Ayşegül Ecem Şengöz ve Abdullah Baş üstlendi. Sanıklar mahkeme salonuna tek tek, sırayla alınıp dinlenirken mahkemedeki ifadelerinde özetle şunları söyledi:
“O KADAR PARA VERDİM.
EV HAPSİ ALDIM” DEDİ
Polis Memuru S.A: “Bahse konu operasyonu N.A yönetiyordu. Operasyon bilgilerinin verilmesi ile ilgili bilgi sahibi değilim. Operasyon yapıldığında Sulh Ceza’nın önünde beklerken E.M isimli şahıs içeriden çıktı ve bir takım serzenişlerde bulunuyordu. Ne olduğunu sorduğumda, ‘O kadar para verdim ama ev hapsi aldım’ dedi. Ben de ne olduğunu sorunca, ‘T.S’ye 100 bin, H.B.T’ye 90 bin lira para verdim’ dedi. Ben de bu olayı duyunca çok rahatsız oldum. ^
O zamanki birim amirimize durumu anlattım. Bu birimde çalışmak istemediğimi söyledim. …… müdürüne de durumu ben söyledim hatta benim ifadelerimden sonra soruşturma açıldığını düşünüyorum.
“BENİM AVUKAT KAZANSIN”
Operasyon tarihinde şüpheli birkaç duruma daha rastlamıştım. H.B.T bizi aradı. ‘Bir avukat gelecek onu E.M ile görüştürün. Başka da avukatla görüştürmeyin’ dedi. Biz de götürüp görüştürdük. Avukatın kim olduğunu hatırlamıyorum. Daha sonra avukatın kim olduğunu sorduğumuzda, ‘Başka avukat kazanacağına benim avukat kazansın’ dedi.
“PARA OLMAZ” DEYİNCE
CEKET ALACAĞINI SÖYLEDİ
Daha sonra yine o süreçte H.B.T bize, ‘E.M’nin bu olayda suçu yok bu adamın tutuklanmaması lazım. Ş, o iş sende. Tutuklanmazsa size 10 bin lira vereceğim’ dedi. Ş de, ‘Para olmaz’ deyince hediye ceket alacağını söyledi. Benim bu süreçte karşılaştığım olaylar bunlardır. Kollukta detaylı bir şekilde anlatmıştım. Herhangi bir rüşvet alma eylemim olmadı. Kimsenin benden şikâyeti yoktur. Ben zaten kimseden bir kuruş para almadım.”
KİMSEDEN HERHANGİ
BİR ŞEY ALMADIM
Polis Memuru A.A: “Yapılan operasyonda ben görev almadım, sadece 5-6 kişinin ifadesini yazdım. Bürodan giden arkadaş gittikten sonra hakkımızda böyle suçlamalarda bulunmuş. Kimseden herhangi bir şey almadım, üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum.
KİMSE BİZE HİÇBİR
MENFAAT TEMİN ETMEDİ
Ben Ş. ile birlikte ceket indirimi olduğunu duyunca kendi paramı vermek suretiyle gidip ceket aldım, indirim olduğunu da diğer arkadaşlara söylemiştik. Emniyette ceket ile ilgili herhangi bir konuşma geçmedi. Kimse bize ceket veya başka bir menfaat temin etmedi. Kimseyle menfaat temin edecek bir görüşme ya da konuşma yapmadım.”
OPERASYONU SAVCININ
TALİMATLARI İLE YÖNETTİM
Polis memuru N.A: Bu operasyonu ben yönetiyordum. Operasyonda her şeyi … …. savcının talimatları ile yönettim. Usulsüz herhangi bir şey yapmadım. Yaklaşık dört ay dinleme ve teknik takip yapılan bir dosyaydı. ‘Operasyon bilgileri bize verildi’ dedikleri tarihte daha dinleme almıştık ve operasyonun en başıydı. Hatta dinleme aldığımız için kamyonu durdurmuştuk.
ETKİN PİŞMANLIKTAN DAHA
SONRA YARARLANMAK İSTEDİLER
…. …. savcı operasyondan birkaç gün önce etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyen olursa tutuklama istemeyeceğini, operasyon kapsamındaki beş şüpheliye bunları söylememizi istedi. Biz de söylediğimizde şüpheliler kabul etmedi. Daha sonra E.M’nin avukatı, ifadeler verildikten sonra etkin pişmanlıktan yararlanmak istediklerini söyledi. Ben de Savcı Bey’e ilettim. Savcı Bey de ifadeye almamızı, daha sonra inceleyeceğini söyledi. Daha sonra karakola gelerek bütün şüpheliler ile görüşmüştü.E.M daha sonra, ‘İnşallah tutuklanmayacağım’ dedi.
OLAYDAN BİR YIL SONRA
BÖYLE İFADE VERMİŞLER
Bu hususları karakol ifademde de detaylı anlattım. Ben kimseden rüşvet almadım. Zaten ifadelerde de bana para verildiğine dair herhangi bir beyan yoktur. Yine aleyhimde şüpheliler için avukat ayarladığıma dair bir ifade de yok. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Olaydan bir yıl sonra böyle bir ifade vermişler. Fazla ceza aldıkları için yaptıklarını düşünüyorum.
E.M’NİN YEĞENİ BİZDEN
AVUKATLIK YAPMAMIZI İSTEDİ
Avukat T.S: “Ben aynı dosyada şüpheli olarak bulunan (Kalpazanlık dolandırıcılık operasyonu şüphelisi) E.U’nun avukatıydım. E.M’nin yeğeni bize ulaşarak avukatlık yapmamızı istemişti. Yanımda çalışan A.D.Ç, menfaat çatışması olmadığı söylendiği için avukatlığını üstlendi.
E.M’NİN İTİRAFI İLE
ÖRGÜT ŞEMASI ÇİZİLDİ
İlk başta örgütün şeması tam olarak çizilememişti ancak E.M itirafçı olmak istedi ve onun itirafı ile örgüt şeması çizildi. Daha sonra adli kontrol istemi ile sevk edildi ancak ev hapsi verilmiş. Bu süreçten sonra E.M saldırgan bir tavır sergilemeye başladı. Özellikle N.A’nın kendisini yaktığını söylüyordu çünkü savcı etkin pişmanlık için N.A üzerinden teklif göndermişti.
BEN, E.M VE H.BT GÖRÜŞTÜK
Olaydan sonra E.M, ‘Benim içeridekileri çıkartmam lazım’ demeye başladı. H.B.T ve benim olduğum aramızda bir görüşme gerçekleşti. Ancak burada herhangi bir rüşvet olayı olmadı. Dosyadaki bir memurla ilgili konuşmak istediğini söyleyerek bizi çağırmıştı.
NÜFUZ TİCARETİ YAPMADIM
H.B.T uzun yıllardır tanıdığımdır. Onun bulunduğu şubede benim sadece bir dosyam var, hiçbir zaman tanıdığım olması nedeniyle bundan faydalanmadım. Nüfuz ticareti yapmadım.
E.M’NİN KURGULADIĞI BİR OLAYDIR
Bu olaylardan sonra E.M’nin kurguladığı bir olaydır bu. Diğer şüpheliler ile de görüşüp benzer şekilde ifade vermelerini sağlamıştır. İnsanlar üzerinde baskı kurduğunu düşünüyorum. İfade verenlerde genelde akrabalarıdır. Kendisi yetkisizlik ile İstanbul’a giden dosyalardan kurtulmak için böyle bir olay kurgulamıştır.
E.M’DEN 80 BİN LİRA
VEKÂLET ÜCRETİ ALDIM
İfade verenlerin söyledikleri miktarlar da birbirleri ile tutarlı değildir. Ben E.M’den 80 bin lira vekâlet ücreti aldım. Hesabıma yattı. Açıklamasına borç olarak yazmış.
60 BİN LİRAYI YATIN
SAHİBİ ŞİRKETE GÖNDERDİM
Daha sonra bir yatı olduğunu, satacağını söylediğinde ben almak istedim. 58 bin 500 lira, yattan kalan bakiyeyi ona gönderdim. Daha sonra 58 bin 500 liranın üzerine katarak 60 bin lira şeklinde, yatın sahibi şirkete gönderdim. O tarihten sonra aramızdaki ticaret bitti. Yatın değeri 250 bin lira değil 120 bin lira civarındadır.
Ben bu süreçte üzerime atılı bu suçları işlemedim. Diğer şüphelilerden H.B.T dışındakileri tanımıyorum.
SÖYLEMDE BULUNURUZ AMA
YAPACAĞIZ ANLAMINA GELMEZ
Biz ara ara müvekkilleri ikna etmek için, ‘Şunu yapacağım bunu yapacağım’ gibi söylemlerde bulunuruz ancak bu yaptığımız anlamına gelmez. Böyle bir girişimde bulunmayız.
SAVCININ DA SANIK OLMASI GEREKİRDİ
Şayet böyle bir olay olsaydı dosyanın savcısının da sanık olması gerekirdi. Savunmalarım bu şekildedir, ayrıntılı beyanları kollukta verdim. Tahliyemi talep ediyorum.”
BAŞKA BİRİME GÖNDERİLİNCE
BANA VE A.A’YA TAVIR ALDI
Polis Memuru Ş.Ö: Bu konuyla ilgili olarak şahsımla alakalı teknik bir takibe takıldığıma dair tape kaydı yoktur. S.A (şüpheli polis memurlarından) iyi bir arkadaş çevresi olmadığı gerekçesi ile başka birime gönderilmişti. Bu süreçten sonra bu şahıs A.A’ya (şüpheli polis memurlarından) ve bana karşı tavır aldı.
CEKETİ KENDİ PARAMLA ALDIM
Dosyadaki ceket mevzusu da, ben bu ceketi kendi paramla aldım. H.B.T’nin (şüpheli komiser) bize herhangi bir menfaat temini olmadı. Biz nerede indirim var ise gider oradan alışveriş yaparız. H.B.T’nin tape kayıtlarında benim ne kadar dürüst biri olduğum ve para almadığım belirtiliyor.
SAVCININ DA İŞİN İÇİNDE
OLDUĞUNU BELİRTİR İFADELERİ VAR
H.B.T’nin görüşmelerinde memurların rüşvet alabileceği yönünde imaları var. Ayrıca (üst düzey bir emniyet amirinin) Kervan Restaurant’ta yemek yediğini ve parasını polis memuru M.A’nın (şüphelilerden değil) ödediğini, NZM dosyasını kast ederek Cumhuriyet Savcısı’nın da işin içinde olduğunu belirtir ifadeleri var.
Ben 12 yıllık memurum, bu zamana kadar hiçbir dosyada yanlış bir şey yapmadım. Şaibeli bir durum yapacak olsam tekrar o insanlar ile görüşmezdim. Üzerime atılı hiçbir suçu kabul etmiyorum, suçsuzum.”
85 SAYFA İFADE VERDİM
Komiser H.B.T: Üzerime atılı suçlamayı anladım. Daha önce kollukta ifade vermiştim, o ifadelerimi aynen tekrar ediyorum. 85 sayfa ifade verdim, o ifademe ekleyeceğim başka bir şey yoktur.
H.B.T’nin kolluktaki ifadesinden özetle: Bu soruşturma ile ilgili 12 Mart 2020 tarihinde yapılan operasyon zamanında ………………….. olarak görev yapmakta idim. O dönemde büronun amiri ……… idi. Bu dosyanın takibini ilk başlatan polis memurları Ş.Ö, A.A ve S.A isimli memurlardır.
KARŞILIKSIZ ÇEKLE
NAKLİYE DOLANDIRICILIĞI
Olayın başlama şeklide yapılan bir ihbarda piyasaya karşılıksız çek sürüldüğü ve çek üzerinden nakliye dolandırıcılığı yönünde yapılan tespitler sonucunda, 20 civarında şüpheli şahsa yönelik Gebze CBS’dan CMK 135 kararı alındı ve çalışmalara başlandı…
Operasyonun yapılacağı 12 Mart 2020’den 10 gün kadar önce büro amirimiz bana operasyon yapılacağı ile ilgili bilgi verdi..
İTİRAFÇI OLURSANIZ TUTUKLAMA YOK
Operasyon sonrası – Şüpheli sayısının çok olmasından ötürü soruşturma savcısı Gebze İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gelerek gözaltındaki şüphelilerle görüşme yaptı. Görüşmeler başlamadan savcı şüphelilere, ‘İtirafçı olursanız hakkınızda tutuklama olmayacak. Sizi yurt dışı çıkış yasağı ile mahkemeye sevk edeceğim’ dedi.
Polis memurlarından N.A da şüpheli şahıslara, ‘İtirafçı olursanız savcı sizi tutuklamayacak’ gibi söylemlerde bulundu.
RÜŞVET ALMADIM VE TALEBİM OLMADI
Sevk ettiğimiz şahıslardan 10 şüpheli tutuklandı, bir şüpheli hakkında ev hapsi kararı alındı, diğerleri serbest bırakıldı. Büro amirimiz o süreçte üniversite tezinden dolayı izinli olduğu için amir yardımcısı olmam nedeniyle fezlekeyi ben imzaladım.
Bu soruşturma kapsamında kesinlikle kimseden rüşvet adı altında para almadım veya bu yönde bir talebim olmadı.”
YURTDIŞI YASAĞINI
2.5 AY SONRA ALDIRMIŞTIK
Polis Memuru F.E: Benim hakkımda operasyon bilgilerini ifşa etmek suçlaması var. M.E (Kalpazanlık yolsuzluk operasyonu sanıklarından) benim aracı durduğumuzun ertesi günü Whatsapp’tan yurtdışı çıkış yasağını şahsa gösterdiğimi söylemiş ancak biz bu şahıslar ile ilgili yurtdışı yasağını o tarihten 2.5 ay sonra aldırmıştık. Bütün HTS kayıtlarına bakılabilir, benim bu şahıslar ile ilgili hiçbir irtibatım yok. İmkân var ise Whatsapp da incelensin.
TUTUKLANDIĞI İÇİN
BİZE KİN GÜTMEKTEDİR
Benim bu olaylar ile hiçbir ilgim yok. Bu şahıs tutuklandığı için bize kin gütmektedir. Şahsın benim ismimi bilmesi ve teşhis etmesi normal çünkü operasyon sürecinde dört gün boyunca ben sürekli emniyetteydim. Adliyeye bu kişiyi getirenler arasında vardım, cezaevine götürenler arasında da vardım.”
** Nüfuz ticareti suçu; kendisi kamu görevlisi olmayan bir kimsenin, kamu görevlileri (memur, avukat, hakim, kaymakam, polis vs) üzerinde nüfuz sahibi olduğunu ileri sürerek haksız bir işi gördüreceği vaadiyle kendisine veya bir başkasına menfaat temin etmesi ile oluşur.
**
Rüşvet var ise savcı da sanık olmalıydı
** Gebze 1’nci Sulh Ceza’da tutuklu yargılama kararı alanın duruşmada avukatların müvekkillerini savunmaları da kararın önüne geçemedi. En dikkat çeken savunmalardan birinde, “Rüşvet var ise hakim ve savcı da sanık olmalıydı” şeklindeydi
S.A OLSA OLSA TANIK KONUMUNDADIR
S.A’nın Avukatı Medet Polat: İfade sahibi E.M’nin müvekkil hakkında herhangi bir beyanı yoktur. Müvekkil operasyon tarihinde duyduğu bilgileri amirlerine hatta emniyet müdürüne kadar anlatmıştır. Müvekkil bu olayda şüpheli değil olsa olsa tanık konumundadır.
S.A’NIN İFADELERİ KİN GÜTME AMAÇLIDIR
A.A’nın Avukatı Burak Gündoğdu: Müvekkil NZM dosyasında yalnızca 5-6 kişinin ifadesini yazmıştır, ifadesinde de bu durumu belirtmiştir… İfadesini aldığı kişiler dosyanın baş şüphelileri değildir… Tapelerde birkaç yerde müvekkilin adı geçmektedir onun dışında herhangi bir somut delil yoktur. S.A’nın (Diğer şüpheli polis memuru) kin gütme amacıyla verdiği ifadeler mevcuttur. Bunun aksini ispat edecek ses kayıtları da mevcuttur.”
MENFAAT TEMİN EDECEK OLSAYDI
OPERASYONU ZAMANINDA YAPMAZDI
N.A’nın Avukatı Nurcan Özden: Bu olay E.K (Yolsuzluk operasyonu şüphelisi) ile avukatı arasında yaşanan olaylar sonrası gündeme gelmiştir… Etkin pişmanlık yargılamanın her aşamasında taraflara söylenen bir şeydir. Müvekkil eğer dosyada bir menfaat temin edecek olsaydı operasyonu zamanında yapmazdı. Ya da başka türlü usulsüzlükler yapardı çünkü dosya zaten kendi yönettiği bir dosyaydı.
Müvekkil tüm işlemleri savcı talimatı ile usulüne uygun şekilde yapmıştır. Diğer dosyadaki tüm şüpheliler halen tutuklu. Ortada şaibeli bir durum olsaydı bunların salıverilmesi gerekirdi…
Asayişte içki içirildiği hususu da doğru değildir. 30 kişinin gözaltında olduğu bir günde emniyette böyle bir şeyin yapılması hayatın olağan akışına aykırıdır.
OPERASYON BAŞARILI OLDUĞU
İÇİN YEMEĞİ, H.B.T ISMARLAMIŞTIR
Operasyon başarılı olduğu için ödül olarak bir yemeğe gidilmiştir. Ancak yemeğe 10 kişi katılmasına rağmen altı şüpheli sevk edilmiştir. Bu yemeği de komiser H.B.T organize etmiş ve ısmarlamıştır.
Bizim müvekkilin avukat ayarlama konusunda bir dahli olmadığı ortadadır. Tüm bu kapsamda müvekkil açısından atıyı suçların işlendiğine dair bir delil yoktur.”
DOLANDIRICILIK SANIĞI E.M’NİN
KENDİNİ KURTARMAK İÇİN İFADELERİDİR
Avukat T.S’nin Avukatı Abdullah Baş: Dosyadaki tape kayıtları ve diğer deliller kapsamında herhangi bir para alınmadığı ve dağıtılmadığı ortadadır. Dolandırıcılık dosyalarında çok fazla ceza alan E.M isimli şahıs kendisini kurtarmak amacıyla bu tür ifade vermektedir.
Dosyaya sunulan ses kaydı hukuka aykırı delildir ve müvekkile ait değildir.
Yat konusunda yapılan işlemler tamamen hukuka uygundur…
SÖYLEMLER ÜZERİNDE SUÇLAMA OLAMAZ
Ş.Ö’nün Avukatı Emin Gökşenli: Müvekkil hakkında E.M’nin ifadelerinde doğrudan suçlayıcı bir beyan yoktur… Herhangi bir itham yapmıyoruz ancak diğer kişiler arasında geçmiş bazı söylemler nedeniyle müvekkil suçlanamaz.
Müvekkil aleyhine ifadesi bulunan S.A (şüpheli polis memurlarından) bazı telefon görüşmelerinde, ‘Onları bitireceğim’ şeklinde sözler söylemiştir. İfadeleri de bu amaç doğrultusundadır.
Müvekkil hiç kimseden bir menfaat temin etmemiştir. Ceket mevzusunda da yoktur.
Rüşvette, iki kişi arasında rüşvet anlaşması olması gerekir. Yapılan işlemler sırasında böyle bir olaylara katılması söz konusu değildir.
RÜŞVETİ MEMUR AMİRE GETİRİR
BURDA AMİR MEMURLARA DAĞITMIŞ!
10 kişinin yemeğe gitmesi gibi bir olay var ise de müvekkil böyle bir yemeğe gitmemiştir.
Hayatın olağan akışına göre rüşvet memur tarafından alınıp amire verilmesi gerekirken her ne hikmetse amirin alıp memurlara dağıttığı söyleniyor.
HANGİ EYLEMDE NE KADAR
RÜŞVET ALDIĞI BELİRTİLMEDEN
Komiser H.B.T’nin Avukatı Burak Uluköylü: Rüşvet suçunda taraflar arasında bir rüşvet anlaşması olması gerekir. Savcılığın talebine baktığımızda kimin hangi eylemde ne kadar rüşvet aldığı belirtilmeden genel geçer bir ifade ile şüpheliler tutuklamaya sevk edilmiştir.
Dosyada rüşvet suçunun olmadığı aşikâr olduğu için savcılık buna bir de nüfuz ticareti suçunu eklemiştir. Nüfuz ticareti suçu tutuklamayı gerektirmeyen bir suçtur.
İDARİ SORUŞTURMA GEREKTİRİR
Bu dosyada rüşvet suçunun işlendiğine dair hiçbir delil yoktur. Bir takım polislik ve avukatlık mesleğine yakışmayan davranışlar olmuş olabilir. Bu durumda nüfuz ticareti suçu bir ihtimal tartışılabilir. Ancak genel anlamda bu eylemler idari bir soruşturma gerektiren eylemlerdir.
RÜŞVET ALINDI VERİLDİ İSE
SAVCI VE HÂKİM DE SANIK OLMALIYDI
E.M denen şahsın tutuklanmaması için dosyada rüşvet verildiği iddiası var. Ancak tutuklama kararını verecek makam bellidir. Polislerin bu karar üzerine bir etkisi bürokrasi olarak zaten bulunmamaktadır.
Madem ki rüşvet alındı ve verildi o zaman savcının da hâkimin de burada sanık olarak bulunması gerekir.
BU TÜR DOSYALARDA
HERKES ZAN ALTINDA KALIR
Bu olaylar nitelikli dolandırıcılık suçundan çok yüksek cezalar almış bir şahsın beyanları ile cereyan ediyor. Buradan çıkacak bir tutuklama kararı bu tür dosyalarda herkesi zan altında bırakacak sonuçlar doğurur. Bu dosyada rüşvet kesinlikle yoktur.
M.E NE GÖRÜŞME NE DE
TELEFON NUMARASI SUNABİLDİ
F.E’nin Avukatı Ayşegül Ecem Şengöz: Müvekkil hakkında tek iddia M.E’nin (Yolsuzluk soruşturması sanığı) beyanlarıdır. M.E beyanında ne bir Whatbapp görüşmesi ne de bir telefon numarası sunabilmiştir.
Rüşvet için iki tarafın almak ve vermek konusunda anlaşması gerekir.
Müvekkil üzerine atılı suçları kesinlikle işlememiştir. Zaten kendi beyanında ve N.A’nın (şüpheli polis memurlarından) beyanında adli kontrol kararını belirtilen tarihten 2.5 ay sonra alındığını belirtmişlerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.