MADDE 58
Bugünlerde tüm ülke bunu konuşuyor.
Konuşacak başka bir sorun olmadığı için...
Açılım yapıldı,PKK kapandı.
Öyle şehit haberleri de yok nicedir.
İşsizlik oranı azaldı epeyce.
Üniversiteli gençlerin çoğunun eli ekmek tutuyor artık.
Bütün öğretmenler atandı.
Ne öğretmen eksiğimiz mevcut, ne de okul ihtiyacımız.
Ağaçları bahane edip ülkeyi bölmeye çalışanlara hadleri bildirildi.
Gezi eylemi adı altında bölücülük yapmaya çalışan bu bu teröristler(!) ettiklerini buldu.
Hepsi bir bir tespit edildi.
Üniversitede yurtlarında kalanlar, yurttan atıldı.
İbret-i alem olsunlar diye...
Bu hainliği yapan özel tiyatroların ödenekleri kesildi.
Nankörlüklerinin bedelini ödüyorlar.
Sonra, bugüne dek okuyan çocukları ırkçı yapan andımız kaldırıldı.
Darbe yapmaya çalışan askerlerin hepsi etkisiz hale getirilerek, ülke asayişi sağlandı.
Sünni,Alevi,Kürt,Ermeni ayrımcılığına yol açan TC. ibaresi sorunu da halledildi.
Muhafazakâr demokrat Türkiye'mizde mutlu mesut yaşıyorken,en önemli ayrıntının
gözden kaçtığını farkettik.
Üniversitede okuyan kız kısmısı ile erkeklerin, aynı evlerde kalması gibi büyük bir
ayıbı nasıl atlamışız?
Aman Yarabbim.
Başımıza taş yağmadığına şükretmek gerek.
Şükür ki, akıllı ülke idarecimiz bunu farketti de, cehennemlik olmaktan kurtulduk.
Kapı gibi 58. madde bize bakar,biz de ona bakarmışız yıllardır meğer.
58’inci madde ne diyordu?
“Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır. Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.”
Neyse ki geç olsa da farkedildi de, felaketin eşiğinden döndük.
Bu libido arsızı ne idüğü belirsizleri, lütfen gördüğünüz yerde ihbar edin sevgili okurum.
Hepimizin çoluğuna çocuğuna kötü örnek oluyorlar.
Tiz kelleleri alına.(Ay, tekrar özür dilerim,bu tabir de nereden çıktıysa kalemimden.Hep bu muhteşem
Süleyman dizisi yüzünden!Kaldırılmalı bu diziler de.)
*1989 yılında, o zamanın Gebze'sinde,erkekli bir evde kız kısmısı olarak kaldım.
İkisi benim yaşıtımdı,diğeri ise büyüğümüzdü.
Tek kız bendim.
Üstelik onlar Alevi ben Sünni'ydim.
Komşular, "sizin gibi anlaşan kardeşler görmedik" derlerdi.
Ramazan ayında beni sahura onlar kaldırırdı.
Soframı hazırlamama yardım ederler, hatta çoğunlukla onlar kurarlardı.
Camiye de giderdik,cem evine de.
Evin işini beraber yapardık.
Hiç senin paran, benim param mevzusu olmadı.
Birimizin parası,hepimizindi.
Uyuyakalanın üstünü örtüp,kapısını çektik.
Rahatsız etmemek için,parmak uçlarımıza basarak.
Üç odalı bir evin mutfağında yeri geldi,açlığı paylaştık.
Yeri geldi yokluğu,hasreti,gurbeti...
Bazen tartıştık, küstük,kavga ettik...
Ama,
Bütün olumsuzlukları paylaşarak tükettiğimizden olsa gerek,en çok mutluluk düşerdi payımıza.
Ben,erkekli bir evin kız kısmısıydım!
O kızlı-erkekli evde,
Hiç kirlenmedi insanlığım...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.