“LGBT bayrağının açılmasına hükümet izin verdi”
Yeniden Refah Partisi MKYK üyesi Mikdat Ertem partisinin il divan toplantısında yaptığı konuşmada, ““Gülşen’ in salladığı LGBT bayrağını açmasına o gün ses çıkarmayanlar, aslında 6284 sayılı kanunu çıkartanlardır” dedi.
Yeniden Refah Partisi Kocaeli İl Teşkilatı İl Divan Toplantısını Körfez İlçesinde Bulunan Tütünçiflik Kongre Merkezi’nde yaptı. Son günlerin sıcak gündemi Gülşen konusuna parmak basan, Yeniden Refah Partisi MKYK üyesi Mikdat Ertem, “Gülşen’ in salladığı LGBT bayrağını açmasına o gün ses çıkarmayanlar, aslında 6284 sayılı kanunu çıkartanlardır. Zira yıllardır başta Taksim olmak üzere Türkiye'nin pek çok yerinde, sözde Onur Yürüyüşü adı altında yürüyüşler yapılmış ve LGBT paçavralarının açılmasına da göz yumulmuştur. Her ne kadar Cumhurbaşkanımız İstanbul Sözleşmesi'ni feshetmiş olsa da, onun iç hukuk kanunu olan 6284 sayılı yasa halen yürürlüktedir. Bu yasaya dayanılarak yapılan hukuki düzenlemeler ve çıkarılan genelgeler halen yürürlüktedir. Bu hali ile hükümetin İstanbul sözleşmesinden çekildik demesi hiçbir şey ifade etmemektedir. Medeni kanun ve Siyonist bir proje olan 6284 ve 6251 yasa uygulamaları ile pek çok genç evlilik mağdurları, evden uzaklaştırmalar, iftira mağdurları ortaya çıkmış, zamanla aile yapımızın temeli dinamitlenmiştir.
“ÖMÜR BOYU NAFAKAYI KALDIRACAĞIZ”
Diğer bir yandan ömür boyu nafaka konusu da kanayan bir yara olarak varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Bir ay veya üç ay evli kaldığı halde boşanmış ama ömür boyu nafaka ödemeye mahkûm edilmiş yüzbinler var. Aslında hiç kimse ömür boyu nafaka ödemeye mahkûm edilmemelidir, bu adil değildir. Ne kadının ne de erkeğin mağdur edilmeyeceği adil çözümler getirilmelidir. İktidara geldiğimizde ilk işimiz, ömür boyu nafakaya son vermek, Aile yapımızı dinamitleyen 6284 yasa ve uygulamalarını ortadan kaldırmak olacaktır.
“İKTİDAR ÇİFTE STANDART UYGULUYOR”
Gülşen in yaptığı imam hatipli açıklamasının kabul edilemez olduğunu ve vicdanları yaraladı. Fakat her ne olursa olsun hukukun üstünlüğünden de asla taviz verilmemesinin gerekir. Dini değerlerimize ve kutsallarımıza dil uzatıp hakaret eden her kim olursa olsun elbette hukukun önüne çıkartılarak, gerekli ölçüde cezalandırılmalıdır. Ancak, adalette çifte standardın ve kişiye göre suç ve ceza muamelesinin de kabul edilemeyecek. Bakara süresi ile alay edenlerle, milletimize alenen küfreden, Hükümete yakın bazı kişilerin de aynı şekilde cezalandırılmaları gerekmiyor mu diye sordu? Gülşen toplumun bir kesimine ağır bir hakarette bulunduğu için cezaevine atıldı. Hukuki süreçte cezaevine atılarak mı yargılanmalı, yoksa yargılandıktan sonra mı suçlu ise cezaevine atılmalı tartışmaları süredursun, Gülşen’ in hakaret dolu sözleri kadar, uygulanan bu çifte standardın da toplumu bir o kadar rahatsız ettiği unutulmamalıdır” dedi.
Haber: Hanifi SURUN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.