KAYBETME KORKUSU OLMAYANLAR...!
Tarihten ders çıkartmayanlar eninde sonunda kaybetmek durumunda kalır.
Ünlü yazar Franz Kafka günlük rutin yürüyüşlerini yaptığı parkta küçük bir kızla karşılaşır.
Kız bir köşeye çekilmiş hüngür hüngür ağlıyormuş.
Ağlamasının nedeni oyuncak bebeğini kaybetmiş ve bu durum onu oldukça üzmüş.
Kafka küçük kıza bebeği birlikte aramayı önermiş ve ertesi gün aynı noktada buluşmak üzere anlaşmışlar.
Bebeği bulamaması üzerine Kafka küçük kıza bebeğin ağzından bir mektup kaleme almış ve buluştuklarında bu mektubu kendisine okumuş.
“Lütfen benim için üzülme, Dünya’yı görmek için uzun bir yolculuğa çıktım, sana başımdan geçenleri tek tek anlatacağım” der.
Bu yazılan mektupların ilkiymiş.
Kafka küçük kızla her buluştuğunda kaybolan oyuncak bebeğin hayali maceralarını özenle yazmış.
Yazmış olduğu mektuplardan ona okurmuş.
Küçük kız da kendini bu mektuplarla avuturmuş.
Derken gün gelmiş görüşmelerin sonuna yaklaşmışlar.
Kafka son buluşmada küçük kıza bir oyuncak bebek getirmiş.
Küçük kız oldukça farklı bir oyuncak bebekle karşılaşmış.
Bebeğe uzun süre şaşkınlıkla bakakalmış.
Bunun üzerine bebeğe iliştirilmiş bir not küçük kızın şaşkınlığını gidermiş.
Notta şöyle bir ibare yer almış;
“ Yolculuğum beni çok değiştirdi”
Uzun yıllar sonra artık bir yetişkin olmuş küçük kız.
Gözü gibi baktığı bebeğin gözünden kaçırdığı bir çatlağın içerisine sıkıştırılmış bir mektup eline geçer.
Mektupta kısaca şu cümleler yer alır;
“Sevdiğin herşeyi er yada geç kaybedeceksin, ama sonunda sevgi başka bir suretle geri dönecek”diyerek ayrılırlar.
Hiç kuşkusuz sevgi her zorluğu yener.
Önemli olan sevmek ve sevdiğine katlanmaktır.
Biz toplum olarak önce birbirimize olan güvenimizi kaybettik ardından sevgimizi.
Herşeye kuşkuyla bakan, kuşkuyla yaklaşan bir toplum olduk.
Bu yüzden sıkıntıları, zorlukları aşmakta hayli zorlanır olduk.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.