İki günde ülke gündemimiz değişti.
Ekonomi düzeldi, ülkedeki şiddet azaldı, işsizlik bitti...
Kız ve erkek çocuklarımızı ayrı ayrı okutma önergesi flaş haber...
İnsanı bölüp, ikiye ayırma mantalitesi Milli Eğitim Şurası'ndan çıktı.
Önce haberi yay kamuya.
Nabız yokla.
Gelebilecek tepkiyi törpüle.
Ondan sonra nabza göre şerbet, hodri meydan.
Yıllardır uygulanan politika bu.
Cumhuriyet, demokrasi ve  laiklik kavramlarıyla başlandı işe.
Atatürkçü, dinci diye ayırdılar toplumu.
Andımıza taktılar, kalktı..
İstiklâl Marşı okuma zorunluluğumuz kalktı.
Türban serbestisi getirildi.
İmam Hatipler çoğaldı.
Eğitimin içi boşaltıldı bilinçli yapılan bir sistemle...
Aydın kesimi pasifize ettiler.
Asker, polis emir erleri. 
Ki bu ülke deniz, yemeyen keriz türküsünü çığırırken engellenmesinler.
Satranç oyunu misali adım adım ilerliyorlar.
Şah- mat  hedef...
Şimdi de insanları kadın-erkek diye ikiye ayırmak ve iki ayrı yerde tasniflemekle bozmuşlar.
Kız ve erkek öğrencilerin ayrı ayrı eğitim almaları için hazırlık yapılıyor.
Zinhar onların düşünceleri değil, halkın isteğiymiş gibi gösterip, kabullendirmek için...
Bu cinsiyet ayrımcılığında iyi niyet aramak na-mümkün,
Beynin gri hücreleri belden aşağıya yönlendirilirken,  gelişmiş-temiz bir ruh,
doğru ve iyi bir niyet ve bilen-aydın bir beyinden, doğru bir düşünceden ve zihniyetten söz edilemez.
Çünkü gelişmemişliğin, örümcek beyinliliğin, cehaletin en açık ve tipik göstergelerinden biridir cinsiyet ayrımcılğı.
 
Açlık sınırının bin üç yüz, yoksulluk sınırının 3 bin yedi yüz, asgari ücretin 8 yüz küsur
olduğu bir ülkede,bin odalı sarayda, bin liralık varaklı bardakta su içebilmenin vicdanı varken sorgulanacak...
Çocuklarımızın zihinlerini, kalplerini bozup karıştırmakla uğraşmayalım...
Günahtır...