Dilovası'nda yıllardır, isimleri ve adresleri bilinen kişilerin yaptığı savaş propagandası, devletin hiçbir engeliyle karşılaşmadan sürdü. Geçtiğimiz hafta Dilovası ilçesinde, 10 kişi not bırakarak Irak-Şam İslam Devleti saflarında savaşmak üzere Suriye'ye gittiklerini ilan etti.

İddialara göre Dilovası’nda yaşayan bazı aileler akşam eve geldiklerinde bir not buldular. Notta, "Biz Suriye'ye gidiyoruz. Türkiye İslam Devleti olana kadar dönmeyeceğiz" yazıyordu. Ve notları yazan kişilerin topluca son görüldüğü yer bir kamyonete binerken ki görüntüleriydi.

Bunun üzerine ISİD’e katılan kişilerin aileleri, polise giderek ihbarda bulundu. Polisten gelen bilgilere göre, bazı kişiler Suriye'ye geçemeden yakalandı. Ancak başka bir kişi, gece geç saatlerde Dilovası'ndaki ailesini arayarak Suriye sınırını geçtiklerini söyledi.

Bölgede yaşayan mahalle sakinleri Dilovası'nda örgütlenen cihatçıların isimlerinin ve adreslerinin tek tek bilindiğini, en az iki senedir propaganda ve örgütlenme faaliyeti yürüttüklerini fakat emniyetin bu konuyla ilgili hiçbir şey yapmadığını bildiriyor.

Olayın duyulmasının ardından ISİD’e ev veren ev sahipleri ile görüşülmüş. Ancak ev sahipleri konu hakkında bilgi sahibi olmadıklarını söylemişler.

İlçedeki cihatçı örgütlenme hakkında bilgi veren bir yurttaş, Ramazan bayramı sırasında, cihatçıların Dilovası'ndaki cemaat ve tarikat mensuplarına giderek kendilerine biat etmelerini talep ettiklerini, bunun üzerine ilçedeki cemaat ve tarikat ileri gelenlerinin konuyu Kaymakamlık'a taşıdığını söyledi.

İlçeden bilgi veren bir başka yurttaşta, 5 ay kadar önce, Bosnalı olduğu tahmin edilen bazı kişilerin Dilovası'na geldiğini ve ilçedeki cihatçılarla buluşup görüştükten sonra Suriye'ye savaşmaya gittiğini iddia ediyor.

İşte durum böyle. Kocaeli’nden çok sayıda kişi Suriye ye savaşmaya gidiyor. Onları Suriye’ye taşıyan kişilerin kim olduğu bilinmesine rağmen haklarında hiçbir işlem yapılmayarak açık bir şekilde kollanıyor.

Ben yine de İnanıyorum ki Türkiye halkı, her gün masum insanların ve Suriyeli yurtseverlerin şeriatçı çeteler tarafından öldürüldüğü bu savaşın parçası olarak ne çocuklarını ölüme gönderecektir, ne de Suriyeli kardeşlerine tek bir kurşun sıkacaktır. Çünkü ölmek ve öldürmekten daha iyi bir seçeneğimiz var: savaş ve nefret dilini kullanan iktidarı alaşağı ederek ABD'yi kovmanın, komşu halklarla yeniden kucaklaşmanın yolunu açmak. Yukarıda yazdığım olaylar yaşansa da Halkımızın barışı ve kardeşliği tercih edeceğinden hiç kuşkum yok.