Geçtiğimiz perşembe akşamı Muallimköy mevkiinde kontrolden çıkan tır karşı şeride geçerek dört aracı biçmişti.

Kazada tatilini tamamlayarak Şanlı Urfa’dan Almanya’ya dönüş yapan altı kişilik Erdoğan ailesi feci şekilde can vermişti.

Tır kamyon sürücüsü aşırı hız yaptığı ve birden fazla ölümlü trafik kazasına sebep olduğu için tutuklanmıştı.

Aradan 24 saat bile geçmeden tutuklu şahsın ikinci bir itiraz kararı ile serbest kaldığını daha sonra yeniden tutuklandığını öğrendik.

Pazar günü sabah erkenden bu durumu öğrenince önce şaka sandım.

Daha sonra durumun gerçekliğini öğrenince derin bir soluk aldım.

Önce kazada yaşamını yitiren altı kişilik ailenin mutlu aile tablosu gözlerimin önüne geldi.

Daha sonra böyle bir konunun şakası bile insana acı verici olduğunu yüreğimde hissettim.

Tır sürücüsü cuma günü adliyeye sevk edilen fotoğrafını gördüm.

Jandarmaların önünde elleri kelepçesiz çok rahat bir hali vardı.

Aynı ülkenin bir başka yerinde gazeteciler, düşünce insanları kelepçelenerek götürülüş karelerini görmek mümkün.

Cumartesi günü Kartal’dan Ankara’ya bisikletleriyle pedal çevirerek yola koyulan Avukat Ezgi Çakır ve Avukat Süleyman Kökten üç yaşındaki kızları İdil ile birlikte cezaevinde 151 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek vermek ve onu yaşatmak için yola çıktılar.

Cumartesi günü saat 14:30’da Gebze Cumhuriyet Meydanına bisikletleriyle geldiler.

Orada kendilerini bekleyen bir grup aydın, siyasetçi karşıladı.

Ben de başlatmış oldukları bisikletli yolculuklarının gerekçelerini kendilerine sordum.

Avukat Ezgi Çakır telefonundaki yazı metnini okuyarak Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek vermek için barışçıl, demokratik bir yürüyüşü tamamlamak üzere yola çıktıklarını söyledi.

Kartal’da başlayan yolculuğun birinci etabı olan Gebze yürüyüşünü saat 15:00’de tamamladıklarını pazar günü sabahtan Kocaeli, Yalova, Bursa, Eskişehir etabını tamamlayarak 9 ağustos da Ankara’ya ulaşacaklarını ifade etmişlerdi.

Pazar günü güne erken başladım.

Kısa süreli bir yürüyüş yaptım, ardından kahvaltı işlemini tamamladıktan sonra Almanya’ya gidecek bir yakınımı Sabiha Gökçen havaalanına götürmek üzere saat:09:00’da yola çıktım.

Sabiha Gökçen yolu üzerinde seyahat eden tahminen 20 kişilik bisikletli grupla karşılaştım.

Yolcumu Sabiha Gökçen havaalanına bıraktım eve geldim.

Telefonum çaldı, tanımadığım bir telefon gelmişti.

Telefonu açtım, önce kendilerini tanıttılar Ankara’ya gitmek üzere Kartal’dan Gebze’ye gelen bisikletli grup olduklarını söylediler.

“Polis evden çıkmamıza izin vermiyor” denildi.

Bulundukları yeri tarif ettiler ben de kısa süre sonra oldukları yere gittim.

İlk görüşmem orada bulunan güvenlik büro yetkilileri oldu.

Onların ifadeleri; “bisikletle yola devam etmeleri güvenlik açısından kendileri ve başkalarının can güvenliğini riske sokacağı için 2918 sayılı yasanın 65-1C maddesine göre izin verilemeyeceğini”söylediler.

Daha sonra CHP İlçe Başkanı Recep Dursun olay yerine geldi.

Bisikletle yola çıkan Avukat ailenin yürüyüşlerini desteklediklerini, bu durumun bir engelleme olduğunu ifade etti.

Bisikletle yola çıkan Avukat aile adına kısa bir açıklama yapan Ezgi Çakır, polisin kendilerine engel çıkartmak için bu tür bir yolu seçtiklerini ancak arabayla da olsa Kocaeli sınırları tamamlanmak üzere yola çıktılar.

Ayrıntılı açıklamayı yolda yapacaklarını söylediler.

Her iki tarafın açıklamaları bizim için değerli ve önemlidir.

Yapılan bilgilendirmeler konusunu ve yorumunu okurların tercihine bırakıyorum.