İddia sahibi, iddiasını ispatla mükelleftir

İddia sahibi, iddiasını ispatla mükelleftir

Ancak bu, yargıda uygulanmıyor. Uygulansaydı, savcılar 17-25 Aralık sürecinde Erdoğan’a ‘iftiracı’ diyen Hüseyin Gülerce ile Zaman’ın kurucusu,...

Ancak bu, yargıda uygulanmıyor. Uygulansaydı, savcılar 17-25 Aralık sürecinde Erdoğan’a ‘iftiracı’ diyen Hüseyin Gülerce ile Zaman’ın kurucusu, Feto okullarının müfettişi Fehmi Koru’nun SÖZCÜ’nün patronu Burak Akbay hakkındaki FETÖ’cü iddialarını ispatlamasını isterdi

Erdoğan, önceki akşam sarayda verdiği iftar davetinde esnafı ağırladı. Yaptığı konuşmada, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken iddiaların ispatlanması konusuna vurgu yaptı. “Eğer ispata yönelik bir şey varsa, hukukta kaide şudur, müddei (davacı) iddiasını ispatlamakla mükelleftir” dedi…

Oysa hukukun bu en temel özelliği, Türkiye'de muhalifler için pek geçerli değil… Bunun en çarpıcı örneklerinden biri, SÖZCÜ Gazetesi'ne yönelik algı operasyonu. Gazetenin patronu Burak Akbay, hiçbir delil, belge olmadan, sadece FETÖ'cülüğü tastikli gizli tanıkların iftiralarıyla suçlanıyor. Hakkında yakalama kararı çıkarılabiliyor. 2 çalışanı ise FETÖ çamuru ve asılsız iddialarla hapse atılabiliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na dediği gibi, neden SÖZCÜ olayında da savcılar iddia sahiplerinin iddiasını ispatlamakla mükellef tutmuyor? Savcılar ve hakimler, sadece gazete haberleriyle, temeli olmayan suçlamalarla gazetecileri hapse atıyor.

İşte CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da bu adaletsizliğe isyan için yürüyor… “Adalet Yürüyüşü”yle, yargıdaki çifte standarda dikkat çekmek istiyor.

5

KORU VE GÜLERCE NEDEN DOKUNULMAZ?

Fehmi Koru, hayatının büyük bölümünü FETÖ'nün elebaşısı Fethullah Gülen'in dizinin dibinde geçirdi. Zaman gazetesini kurdu ve Feto okullarının müfettişliğini yaptı. 17-25 Aralık'tan sonra bile FETÖ'yle irtibatını hiç koparmadı. Hatta Meclis Darbe Komisyonu'da bile Feto'yu savunmuş, Feto'nun ABD'den istenmesinin bile yanlış olduğunu öne sürmüştü.

Bir an olsun bile FETÖ'nün masasından kalkmadı. Bekir Coşkun, Ahmet Hakan, Yalım Eralp, Ertuğrul Özkök dahil herkese iftira attı. Çeşitl iftiralar atmasıyla daha da ünlendi. İstanbul ile Pensilvanya arasında postacılık yaptı. FETÖ'cülüğü tescillenmesine rağmen şimdiye kadar kimse ona dokunamadı. Milletvekillerinin bile şu anda dokunulmazlığı yokken, o birileri tarafından dokunulmaz ilan edildi ve iftiralarını sürdürmeye devam ediyor.

6

ERDOĞAN'A “İFTİRACI” DEMİŞTİ

Hüseyin Gülerce, Fetullah Gülen'in yıllarca medyadaki sözcülüğünü yaptı. 17/25 Aralık'tan sona bile dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'a iftarıcı diyecek kadar ileri gitti. Gülerce yandaş TV kanalı Beyaz TV'de dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ı 22 Aralık 2013'te şöyle suçluyor: “Bir insanın, hem de dindar birinin böyle bir porno kaset hazırlamasını…

Sayın Başbakan'ın hangi belgeye göre konuştuğunu da söylemesi lazım. Bu şu anda bütün dindar olarak bilinen insanlara atılmış bir çamur, hem de Sayın Başbakan'ın ağzından. Üstelik de bir camiaya atıyorsanız içinde milyonlarca masumun olduğu insanlara. Şimdi Sayın Başbakan'ın dediği iftira… İftira atmaktır. Bu camiayı betirecekse Allah'tan başka kimse bitiremez. Diyelim ki budadı kesti biçti bunlar bitmezler. Allah rızası için çalışma bitmez… Çete var diyorlar. 11 yıldır bu çeteye neden ses çıkarmadınız?”

FETÖ'cülüğü tescilli sözde gazeteci Fehmi Koru, namı diğer postacı, iftiracının attığı iftiralar nedeniyle gazetemiz SÖZCÜ'nün imtiyaz sahibi Burak Akbay hakkında yakalama kararı çıkartılırken, itirafçı olan Fehmi Koru ile 17/25 Aralık operasyonundan sonra bile dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'a ağza alınmayacak sözler sarf eden Hüseyin Gülerce, hiçbir hesap vermeden kurtuluyor. Bu nasıl adalet! Devlet ve iktidar yara almıyor mu?

İDDİA SAHİBİ İDDİASINI İSPATLA MÜKELLEFTİR

Erdoğan, önceki akşam sarayda verdiği iftar davetinde esnafı ağırladı. Yaptığı konuşmada, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken iddiaların ispatlanması konusuna vurgu yaptı. “Eğer ispata yönelik bir şey varsa, hukukta kaide şudur, müddei (davacı) iddiasını ispatlamakla mükelleftir” dedi…

Oysa hukukun bu en temel özelliği, Türkiye'de muhalifler için pek geçerli değil… Bunun en çarpıcı örneklerinden biri,

SÖZCÜ Gazetesi'ne yönelik algı operasyonu. Gazetenin patronu Burak Akbay, hiçbir delil, belge olmadan, sadece FETÖ'cülüğü tastikli gizli tanıkların iftiralarıyla suçlanıyor. Hakkında yakalama kararı çıkarılabiliyor. 2 çalışanı ise FETÖ çamuru ve asılsız iddialarla hapse atılabiliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na dediği gibi, neden SÖZCÜ olayında da savcılar iddia sahiplerinin iddiasını ispatlamakla mükellef tutmuyor? Savcılar ve hakimler, sadece gazete haberleriyle, temeli olmayan suçlamalarla gazetecileri hapse atıyor. İşte CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da bu adaletsizliğe isyan için yürüyor… “Adalet Yürüyüşü”yle, yargıdaki çifte standarda dikkat çekmek istiyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak:SÖZCÜ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.