Şöyle demiş Abraham Lincoln:

"Demokrasi, halkın halk için halk tarafından yönetimidir…"

Mahatma Gandhi ise şunları ifade etmiş:

"Demokrasi, herkesin eşit olduğu anlamına gelmez, ama herkesin eşit fırsata sahip olduğu anlamına gelir."

Nelson Mandela:

"Demokrasi, halkın kendi kaderini tayin etme hakkıdır." tanımı yapmış.

Demokrasi halkın her anlamda yetki ve kararda söz sahibi olduğu bir sistemdir.

İleri ülkelerde demokrasi tüm kurum ve kurallarıyla işler haldedir.

Ondan dolayı bu ülkelerde ekonomik refah düzeyenin yanı sıra insan hak ve özgürlükleri koruma altındadır.

Bireyden toplumun tüm katmanlarına değin demokratik hak ve özgürlükler hiçbir baskı olmadan rahatça kullanılmaktadır.

Demokrasinin tarihçesini kısaca anımsayalım.

Demokrasinin ilk örnekleri MÖ 5. yüzyılda Atina'da ortaya çıktı.

Ancak bu demokrasi, günümüzdeki temsili demokrasiden farklı olarak doğrudan demokrasiydi. Vatandaşlar, kararları doğrudan meclislerde alıyorlardı.

Roma'da da bir cumhuriyet yönetimi vardı. Ancak bu yönetimde güç, aristokratların elindeydi. Halkın katılımı sınırlıydı.

Aydınlanma Çağı'nda John Locke, Montesquieu gibi düşünürler, kuvvetler ayrılığı, doğal haklar gibi kavramları ortaya attılar. Bu fikirler, modern demokrasinin temelini oluşturdu.

18. yüzyılda Amerikan ve Fransız devrimleri, monarşileri yıkarak cumhuriyetleri kurdu. Bu devrimler, demokrasiyi dünyaya yaydı.

19. ve 20. yüzyıllarda demokrasi, birçok ülkede yaygınlaştı. İşçi hareketleri, kadınların oy hakkı gibi gelişmeler, demokrasinin kapsamını genişletti.

Günümüzde demokrasi, dünyanın birçok ülkesinde uygulanan bir yönetim biçimidir. Ancak demokrasinin kalitesi, ülkeden ülkeye değişmektedir.

Türkiye'de demokrasi tarihi, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerine kadar uzanır. Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı ve Kanun-i Esasi gibi belgeler, demokrasi yolunda atılan önemli adımlardır. Ancak Türkiye'de demokrasi, inişli çıkışlı bir süreç izlemiştir. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte demokrasiye geçiş yapılmış, ancak tek partili dönemler, darbeler ve muhtıralar, demokrasinin gelişimini sekteye uğratmıştır. Günümüzde Türkiye, çok partili bir demokrasiye sahiptir.

Türkiye’de demokrasi anlayışı, uygulanışı ve kalitesi gelişmiş demokrasilere göre tartışma konusudur.

Kâğıt üzerinde veya şifahen demokrasiler hiçbir etkisi olmadığı gibi sadece kelimede ibarettir.

Sonuç olarak, tarihsel süreçte demokrasi, uzun ve zorlu bir aşamayla gelişmiştir. Demokrasinin temel ilkelerini korumak ve geliştirmek, her vatandaşın sorumluluğundadır.

Demokrasinin gelişmesi ve istenilen düzeye ulaşması adına ülkemizde alınacak çok mesafe var.

Unutmayalım ki demokrasi, insan hakları, düşünce ve ifade özgürlükleriyle ayrılmaz bir bütündür.

Yine unutulmasın ki, demokrasi yoksa baskı, yasak ve tek tip anlayış vardır!