Gazeteci haksızlığa, ayrımcılığa uğrayanların, görmezden gelinenlerin, unutulanların, ötekinin, ağaçların, hayvanların, tarihin, kültürün, sanatın sesi olur.

O sesle bir yanlıştan dönülür.

Bir haksızlık giderilir.

Bir hayat kurtarılır.

Bir kadının, bir çocuğun kaderi değişir.

Bazen çok önemsiz gibi görünen konular ağır bedel olarak topluma geri döner.

Gün gelir yazmadığınız haberden sorumlu olursunuz.

Bu yüzden gazetecilik fikri takip işidir.

Ne siyasi doğruculuk, ne iktidarlara yakın olmak, ne de devlet nezinde sağlanan özel ayrıcalıklar...

Bunların hiç biri gazetecilikte geçerli kural değildir.

Bu yüzden gazeteci çoğu kez şeytanın avukatlığını yapar.

Toplumun söylemek isteyip de söyleyemediklerini söyler.

Bilgi edinmek, bilgi sahibi olmak bir haktır.

Bu hakkı kullanmak insan olmaktır.

Son yıllarda gazete okurlarının en fazla şikayetçi olduğu konuların başında gazete haberlerinin birbirine benzer oluşudur.

Doğru habere ulaşmak gün geçtikçe zorlaşıyor.

Yaşadığımız bölge sadece deprem gerçeğiyle sınırlı değil.

Deniz dolguları, yeşil alanlar hızla tüketiliyor.

Betonlaşmanın maliyeti yaşamımızı gün geçtikçe zorlaştırıyor.

Bu konular üzerine söz söyleyen, açıklamada bulunan bilim insanlarının yapmış oldukları uyarılar dikkate değer bulunmuyor.

Siyasetçiler, bilim insanlarının açıklamalarına öfkeleniyor.

İnsanın kuralları ile doğanın kuralları aynı değil.

İnsanlar betonlaşmaya ses çıkartmıyor ama doğa bunu kabul etmiyor.

İnsanlara olup bitenleri yutturursunuz ama doğa yutmuyor.

Gebze bölgesi artık  yeni yatırımları taşıyacak durumda değil.

Her yeni yatırım konut ve yeni göç dalgasını tetikliyor.

Yazın şu sıcak günlerde şehrin nüfusunun büyük bölümü dışarıda olmasına rağmen günün her saatinde Gebze’ye giriş çıkışın ne denli zor olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı?

Anibal Kavşak Projesi çok yavaş ilerliyor.

Havaların iyi gittiği bu günlerde gece gündüz çalışılarak ana yolun biran önce tamamlanması şehir trafiğinin rahatlamasını sağlar.

Gebze şehir merkezinde yeşil alan, otopark yeri kalmadı.

Topçu Kışlası’nda bulunan binlerce ağaç ve yeşil alanlar korunmak suretiyle yeni yaşam alanları kurulabilir.

Bütün bunlar için henüz geç kalınmış sayılmaz.

Topçu Kışlası yeşil alan olarak kalsın, nefes alacağımız oksijen damarlarımızı kesmeyin.

İleri de bu yeşil alana çok ihtiyacımız olacak.

Bizden hatırlatması...