Ülkemizde siyasetle gazetecilik çoğu kez iç içe geçmiştir.

Fakat bu dönemdeki kadar yanyana duruş hiç sergilenmedi.

Bugünlerde gerçek anlamda bağımsız hareket eden gazeteci sayısı son derece azaldı.

Bunun yerini siyasetçilerin gazetecileri aldı.

Ancak onlarda mesleki bilgilerini taraf oldukları siyaseti savunmanın ilerisine geçemedi.

“Ölesiye karşı tarafa nefret duyan, kendi kulvarını yücelten” tavır sergilediler.

Oysa geçmişte karşı taraftan bu denli nefret edilmezdi.

Hiç unutmam, Uğur Mumcu ile Nazlı Ilıcak’ın günlerce devam eden düzeyli, seviyeli tartışmaları olurdu.

Bunun yanı sıra Cumhuriyet Gazetesi’nin önemli yazarları İlhan Selçuk, Mustafa Ekmekçi, Uğur Mumcu her kesim tarafından dikkatle okunur ve takip edilirdi.

Aynı şekilde Milliyetçi kesimin gazetesi olan Tercüman’da Rauf Tamer, Nazlı Ilıcak, Ahmet Kabaklı, Ergun Köze okunur ve takip edilirdi.

Ne yazdıkları merak konusu olurdu.

Çünkü her iki tarafın ideolojik söylemleri önemsenirdi.

1980 öncesi sokak çatışmalarında ölen, faili meçhul cihayetlere kurban gidenlere bile “saygı” gösterilirdi.

Eskiden sağcı, sağcıydı - solcu, solcu gibi davranırdı.

Savunulan fikir ve düşüncelerin bir alt yapısı ve saygınlığı vardı.

Kimin nerede, neyi savunduğunu herkes bilirdi.

Şimdi durum öyle garip ki, kimsenin bir diğeriyle tartışacağı zemin kalmadı.

Kimi tehdit ediyor, bir diğeri ise laf sokuşturuyor.

Bazıları da birşeyler yazayım da bir yerlere varmanın çabası içerisinde.

Türkiye keskin bir yol ayrımına savruluyor .

Bunun nedeni eğitim müfredatı “parantez” idi.... “100 yıllık paranga idi” ...

Başkanlık seçimiydi derken Türkiye referandum ile keskin bir yol ayrımına girmiş durumda.

En son bir milletvekilinin yapmış olduğu açıklama çok incitici oldu.

AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenoğlu, “100 yıllık parangadan kurtulacağız” dedi.

Nedir bu “pranga” “reklam arası” ya da “parantez”?

Sanıyorlar ki, batıcılık ülkeye Atatürk ile geldi.

Batıcılık siyasal görüşü Osmanlı Döneminde 18. yüzyılda ortaya çıktı.

Osmanlı batı karşısında geri kalmış olduğunu fark edince devletin sürekliliği için her alanda batı medeniyetini örnek alınmasını benimsedi.

Bu sorgusuz sualsiz kabul ediliş; batıcılık kapitilasyonlara boyun eğdirdi...!

Tarih bilinci olmayan ülkeler ve toplumlar başkalarının yanlışlarını doğruymuş gibi kabul eder.

Sorgusuz sualsiz biat eder...!

Ne olur okuyun, ancak doğru insanları okuyun.

Çünkü, okudukça başkalarının yanlış bilgilerini çürütme düşünceniz olur.