“Bezirgânlar saltanatından kurtulmak için mücadeleyi yükseltelim!”
"Zamlara ve yoksulluğa hayır, insanca bir yaşam istiyoruz" diyen Emek Partisi, Gebze’de miting gibi bir açıklama gerçekleştirdi. Gebze'den haykıran emekçiler, "Saray rejimi yıkılacak, işçi sınıfı kazanacak" dedi.
Emek Partisi (EMEP) Gebze İlçe Örgütü'nün çağrısıyla Gebze Kent Meydanı'nda buluşan emekçiler, zamların geri alınması için haykırdı. 3 koldan yapılan yürüyüşün ardından eylem alanında buluşan emekçiler, "Bu zamlarla yaşanmaz zamlar geri alınsın", "İnsanca yaşam istiyoruz", "İş ekmek özgürlük", "Asgari değil insanca yaşam" ve "Sermaye mezara emek iktidara", "Saray rejimi yıkılacak, işçi sınıfı kazanacak", "Hırsızlardan hesabı emekçiler soracak", "Eller şaltere genel greve", "Sermayeye değil emekçiye bütçe", "Birleşe birleşe kazanacağız" sloganları attı.
500’e yakın emekçinin katıldığı açıklamaya; Petrol-İş, Birleşik Metal-İş, Tekgıda-İş şube yöneticileri ve işçi temsilcilerini yanı sıra metal, petrokimya, gıda, lojistik işkolundaki birçok işçinin yer aldığı açıklamaya CHP, HDP, TKP, Sol Parti, Eğitim Sen üyeleri de destek verdi. Gebze Kent Meydanı polis tarafından bariyer ile çevrildi. Buna rağmen vatandaşlar bariyerlerin arkasından açıklamayı dinledi.
“ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ ÇALDIRMAYACAĞIZ”
Açıklamada ilk olarak konuşan EMEP Gebze İlçe Başkanı Yusuf Akar, insanca yaşayacak bir düzeni inşa edinceye dek mücadele edeceklerini vurguladı. Birleşerek zamları geri aldıracaklarını söyleyen Akar, “Yapılan zamların geri alınması için daha çok birleşeceğiz, daha çok mücadele edeceğiz. Gebze’nin bütün emekçileri zamlara karşı birleşecek, mücadele edecek ve zamlar geri alınacak. Asgari ücretten gelir vergisini kaldırdılar ama AGİ’yi de kaldırdılar. AGİ’yi kaldırarak bir başka hile yoluna başvurdular. Biz vergide adalet istiyoruz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok alınsın. Sağlığa ulaşmak için daha çok mücadele etmemiz gerekiyor. Dün kuyruklar vardı ama bugün randevu alamıyoruz. Patronlar için değil, 5’li çete için bütçe değil, halk için bütçe istiyoruz. Bu kapitalist sömürü sistemine, bu patron düzenine karşı mücadele edeceğiz. Emeğimizi, alın terimizi, çocuklarımızın geleceğini çaldırmayacağız. Ta ki bir halk iktidarı kurulana dek, ta ki insanca yaşayacak bir düzeni inşa edinceye dek, ta ki geceleri aç yatılmayan, gündüzleri işsiz olunmayan bir Türkiye’yi yaratana dek mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.
“HAYALE KAPILMA, MÜCADELEYİ YÜKSELT!”
Akar’ın ardından konuşan EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, vatandaşa kemer sıkma politikalarının dayatıldığını belirterek, “Bu kış zorlu geçecek. Sadece bu kış değil, 2022 ekonomik açıdan çok zor geçecek. Borç ve faiz ödemeleriyle oluşmuş bir bütçe halkın sırtına yıkıldı. Sadece 2022 yılında 240 Milyar borç ve faiz ödemesi var 401 Milyar iç borç var 260 Milyar dolar dış borç var. Bütün bunların acısını yoksullukla mücadele eden emekçiden çıkarmaya çalışıyorlar. Kemer sıkma politikalarını bize dayatmak için çalışıyorlar. Yap-İşlet-Devret modeliyle hazine garantili otoyollar, köprüler, şehir hastaneleri dövize endeksli yaptılar. Daha doğmamış bebeklerimizi borçlandırdılar. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bugün döviz vurgunuyla bir gecede milyonları götürenlere rant garantisi veriyorlar. Bu dayatmaları kabul etmiyoruz. Dolar yükselse de, düşse de zam yağmuru durmuyor. Yoksulluk bitmiyor, zenginler servetine servet katıyor. Ne yaptılar, yeni ekonomik paket getirdiler, şapkadan tavşan çıkardılar. Hepimize dibi delinmiş bir kova hediye ettiler. Verginizi verin, o kovaya atılan paralar sermaye güçlerinin, talancıların cebine, kasasına giriyor. Bu yüzden diyoruz ki, hayale kapılmayın. Bu paketten işçilere, emekçilere, yoksul halka bir hayır gelmez, daha fazla yoksulluk gelir. Bu yüzden diyoruz ki, hayale kapılma, mücadeleyi yükselt” diye konuştu.
“ZENGİN KORUMALI TÜRK LİRASI MEVDUATI!”
“Kur Korumalı Türk Lirası Mevduatı” düzenlemesine değinen Akdeniz, “Bu dedikleri, ‘Zengin korumalı Türk Lirası Mevduatı’dır. Çok değil, 300 bin dolar zengini ülkenin yer altı ve yer üstü zenginlikleri yağmalamakla yetinmiyor, bu sefer halkın cebindeki 3 kuruş birikime göz koyuyor, el koyuyor. Ne diyor Bakan Nebati, ‘Yastık altında altın tutmak inancımıza aykırıdır’ diyor. İşte bu yüzden diyoruz ekmek mücadelesiyle, demokrasi mücadelesi, gerçek laiklik mücadelesi el ele yürümelidir. Bu bezirgânlar düzeninden, bu soyguncular, talancılar sisteminden kurtulmak için emek, özgürlük, barış ve demokrasi mücadelesini hep birlikte yükseltelim” dedi. Halk ittifakı vurgusu yapan Akdeniz, “Bir gecede milyon dolarları götürdüler. Ey Gebze halkı duyun. Kimden götürdüler? Bizden, halktan götürdüler. Bu soygunun hesabını mutlaka ama mutlaka soracağız. Âşık Mahsuni Şerif’in dediği gibi ‘Yoksulun sırtından doyan doyana, yiğit muhtaç olmuş kuru soğana’ işte bu yoksulun sırtından doyan düzene hep beraber, halk ittifakını kurarak, halk iktidarına yürüyerek hep birlikte son vereceğiz” ifadelerini kullandı.
“GENEL GREV, GENEL DİRENİŞ DİYEBİLİYOR MUSUNUZ?”
Sendikalara, “Hal buyken sendikalar, emek örgütleri ne yapıyor?” diye seslenen Akdeniz, “Gebze’den soruyoruz. Ey Türk-İş, ey Türk-İş’in Genel Başkanı… Ne diyor başkan, ‘Üretimden gelen gücümüzü kullandığımız gibi, tüketimden gelen gücümüzü de kullanacağız.’ Ya siz konfederasyon olarak en son ne zaman üretimden gelen gücünüzü kullandınız? Kimi kandırıyorsunuz? İşte zam yağmuru, işte işten atmalar, işte işçilerin hali… Ne yapacaklar? 81 ilde işçilere etiketleri toplatarak hükümete şikâyet edecekler. Türk-İş’in sendikaları, işçileri AKP’nin ofisleri gibi çalışamazlar. Zamları da, işten atmaları da durduracak güç tüketimden değil, alın terinizden, işçilerin en büyük silahı olan grevden, genel grevden geçer. Var mısınız, hadi hodri meydan. İşçiler, emekçiler, halk, köylüler, gençler, kadınlar bekliyor. Genel grev, genel direniş diyebiliyor musunuz? Bırakın bunları. Biz tanzim satış ofislerini de gördük, ne oldu, sonu hüsran oldu. Ey AKP ve ondan önceki hükümetler, uluslararası sermayeye güven verdikçe, serbest piyasa ekonomisi işleyecek dedikçe bu ülkeyi bu halkı piyasa sistemine mahkûm ettikçe öyle tanzim satışlarla bu işlerin önü alınamaz, çocuk mu kandırıyorsunuz. Gebze Kent Meydanından sesleniyoruz, bu kent 15-16 Haziranların yaratıldığı, şanlı işçi direnişlerinin olduğu kenttir. Bu kent Gebze Sendikalar Birliği öncülüğünde binlerce işçinin hak arama mücadelesini yükselttiği bir kenttir. İşçiler tabandan yapacakları baskıyla en hızlı şekilde toplanmalıdır. Bu meydanlar işçilerin, sendikaların güç birliğini bekliyor, birleşin. Ekmek için, aş için, özgürlük için birleşin” dedi.
İzin verilmeyen mitinglerine dair de konuşan Akdeniz, “Ne diyor zat-ı muhterem, ‘Ekonomik savaş’ diyor. Bunların iktidarı döneminde 200 bin işçinin grevi yasaklandı. OHAL ise emekçiye karşı, ekonomik savaş ise halka karşı yürütülüyor. Biz bu düzeni kabul etmiyoruz. Bu meydanda partimizin mitingine izin verilmedi, bu durumu protesto ediyoruz. Miting anayasal bir haktır. Demokrasi güçleri, işçiler, emekçiler en yakın zamanda el ele verecek ve binleri meydanda toplayarak halk ile bizlerin arasına örülen bu bariyeri kaldıracaklar” diye konuştu.
“TÜSİAD’A SESLENMEYE DEVAM EDİN!”
Muhalefete de seslenen Akdeniz, “Bir çift sözümüz de düzen muhalefetinedir. Onlar da kaçamazlar. Aylardır söylüyoruz, parti, sendika farkı gözetmeden birleşelim. Bu işin yolu her şeyi sandığa havale ederek çözülemez. ‘Aman sokağa çıkmayın, provokasyon olur. İlk seçimde gidecekler’ dediler, ne oldu? ‘Aman işçi ses çıkarmasın, TÜSİAD ses çıkarsın’ ne oldu, şapkadan tavşan çıkarttılar işte TİSÜAD ses çıkardı mı? Ey CHP, ey Millet İttifakı partileri; bu yoldan dönün artık. Dönmüyorsanız varın gidin TÜSİAD’a seslenmeye devam edin. Biz işçi sınıfına, emekçilere, yoksul halka sesleniyoruz. Biz bu ülkenin çıkışını emeğin kurtuluşunda, halkımızın iş ekmek ve özgürlük mücadelesinde görüyoruz” dedi.
Erdoğan’ın işsizlik sorununa dair dediklerine de değinen Akdeniz, “Antep’te konuştu Erdoğan, ne dedi ‘İş arayana ekmek var ama yan gelip yatana kusura bakmayın ekmek yok.’ Bu ülkenin gerçek hikâyesi bu mudur arkadaşlar? Her yerde konuşuyorum işçilerle, diyorlar ki ‘OSB önlerine gidiyoruz, iş ilanlarına bakıyoruz. Patronlar işçi arıyor, bulamıyor. Biz de iş arıyoruz bulamıyoruz. Çünkü patronlar fabrikada işçi değil, köle istiyor’ diyorlar. 12-14 saat işçileri çalıştırıp, asgari ücrete mecbur bırakarak yerli köle istiyorlar. İş aramayanların hali bu işte bu ülkede. Eğer öyle olmasaydı bu ülkede 6 Milyon üniversite mezunu işsiz olup, motokuryelik yapar mıydı? Kimi kandırıyorsunuz? İşsizliğin güvencesi bu tek parti tek adam düzeninden kurtulmaktır” ifadelerini kullandı.
“EMEKLİLER ÇALIŞMADAN GEÇİNEMİYOR”
Emeklilerin içinde bulunduğu duruma da vurgu yapan Akdeniz, “Gebze’de EYT’lilerin derneğine gittim, o arkadaşlarla görüştüm. Emekli kentidir Gebze. Fabrikalarda ciğerlerini söndürdü bu insanlar. Bütün hayalleri torununu kucağına alıp, şehrin kıyısında oltasını atıp balık tutmaktı. Kaç tane emekliyi bu halde bulabiliyorsunuz? Emekliler çalışmadan geçinemiyor. Bu yaşatılanlar reva mıdır? 1500 lira emekli maaşıyla yaşamak mümkün müdür? Onun için işçi memur emekli el ele verecek mücadelemizi yükseltecek, bu gidişata dur diyeceğiz” dedi.
Kaynak ve vergi tartışmalarına da değinen Akdeniz, “Kaynak nerede diyorlar? Kaynak servet sahiplerinde, tosuncuklarda… Servet vergisi koyacaksınız kaynağı yaratacaksınız. 2022 bütçesinde silaha ve savaşa harcamalar var, barışa harcayın. Halklar bir arada eşit ve kardeşçe yaşasın. Bu harcama lüksünü bir kenara bırakın, halka harcayın” dedi.
“SÖZLEŞMELER ASGARİ ÜCRET SEVİYESİNE İNDİ”
Asgari ücretin ardından yaşanan tartışmalara da değinen Akdeniz, “İktidarın ve patronların yapmaya çalıştığı şey metal işçilerini asgari ücret seviyesinde çalıştırmak. Asgari ücreti tabana yayacaklar, bütün işçileri, ağır işkollarını da dâhi sefalet ücretine mahkûm edecekler. Bakın ‘Vergide eşitlik sağladık’ dediler, peki AGİ’ye ne oldu? AGİ yok! Metal işçilerinin, petrokimya işçilerinin yaptığı ve yapacağı sözleşmeler şimdiden asgari ücret seviyesine indi. Metal işçileri bunu kabul etmemeli. El birliğiyle mücadeleyi yükseltmelidir. Bakın kamu sözleşmelerine… İmzalanan sözleşmeler de dâhil bütün sözleşmeler yenilenmeli, güncellenmeli, ek zam talep edilmelidir. Bu sözleşmelerle 2022 yılına girersek soframız yangın yerine döner. Metal işkolunda yarın önemli bir gün. Yarından itibaren başlayacak süreçte işçiler patronların oyununa, sefalet ücretine, enflasyona ezdirilmemelidir” dedi.
“BÜTÜN ZAMLAR GERİ ALINSIN”
Taleplerini de sıralayan Akdeniz, “Vurguncular, yalancılar, ülkenin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini yağmalayanlar açığa çıkartılsın, hesap versinler. Rant garantisini ve hazine garantilerini reddediyoruz. Halkın bir kuruş daha vergi verecek hali yok, zenginlere servet vergisi getirilsin. Vergide adalet istiyoruz, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın. Zam yağmuru durdurulsun. Otogazda, benzinde, temel tüketim maddelerinde, tarımda, tohumda, gübrede, mazotta bütün zamlar geri alınsın. İşçilerin emekçilerin ücretlerine ek zam yapılsın, ücretler iyileştirilsin, insanca yaşayacak düzeye getirilsin. Ancak bu mücadele bizi düzlüğe çıkartabilir, işçi sınıfının motor güç olduğu bir mücadele bizi aydınlığa çıkartabilir” dedi.
“16 OCAK’TA BİLDİRGEMİZİ AÇIKLAYACAĞIZ”
Son olarak ittifak tartışmalarına da değinen Akdeniz, “Emek ve demokrasi güçleriyle hep birlikte sesimizi yükselttiğimizde sermaye güçlerini geriletmemiz, bu bezirgânlar saltanatından kurtulmamız mümkün olacaktır. Bu mücadeleyle mümkündür. Türkiye halkı seçeneksiz değil. İşçi sınıfı, bu ülkede yaşayan Türkler, Kürtler, Araplar, Sünniler, Aleviler, Suriyeliler, mülteciler yani bütün bir halk, bütün bir gençlik çaresiz değiliz. Bizim adımıza siyaseti, bizim adımıza ülke yönetimini zenginlere, uluslararası sermaye güçlerine bırakmaya mahkûm değiliz. Kendi kaderimizi elimize almalıyız, alacağız da. Bir yanda Cumhur İttifakı bir yanda Millet İttifakı… İşte biz bu burjuva kamplaşmaya mahkûm değiliz. İşte görüyorsunuz, zam yağmuru karşısında susanlar, sesini çıkarmayanlar, patronlardan medet umanlar ülkeyi düzlüğe çıkartamazlar. Bu çıkışın anahtarı bizdedir. Onun için işçi sınıfını, emek ve demokrasi güçlerini halk ittifakında birleşmeye çağırıyoruz. 16 Ocak’ta İstanbul’da Emek Partisi olarak; bağımsız, demokratik ve insanca bir yaşam bildirgesini açıklayacağız. Gebze’den başlattığımız bu yürüyüş hepimize hayırlı olsun” diye konuştu.
Miting havasında gerçekleştirilen basın açıklaması konuşmaların ardından çekilen halaylarla son buldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.