Yönetim sistemimizin parlementer sistemden başkanlık sistemine dönüşmesini öngören referandum oylamasına 54 gün kaldı.

Öyle görünüyor ki bu süre içerisinde yazılarımızın konusu eğer olağanüstü bir gelişme olmazsa referandum konuşmaya devam edeceğiz.

Tabi ki  bu süre içerisinde yerine getirilmesi imkansız sözler, vaatler, sınırsız imkanlar sıralanacak.

Buna rağmen pek çok insan kullanmak istediği oyun rengini gizli tutmak istiyor.

Bunun nedeni ise “acaba başıma bir iş gelir mi” “işimi kaybeder miyim?” telaşı gözle görünür durumda.

Pek çok yerde devlet büyüklerine hakaret edilmesini gerekçe gösterilerek insanlar ihbar edilmek suretiyle mağdur ediliyor.

İnsanlar sıkıntı yaşıyor.

Eğer daha sakin bir ortamda referanduma gitme zemini olmuş olsaydı bu tür sıkıntılar yaşanmazdı.

Her koşulda toplum bu sıkıntılı dönemi sakin ve soğukkanlı bir şekilde aşacağını düşünüyorum.

Neticede 17 Nisan sabahı aynı ülkeye, aynı topluma hepbirlikte uyanacağız.

Toplumu ayrıştırmanın  ve ötekileştirmenin çıkış yolu olmadığını pek çok insan görüyor.

Artık insanlar yoruldu, normalleşmeye ihtiyaç var.

Toplumun çözüm bekleyen onca sorunu var.

Sokaklar barut fıçısı gibi.

Hiç kimse bir diğerine saygı göstermiyor, tahamül edemiyor.

İşsizlik, yoksulluk diz boyu...

Ülkeyi yönetenler ne anlatırsa anlatsın inandırıcı bulunmuyor.

Bu anayasa değişiklik paketi toplumun hiç bir sorununu çözecek durumda değil.

Hayır demek için pek çok neden var !

Getirilmek istenen anayasa  vatandaşın ”hayır”  demesini gerektiren neden çok.

Onlarca sebebin içerisinden bir veya bir kaçı hangisi ise onu gördükleri için “hayır” diyeceklerini ya söylüyor ya da hissettiriyor.

Bunu fark etmemek mümkün değil.

Bugün ise insanların haklı olarak düne yönelik şikayetleri var.

Ancak bugünün ya da dünün yanlışı o yanlışların tekrarı değil düzeltilmesini gerektirir.

“Hayır” kampanyasını yürütenlerin işleri hem çok kolay hem de çok zor.

Önemli olan bu zoru başarmaktır.

Demokrasiler, özgürlükler tüm zorlukların üzerine inşaa edilmiş.

Bu yüzden korkuyu yenmekten başka çıkış yolu yok.

Yarın çok geç olmadan bugünden önlem almak en doğrusu...