Ambargolar
Ülkemiz ve kentimiz açısından genel bir değerlendirme yaptığımızda, öne çıkan ambargo biçimi, basına uygulanan ambargolar oluyor.
Mevcut iktidar tarafından bu alanda uygulanan ambargo ise artık gizlenemez hale geldi. Hatta, muhalif basını ekonomik açıdan bitirme noktasına.
G9 Gazetecilik Örgütleri Platformu'nun 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yayımladığı açıklamada, muhalif basına uygulanan ambargo 'kapatılan yayınlar, işsiz bırakılan basın emekçileri, hak gaspları' olarak dikkat çekiyor.
Basın İlan Kurumu, elindeki ekonomi sopasını özellikle muhalif başının üzerinden ayırmıyor.
AKP'nin, gazeteciler ve basın emekçileri üzerindeki baskıcı politikalarına karşı direnç gösteren, gazeteciliğe 'ekmek parası' olarak değil 'halkın haber alma hürriyeti' gözüyle bakan ve ilkelerinden taviz vermeyen gazeteciler, her şeye rağmen çalışıyor.
Gazetecileri sindirme, etkisizleştirme, muhalif başını da haber yapamaz hale getirme operasyonu yurdun dört bir yanında tam gaz sürüyor.
Düzce depremi sırasında anılan kentte gazeteci olarak bir süre yanyana görev yaptığımız dönemin DHA Zonguldak muhabiri olan ve bir süre önce de aynı kentteki Halkın Sesi Gazetesi'nin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini yürüten dostum Cevdet Akgün'ün, bir haber dolayısıyla yargılandığı davadan verilen 5 aylık hapis cezasının kesinleşmesi üzerine Çalışan Gazeteciler Günü'ne saatler kala cezaevine girdiğini üzüntüyle öğrendim.
Bu olay bile başlı başına her gazetecinin birgün mutlaka cezaevi günleri yaşayacağına işarettir.
Haberleri ve yorumları dolayısıyla tutuklanan ve yıllarca hapis yatan gazetecileri saymakla bitiremeyiz.
İktidarın hoşuna gitmeyen haberleri dolayısıyla ekonomik ve siyasi ambargo yüzünden sıkıntılı günler yaşamak zorunda kalan ve son 50 yılda giderek yayın hayatına son vermek zorunda kalan gazetelerin sayısını da saymakla bitiremeyiz.
Bu kadar net bir tablo karşısında "Özgür basın susturulamaz" sloganının altını dolduracak mücadele biçiminin her an tazeliğini koruyacağı açıktır.
Ekonomik ve siyasi erki elinde tutanların gazetecilere ve gazetelere 'boyun eğdirme' yaklaşımları ve de operasyonları boşa çıkartılmadıkça bu mücadele de sürecek. Bizler de, bu mücadelenin aktif bileşenleri olmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Baskılar, Ambargolar, gözaltılar ve tutuklamalar bizi yolumuzdan çevirmedi, çeviremez.
Mesleğimiz için en kutsal görev 'halkın haber alma hakkına sahip çıkmak'tır. Gerisi ise teferruattır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.