Yolları aşındırmak !
Daha önceleri de birkaç kez yazdım. Bugün yine yazma gereği hissettim. Halk yeni bir baharı karşılarken, en temel haklarından biri olan barınma hakkının elinden alınmak istenmesine karşı mücadele kararlılığını sürdürüyor.
Her zaman olduğu gibi, fikren yanlarında olacağım…
Adı bile AKP’yi titretmeye yeter, bir araya gelmişler ve barınma hakkı için mücadele edecekleri platformun adını "Rantsal Dönüşümle Mücadele Platformu" koymuşlar. ‘’Kentsel Dönüşüme Hayır’’ diyerek mücadele eden bu platformda Âdem Yavuz, Cumhuriyet, Hürriyet, İnönü, Mevlana, Ulus ve Yavuz Selim mahallelerinde oturan vatandaşlar bulunuyor.
Bu platform üyeleri, seçimlerden kısa bir süre önce taleplerini dile getirdikleri Gebze-İzmit yürüyüşü yaptı. “Yürüye yürüye yolları aşındıracağız” diyerek yola çıkan platform üyelerine CHP adayı Yakup Yılmaz, HDP Eş Başkan Adayı Muhammet Uludağ, Makine Mühendisleri Odası Temsilcisi Çetin Temel, EMEP ve SP İlçe örgütlerinin temsilcileri de destek verdi.
O mahallelerde oturan insanlar, kentsel dönüşüm projesi hakkında birden çok kez düşüncelerini açıkladılar ve endişelerini kamuoyu ile paylaşıp taleplerini dile getirdiler.
Ama, karşılığında, sorunu çözücü somut bir adım göremediler…
Onların ellerini kollarını bağlayan yasal düzenlemeler var. AKP’nin rant yaratma anlayışı, 6306 sayılı afet yasası, 6292 sayılı 2/B yasası, 775 sayılı gecekondu önleme yasası, 2981 sayılı imar ıslah yasası, 4721 sayılı TMK’nın mülkiyet ve zilyetlik ile ilgili bölümleri, 5393 sayılı belediye kanunu ve 3194 sayılı imar kanunu gibi kanunlara uygun hale getirilmiş durumda. Yani, bu kanunlara bakan, ‘’kentsel dönüşüm şart ve kanuni bir zorunluluk’’ der. Ama, söz konusu kanunlar insan odaklı değil, daha önce de söylediğim gibi rant odaklı.
Bu kanunların sıkıştırdığı söz konusu insanlar yaşamda önemli yere sahip olan barınma hakkının ranta kurban verilmemesi için mücadele etmekte haklı. Çünkü, insanını yaşatan devlet yaşar…
İzmit’teki Arızlı Irak Kızılay’ı konutlarındaki barınma hakkı mücadelesi sırasında sık sık atılan bir slogandı. ‘’İnsanı (depremzedeyi) yaşat ki, devlet yaşasın’’
Aynı slogan, içerik olarak bu 7 mahallede kentsel dönüşüme kurban edilmek istenen insanlarımız için de çok anlamlı. İçeriği, onlar için de geçerli.
Mevcut yaşam alanlarından koparılarak, kentsel dönüşüm dayatmasıyla sosyal yaşam alanları olmayan bölgelere göçe zorlananların yaşadıkları zorluklar, diğer kentlerde görülmektedir. Yaşamın bir zulme dönüştürüldüğü sözde kentsel dönüşüm alanlarından birini daha Gebze’de kurmaya çalışmak, insan odaklı yönetsel anlayışı reddetmektir.
Bu dönüşümü zorunlu görüyorsanız ve yapmakta da siyaseten kararlıyız diyorsanız, mevcut bölgelerde dönüşümü sağlamanız daha insani olacaktır.
Unutulmamalıdır ki;
İnsanları, mevcut yaşam alanlarından ve alışkanlıklarından kopararak yeni yaşam alanlarına göçe zorlayan politikalardan medet umanlar, bir gün gelecek o açtıkları çukurda kaybolacaktır.