Yoksulluğa karşı dayanışma ağı kurulmalı

Yoksulluğa karşı dayanışma ağı kurulmalı

Bağımsız Metal İşçileri Sendikası – BAMİS, 4. Vardiya İşçi Dayanışması ile birlikte Gebze Bölgesi İşçi Konferansı düzenledi. Forumda yoksulluğa karşı dayanışma ağlarının da yaratılması ihtiyacından söz edildi

Bağımsız Metal İşçileri Sendikası – BAMİS, 4. Vardiya İşçi Dayanışması ile birlikte Gebze Bölgesi İşçi Konferansı düzenledi. BAMİS’in Çayırova’daki yerinde düzenlenen konferansta işsizlik, pahalılık, EYT, kıdem tazminatı, toplu iş sözleşmeleri, iş cinayetleri başta olmak üzere işçilerin sorunları ve çözüm önerileri üzerine görüş alışverişinde bulunuldu. Forumda sıklıkla ortak mücadele, yeni mücadele dinamikleri ve pratikleri konuşulurken yoksulluğa karşı dayanışma ağlarının da yaratılması ihtiyacından söz edildi.

YOĞUN İLGİ

İşçi forumuna faklı iş kollarından işçilerin yanı sıra CHP Çayırova İlçe Başkanı Cihan Soyluçiçek ile ilçe yöneticileri ve belediye meclis üyeleri, DİSK Dev-Turizm İş Marmara Bölge Şube Başkanı Turgay Özdemir, Gebze EYT Derneği Başkanı Nuh Erdoğan Erdoğan, Hizmet-İş Sendikası Kocaeli Şube Yöneticisi İbrahim Çınar, Maden İş Sendikası Eski Yöneticisi Osman Türk ile birlikte Çayırova Kartalları, Demokratik Alevi Dernekleri yönetimi, Diren Üniversite, Erzincan Kızıleniş Derneği,Pir Sultan Abdal Kültür Derneği yönetici ve üyeleri yer aldı.

DAYANIŞMA ÇAĞRISI

Forumda moderatörlüğü üstlenen Sevda Özer ve Hüseyin Tolu, yaptıkları açılış konuşmasında Elazığ’daki depremde yaşamını yitirenleri anarak deprem dolayısıyla oluşan “yaraları sarmak için” dayanışma çağrısında bulundular. Daha sonra işçi sınıfı mücadelesinde yaşamını yitirenler saygı duruşuyla anılırken dünya ve Türkiye’deki işçilerin eylem görsellerinden hazırlanmış olan bir video izlendi. Forumun ilk yarısında işçiler yoksulluk, hayat pahalılığı ve zamları konuştu; ikinci yarısında ise bunlara karşı neler yapılması gerektiği paylaşıldı. Forumda özetle şunlar kaydedildi:

GÜÇ BİRLİĞİ YAPAMIYORUZ

Gebze EYT Derneği Başkanı Nuh Erdoğan Erdoğan:  “1999 yılında yapılan yasayla, erken emekli oluyorsunuz diyerek yaşları ileriye attılar. 12 milyon emekçiyi ilgilendiren bir mağduriyet yaşandı. Biz bu işin ehemmiyetini o dönem kavrayamadık, mücadele edemedik, örgütlenemedik. Oysa geriye doğru kazanımlarımız dahi yok edilmişti. Bizler bir buçuk yıldır aktif bir şekilde kampanyalar yürütüyoruz. Ama bu mücadelede bizleri yalnızlaştırdılar. Güç birliği yapamıyoruz. Emekçiler bize yeterince destek vermiyor. Bu mücadele sizleri de etkiliyor. Bazı sendikalar bunu görmezden geliyorlar. Oysa bizim birlikte mücadele etmemiz gerekenler tam da işçiler.

YAŞAMIMIZDAN ZARAR EDİYORUZ

Birleşik Metal İş üyesi, metal işçisi Recep Karataş: “Biliyorsunuz,5 Şubat’ta yaklaşık 130 bin metal işçisi greve gidiyor. MESS ile gelişen süreçlerin tıkanması, sermayenin işçiler üzerinde kurduğu baskının ve sömürünün artması karşısında metal işçileriyle dayanışmanın da artması lazım. Partiler, sivil toplum kuruluşları, sendikalar var ama bunlar da bizi bölüyor aslında. Bunun önüne nasıl geçeceğimizi tartışmak gerekiyor bence. Umarım bir an önce bunları aşarız çünkü sömürü git gide artıyor. İşverenlerin kar oranları sürekli artıyor olmasına rağmen azıcık bir düşüşte bağırıyorlar zarar ediyoruz diye. Asıl zarar eden biziz, yaşamımızdan zarar ediyoruz.”

ANCAK KORUMAYA ÇALIŞIYORUZ

DİSK Dev-Turizm İş Sendikası Marmara Bölge Şube Başkanı Turgay Özdemir: Bizden on yıllar önce çalışan işçiler, bizden yıllar sonra çalışacak işçiler ve arada olan bizler hep aynı sorunları yaşıyoruz. Bugüne kadar yapılmış mücadeleler sonucunda edinilmiş haklarımız var. Bu hakları bırakın ilerletmeyi, korumaya çalışıyoruz ancak. Bir asgari ücret tiyatrosu izliyoruz. Bizim kaybedeceğimiz tek şey evimize ekmek götürememektir. Ama ondan sonra verdiğimiz onurlu direnişle hakkımızın karşılığını almaktır.”

YAŞLI MIYIM GENÇ MİYİM?

CHP Gebze İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Nejla Dolaşık:  İşçi sınıfının kazanımları da kayıpları da ortaktır. Yakında bir MESS süreci var, işçilerin ciddi bir grev olacak. Gündemlerimiz çok yoğun. Ve biz bunları yalnızca kendimiz için değil çocuklarımız için de yapıyoruz. Bugün EYT mücadelesini çok ciddiye almamız gerekiyor. Mesela ben bir yere gidiyorum çalışmak için, 40 yaşındasınız, yaşlısın deniyor. E o zaman emekli olayım. Bu sefer de “Hayır olamazsın, gençsin.” Şimdi yaşlı mıyım genç miyim ben de bilmiyorum. Kolektif emekle düşleri gerçek kılmak istiyorsak gerçekten insanca yaşanılır bir dünya istiyorsak önümüzde çok meşakkatli bir yol var. Daha güçlü, daha kararlı bir sınıf bilinciyle kendim de dâhil olmak üzere hepimizi mücadeleye davet ediyorum.”

DİRENEREK BAŞARACAĞIZ

İstanbul Üniversitesi öğrencisi Doğan Nur (Diren Üniversite):  “İstanbul Üniversitesi’nde yemek hakkımızın gaspına karşı hızlıca arkadaşlarımızla bir araya geldik ve mücadele ettik, geri adım attırdık. Geri adım atmalarının sebebi bu çocuklar ne yiyecekler, bu soğukta nasıl direniyor vesaire diye değildi. İşsizliğin ve yoksulluğun bu kadar arttığı bir dönemde öğrenciler tarafından yapılan böyle bir ayaklanma onları korkutmuş olsa gerek. Patlıcan fiyatının sorulmasına karşılık, savaşa girmek istemediğimiz halde bizi zorla savaşa sokanlar meydanlarda bir merminin fiyatı kaç para diye soruyor. Biz açlıktan ölmek istemiyoruz. Ve bunu ancak direnerek başaracağız. Üniversite öğrencileri olarak safımızın sermayedarlar değil, mücadele eden emekçi halklarımızın yanı olduğunu bildirmek istiyoruz.”

BAŞKANIMIZ BASKI ALTINDA!

Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi, metal işçisi Hüseyin Tolu:  Sendika şubemizden arkadaşlarımızı da bu etkinliğe çağırdık. Çeşitli sebeplerle gelemediler. Bir de şube yöneticilerimize gelin MESS ile TİS sürecini anlatın dedik. Ama gelmediler. Kendilerince haklı kaygıları var. Buradan açık ve net bir şekilde eleştirmek istiyorum. Şube başkanımız iyi niyetli, yeni seçildi, Gebze’ye güç verecek, taze bir ruh katacak olan bir arkadaş ama baskılar altında gelemiyor. Kim tarafından baskı altında? Genel merkez tarafından. “Sen oraya gidersen şucu-bucu olursun, HDP’ye gidersen Kürt olursun, CHP’ye gidersen CHP’li olursun.” İşte bunun için yan yana gelemiyoruz, mücadele edemiyoruz. Bazı sendikalar için sendika ağalığından bahsediyoruz ya, bizim içimizde yok mu? Bu alanda da mücadele etmeliyiz. Güç bizsek, tabansak, şubeyi ve genel merkezi seçen bizsek bu yaklaşımları ortadan kaldıracak olan yine biziz. Ümit ediyoruz ki bu toplantılar çoğalacak. Buralardan da fabrikalara taşınacak.

YAŞAMIN PAMUK İPLİĞİNDELER

Dev-Turizm İş Sendikası Şube Yöneticisi, 4. Vardiya Gönüllüsü Gökhan Aslan:  “Dün burada camdan dışarıya bakarken hemen önümüzdeki işçi durağının orada bir işçi cebinden faturasını çıkarıp yoldan geçenlere 475 lira faturası geldiğini anlatıyordu. Aslında orada derin bir isyan ve öfke vardı. O abimiz faturasını çıkarıp kamuoyu yaratmaya çabaladı ama son birkaç yıldır ülkenin çeşitli yerlerinde intiharlar yaşanıyor, insanlar yalnızlaştırılıyor. Bu salonda bulunanlar olarak o insanları yaşamın pamuk ipliğinden almamız gerekiyor. Bizim sorumluluğumuz bu. Buralarda emek ve alın teri mücadelesi yürüten bizlerin, burnumuzun dibinde faturasını ödeyemeyen bir komşumuz varsa bunu halledebilecek dayanışma ağları yaratması gerekiyor. Sermayeye karşı parmağımızı nasıl sallıyorsak, emekçileri yoksullaştıran iktidarı nasıl teşhir ediyorsak aynı zamanda arkadaşımızı da bulunduğu durumdan kurtararak hareket etmemiz gerekiyor. Sorumluluğumuz büyük.” (Haber Merkezi)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.