Yeşilçam'ın masumiyet anlayışı kadınları cinayete sürüklüyor!
Yeşilçam'ın Altın Çağı’nda kadın karakterler “masumiyetlerini” korumak için suç işliyor, pişmanlık duymuyorlar.
Türk sinemasında film öyküsünün merkezinde kadınların bulunduğu melodramlarda kadınların işlediği suçlar ve nedenleri bilimsel bir çalışmada incelendi. Ülkü Erakalın, Türker İnanoğlu ve Nejat Saydam’ın yönettiği 166 filmin ele alındığı çalışmada kadın karakterler en çok namus nedeniyle adam öldürme suçu işlediği tespit edildi. Bu filmlerde kadınlar namuslarına yönelik iftiraları, fiziksel veya psikolojik bir şiddet sonucunda yaşanılanları unutmadığı ve mutlaka intikam aldığı belirtildi. Ayrıca kadınlar namusları söz konusu olduğunda işledikleri suçlardan dolayı asla pişmanlık duymadığı, cezasını çekmeye razı olduğu ifade edildi.
Namus, kıskançlık, intikam…
Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Mehmet Arslantepe ile İstanbul Rumeli Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Bahar Atmaca Demir çalışmalarında kadınların çoğunlukla kendilerini korumak için öldürme ve yaralama suçlarını işlediğini aktardı. “Türk Melodram Sinemasında Kadın Suçlular” adlı çalışmaya göre toplumsal yaşamda kadınların işlediği suçlar sinema perdesine yansıyor.
Çalışmada incelenen filmlerde kadın karakterler insan öldürme, insan öldürmeye teşebbüs, tehdit, suça iştirak (yardım ve azmettirme)” suçlarını işlediği belirlendi. Bu suçların nedenlerinin ise “namus, kıskançlık, intikam, aşk ve para” olduğu belirlendi. Yeşilçam filmlerinde genellikle kadın karakterlerin masum olarak gösterildiği ifade edildi. Çalışmada “Suçların ise yine bu masumluk algısını korumak amacıyla işlendiği ileri sürülebilir” ifadelerine yer verildi.
Adam öldürme suçu birinci sırada
1960-1970 döneminde Türker İnanoğlu, Nejat Saydam ve Ülkü Erakalın’ın yönettiği filmleri ele alan çalışmada 166 filmin tamamında en çok yüzde 35 ile adam öldürme, en az yüzde 2 ile yardım suçu bulunduğu saptandı. Suç nedenlerinde ise yüzde 24’le namus öne çıktı. Kadın suçlarının varlığıysa yüzde 23 olarak belirlendi.
Doç. Dr. Arslantepe ve Dr. Öğr. Üyesi Atmaca Demir: “İncelenen filmlerde kadınların namuslarına yönelik yapılan iftiraları, fiziksel veya psikolojik saldırıları asla unutmadıkları, intikamlarını aldıkları görülmüştür. Aldığı intikamı sonucunda pişmanlık duymayan kadın, cezasına da razı olmaktadır” ifadelerinde bulundu. Ancak kıskançlık nedeniyle suç işleyen kadın karakterin üzüntü duyduğu ve ceza evine girmekten korktuğu belirtildi. Bazı filmlerde ise kadın karakterin aşk ve kıskançlık nedeniyle kadınlara karşı da suç işlediği ifade edildi. Ayrıca “incelenen filmlerdeki kadın suçluluğunun sebeplerinin toplumsal yaşamın bir yansıması olduğu öne sürülebilir” ifadelerine yer verildi.
Namus ve intikam için cinayet
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi’nde yayınlanan çalışmada Türker İnanoğlu’nun yönettiği 53 film izlendi. Filmlerin yüzde 50’sinde adam öldürme suçu işlendiği tespit edildi. Doç. Dr. Arslantepe ve Dr. Öğr. Üyesi Atmaca Demir: “İnanoğlu’nun yönettiği filmlerde kadın karakterlerin yüksek oranda namus ve intikam nedenleriyle öldürme suçu işledikleri saptanmıştır” ifadelerinde bulundu. En az suç işleme nedenlerinin ise yüzde 7 ile yardım ve azmettirici olduğu belirlendi. Ancak filmlerin yüzde 77’sinde kadınların işlediği suçların bulunmadığı saptandı.
Suç nedeni olarak “kıskançlık”
Çalışmada ele alınan 59 Nejat Saydam filminde en çok yüzde 33 ile adam öldürmeye teşebbüs suçunun işlendiği ve en çok suç işleme nedeninin ise kıskançlık olduğu görüldü. Kadınların işlediği suçların varlığı ise filmlerin yüzde 71’inde bulunmadığı ifade edildi.
En az tehdit suçu işleniyor
Ülkü Erakalın’ın incelenen 54 filminde ise en çok adam öldürme suçu ve en az tehdit suçu işlendiği ifade edildi. Bu suçların nedenlerinde ise en çok payı namus kavramı alıyor. İncelenen filmlerin yüzde 81’inde kadınların işlediği suçlara rastlanmadı
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.