“Yapı denetim sisteminin değişmesini istiyoruz”
İnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şube Başkanı Ali Akgün, “Depremlerin felakete dönüşmemesi için yapı denetim sisteminin değişmesini istiyoruz” dedi.
Kocaeli’de deprem görmüş olan eski yapı stoğu ile ilgili alınması gereken önlemleri her fırsatta dile getiren İnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi bu kez de yeni, yapılar için yapı denetim metni hazırladı. Firmaların riskleri en aza indirgeyecek şekilde çalışması için ülke genelindeki inşaat mühendisleri odaları ile birlikte hazırladıkları 17 maddelik yeni yapı denetim metnini kamuoyuna duyuran İMO Kocaeli Şube Başkanı Ali Akgün, mimar ve mühendislerin yaşadığı sorunları da dikkat çekti. Ülke genelindeki İnşaat Mühendisleri Odaları ile hazırlanan17 maddelik ortak metin öncesi değişmesi gereken uygulamaları nedenleriyle belirten İMO Kocaeli Üyeleri, “TMMOB İnşaat Mühendisleri Odasının bağlı tüm şubeleri ile, yapı denetim sistemi hakkında, yaptığı ortak açıklamamızdır.
“DENETİM HİZMETİ TİCARİLEŞTİRİLMİŞTİR”
Bu metnin amacı sağlıklı ve güvenli bir inşa süreci için olması gerekenleri tartışmaya açmaktır. Türkiye’deki riskli yapı stokunun tespiti ve bunlara yönelik politikaların belirlenmesi ile imar uygulamalarından doğan sorunlar doğrudan bu metnin konusu değildir. Ülkemizde her yıl ortalama 100 bin yeni yapı üretilmektedir. Bu öneriler ile amaçlanan, riskli yapı stokuna her yıl yeni risklerin eklenmesini önlemek ve riskli yapıların dönüştürülmesi veya güçlendirilmesi süreçlerinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesinin altyapısını oluşturmaktır” ifadelerini kullandı. Yapı denetimde hizmetin ticarileştirildiğini ifade eden üyeler, “4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunu ile kurgulanan sistemde, denetim hizmetinin “kamusal” niteliği yok sayılmış ve denetim hizmeti ticarileştirilmiştir.
“KALİTELİ OLMASI SAĞLANAMAMIŞTIR”
Oysa yapı denetim hizmeti piyasa dengelerine ve serbest piyasanın rekabetçi koşullarına terk edilemez.” dedi. Yasa kapsamında hazırlanan yapı denetimde mekanizmanın etkin olmadığını vurgulayan üyeler, “Mevcut sistemin asli unsurları olan yapı denetim kuruluşları doğası gereği kâr amaçlıdır. Devlet bu kuruluşlar üzerinde etkin bir denetim mekanizması da kuramamıştır. Dolayısıyla Yasa kapsamında, inşa edilen yeni yapıların, istenilen düzeyde, güvenli, sağlıklı ve kaliteli olması sağlanamamıştır. Yapı denetim sistemi içinde, kurucu ortakları da dâhil olmak üzere proje, uygulama ve malzeme denetimiyle görevlendirilen ya da şantiye şefi olarak çalışan çok sayıda mühendis ve mimar yer almaktadır. Sistem, bünyesindeki her bir aktör için farklı sorunlar barındırmaktadır” ifadelerine yer verdi.
“YETERSİZ KALIŞINA BAĞLAMAKTADIR”
Yapı üretiminde nitelikli yapılardan uzak kalındığını ifade eden üyeler, “Yapı Denetim Kuruluşlarının ortakları verilen hizmet için alınan bedellerin azlığından şikâyet etmekte; denetim hizmetlerinde yaşanan kalite sorununu devlet tarafından belirlenen bu bedelin yetersiz kalışına bağlamaktadır. Bu yakınmalarda haklılık payı vardır elbette. Zira devlet 595 sayılı KHK ile oluşturulan yapı denetim sisteminde yüzde 4-8 oranında belirlediği hizmet bedelini müteahhitlerin baskıları ile 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun sürecinde önce yüzde 3’e sonra da yüzde 1,5’e düşürmüştür. Hizmet bedelleri üzerinde bu kadar oynanması ve giderek azaltılması bile yapı denetim sisteminin nitelikli yapı üretimini sağlama hedefinden ne kadar uzak olduğunun, hukuki deyimle ‘şekli zorunluluk’tan dolayı oluşturulduğunun açık bir göstergesidir” diyerek sistemin eksiklerine dikkat çekti.
Haber: Barış AYAR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.