Uzmanından savaş bölgesinde ‘asbest ve fosfor’ uyarısı
İsrail'in Gazze'ye saldırıları esnasında oluşan yıkım ve patlamalar nedeniyle bölgede bulunan halk ve çalışma yapan ekipler için ‘asbest ve fosfor’ uyarısında bulunan Prof. Dr. Sait Karakurt, "Patlayıcılar içerisinde bulunan fosfor'un deriye temas etmesi halinde yaralar oluşur, nefes yoluyla akciğere çekilmesi aynı yaraların akciğerde de oluşmasına neden olur" dedi.
Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sait Karakurt, savaş bölgelerinde oluşan yıkım ve atılan patlayıcılar içerisinde bulunan kimyasal maddelerden dolayı yaşanabilecek sağlık sorunları hakkında bilgiler aktardı. Karakurt, savaş bölgesinde oluşan yıkım sonrası 'asbeste' dikkat çekerken, patlayıcıların içerisinde bulunan kimyasal maddelerden ise 'fosfor' için uyarı yaptı.
Prof. Dr. Sait Karakurt, "Biliyorsunuz savaş bölgeleri yıkım olan bölgeler. Binaların yıkımı ile birlikte oluşan toz ve parçacıklarla insanlar karşı karşıya kalıyor. bunlar da vücuda zarar verebilir. Bu tozlar içerisinde bir de asbest var. Asbest dikiş iğnesi gibi sivri bir maddedir. Nefes yoluyla akciğere çekildiği zaman adeta oraya batıyor ve vücut bunu uzaklaştıramıyor. Asbeste maruz kalanların 5 kat daha fazla akciğer kanserine yakalandığını biliyoruz. Savaş bölgesinde bulunanlar için mutlaka bulabiliyorsa N95 veya N99 maske takmaları gerekir. Ve yine bölgede patlamalar sonucu oluşan şok dalgaları insan vücudundan geçerken enerjiye bağlı olarak vücuda zarar veriyor. Akciğerde kanama, yırtılma ve ödem meydana getirebiliyor. Bu da zamanla solunum yetmezliğine giden problemler oluşturabiliyor. O bölgelerde yangın da fazla oluyor. yanmaya bağlı partikül ve parçacıklar akciğerlere girip en uç noktasına kadar ulaşıp oradan da vücuda geçme ihtimali olabiliyor. Yangın sırasında dumana maruz kalmak da sorun oluşturuyor. Bir başka sorun da hastalarda var olan hastalıkların artmasıdır. Örneğin astım hastasının yangınlar sonrası karşılaştığı duman ve tozlardan sonra hastalığı alevlenebilir veya çok ciddi boyutlara ulaşabilir. Ya da hiç astımı olmayan bir kişinin aileden gelen astım genetiği vardır, bu yoğun mağduriyet sonrası ilk defa kendisini orada gösterebilir. Patlayıcılar içerisinde bulunan bir takım kimyasallar vücuda zarar verebilir. Fosfor atmosfere girdiği zaman su buharı ile birleşip fosforik asit haline dönebilir. Bu ağırdır ve aşağıya doğru çöker. Yeryüzünde çukur gibi yerlerde daha çok gözükebilir. Deriye temas etmesi halinde yaralar meydana getirir. Nefes yoluyla akciğere çekilmesi aynı yaraların akciğerde de oluşmasına sebebiyet verir. Korunma yöntemi olarak yapacak çok bir şey yok fakat maske takılabilir" dedi.
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.