Türkiye'de sağlık harcamaları ve hastalıklarında ikinci sırada
10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan DoktorTakvimi psikiyatri uzmanlarından Dr. Dilek Yeşilbaş, tüm dünyada ve Türkiye'de sağlık harcamaları ve hastalıkların görülme sıklığına bakıldığında ruhsal hastalıkların ikinci sırada yer aldığını belirtti. Türkiye'de 15 milyonu aşkın ruhsal hastalık tanısı almış kişi olduğunun sanıldığını söyleyen Yeşilbaş, bu rakamın buz dağının sadece görünen kısmı olduğunu ve son yıllarda çok arttığını gözlemlediğini ifade etti.
Ruh sağlığının, ruhsal hastalık yokluğundan daha fazlası olduğunu; bireyler, aileler ve toplum için hayati önem taşıdığını söyleyen DoktorTakvimi psikiyatri uzmanlarından Dr. Dilek Yeşilbaş, “Ailede tek bir bireyin herhangi ruhsal rahatsızlığının olması sadece o bireyi değil, içinde bulunduğu geniş aile yapısının diğer üyelerini de etkileyecektir. Hasta aynı zamanda birilerinin çocuğu, birilerinin ebeveyni, birilerinin kardeşi, birinin eşi, birilerinin yeğeni, kuzeni, eniştesi ya da yengesidir. Bu liste uzar gider. Yani biliriz ki tedavi ederken sadece hastanın değil onun ailesinin ruh sağlığına da dokunuruz. Dolayısıyla biz hekimler, bir evladı tedavi ettiğimizde bir aileyi tedavi ettiğimizin bilinciyle hareket etmeliyiz. Çünkü evladı sağlıklı olmayan bir annenin mutlu olması, annesi mutsuz olan bir çocuğun da iyileşme motivasyonunun olması mümkün değildir” diyor.
“ÜLKEMİZDE 15 MİLYONU AŞKIN RUHSAL HASTALIK TANISI ALMIŞ KİŞİ VAR”
Tüm dünyada ve Türkiye'de sağlık harcamaları ve hastalıkların görülme sıklığına bakıldığında ruhsal hastalıkların ikinci sırada yer aldığını belirten Uzm. Dr. Dilek Yeşilbaş, “Birinci sırada ise kalp hastalıkları var. Ülkemizde 15 milyonu aşkın ruhsal hastalık tanısı almış kişi olduğu sanılıyor. Bu rakamın buz dağının sadece görünen kısmı olduğunu ve son yıllarda çok arttığını gözlemliyorum. En sık görünen ruhsal hastalıklar ise depresyon, kaygı bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, bipolar bozukluk gibi görünmektedir. En sık destek başvurusu kadınlardan gelmektedir. Erkekler bıçak kemiğe dayanmadan pek gelmez. Oysa ‘erkekler de ağlar ve erkekler de insandır' gerçeğinin altını çizmek isterim” ifadelerini kullanıyor.
“CİDDİ SIKINTILAR YAŞAYAN PEK ÇOK HASTA DOKTORA GİTMİYOR”
Ruhsal açıdan ciddi sıkıntılar yaşayan pek çok hastanın doktora gitmediği ifade eden Dr. Dilek Yeşilbaş, “Başlıca sebebin ruhsal hastalıkları tümden reddetmek ya da konuya önyargıyla yaklaşmak olduğuna inanıyorum. Bazıları da kaynağı iman eksikliği, güçsüzlük, zafiyet, kusur veya eksiklik gibi yanlış inanışlara bağlayıp hastalık olarak görmüyor. İnsanlar mide ülseri, diyabet ya da tansiyon gibi hastalıkları kabul ettikleri kolaylıkta ruhsal rahatsızlıkları kabul etmiyor. Hastaların çevresindeki insanların önemli bir kısmı da ‘sen halledersin, biraz gayret edersen yaparsın, sen de hiç çabalamıyorsun, bak millette ne dertler var' gibi hastayı anlamaktan son derece uzak ifadelerde bulunuyor. Bu da hastaların ya tedaviye başvurmamalarına ya da gizli kapaklı gelip tedaviyi yarım bırakmalarına neden oluyor. Oysa ruhsal hastalıklar elle tutulmaz, gözle görülmez ve öyle dertlerdir ki hiç kimse isteyerek böyle bir sıkıntıyı çekmez. Elinde olsa zaten aşar ve hayatına devam eder. Tüm bu handikapları aşıp ruhsal destek almaya gelen kişiler ise benim nazarımda çok cesur kişiler. Bütün bu önyargıları aşıp, kendileriyle yüzleşip, pek çok sıkıntıyı göze alarak dertlerine çare ararlar. Öteki türlüsü şu veya bu sebeple kendinden kaçmak, tedaviden mahrum kalmak ve bir çukurda gereksiz yere mücadele etmekten ibarettir” şeklinde konuşuyor.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.