Bilindiği gibi ülkelerin derinleşen ekonomik krizleri sosyal siyasal sonuçları olan büyük gelişmeler yenilikler doğurur.

Türkiye’de böyle bir süreç yaşanmakta.

Halkı yoksullaştıran, zengini daha da zenginleştiren özgürlükleri ortadan kaldıran devamlı adaletsizlik, hukuksuzluk, ve açlık yaratan derin ekonomik bir kriz yaşanmaktadır.

Kardeşi kardeşe düşman eden toplum kesimleri arasında büyük ekonomik eşitsizlik yaratan Türkiye ekonomisi üç-beş ay sonra büyük siyasi sonuçları olan bir ortam yaratacaktır.

“Görünen köy kılavuz istemiyor” Benim bu yazıda asıl söylemek istediğim Türkiye ekonomisini anlatmak değil.

Sözünü ettiğim bu süreci soldan sosyalist bir partinin ortaya çıkıp yönetmesi ve gelişmeleri halkın lehine çevirmesidir.

Türkiye’de bu olguyu yönetebilecek ÖDP isminde bir parti var.

Anarşist biri olmama rağmen kendimi bu parti içinde çok rahat ifade edebilmekteyim.

Ayrıca bu partinin üyesi falan da değilim.

Sadece fikrimi söylüyorum.

Anarşistlerden, koministlere, ekolojistlerden, feministlere her renkten her kimlikten  her türlü davranıştan insanı bünyesinde barındırmakta bu parti.

Yıllardır halk sosyalistler, ne zaman nasıl iktidar olacaklar diye merakla bekledi.

Elli yıla yakın bir zamandırsosyalistler halkın bu beklentisini yerine getiremediler.

Çünkü, zekalarını, niyetlerini, erejilerini hep birlikten yana değil, bölünmeden yana koydular.

Bunun adına da ilkelilik dediler, bu yanlıştan hala vazgeçmiş değiller.

Ben şahsen bir kaç ay sonra yapılacak genel seçimlerde sosyalistlerin bu ayrıcılıklı tutumlarından vazgeçeceklerine inanmıyorum.

Türkiye’nin gerçekleri bu, sosyalistleri bu yanlış tutumlarından vazgeçirecektir.

Bununla da yetinmeyip bir dostluk köprüsü kurup üstünde birlikte yürüyecekler.

Halk sosyalistlerden bunu istiyor.

Halk sosyalistlerin devamlı muhalefette kalmasını da istemiyor.

Yeter ki, halkın anlayabileceği birileri konuşsun.

Kendilerinin konuşacaklarını halkka konuştursunlar ve halkı dinleyebilsinler.

Kardeş kardeşe düşman edilmiştir.

Bu yöneticilerin mutlaka hayatımızdan çıkmaları gerekiyor.

Bütün bunları sosyalistlerin birleşip birlikte seçime girmelerine bağlı.

İrili ufaklı 32 tane sosyalist parti var bu ülkede dostlar.

Bakın Anadolu’nun her yerinde köylü isyanları var.

Köylüler ayakta devletin güçlerine militanca karşı durmaktadır.

Yüzlerce köylü ucunda ölümde olsa ekmek yediğimiz bu toprakları hükümetin ve toprak ağaların şerrinden koruyacağız.

Köylü kadınları mücadele veren eşlerinin ve çocuklarının önünde duruyor.(Toprak analar) bir ülkenin kadınları sisteme karşı isyan bayrağını kaldırmışsalar.

O ülkede artık sömürücüler, diktatörler ve yabancı emperyalist tekeller artık yaşayamazlar.

Bütün iş siz de hadi bakalım sosyalistler....!