Türk Kültürü Eğitimleri Sürüyor
Kocaeli Azerbaycan Haydar Aliyev Kültür Evi Derneği ile İç İşleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün ortak yürüttüğü Divan-i Lügât’it Türk Kültürü Eğitimleri devam ediyor.
İç İşleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ile Kocaeli Azerbaycan Haydar Aliyev Kültür Evi Derneği’nin imzaladığı protokol kapsamında devam eden Divan-i Lügât’it Türk Kültürü Projesi kapsamında gerçekleştirilen Türk Kültürü Eğitimleri’nin bir yenisi daha gerçekleştirildi.
SEKAPark Kültür Alanı’nda bulunan Kocaeli Azerbaycan Haydar Aliyev Kültür Evi Derneği’nin kütüphanesinde gerçekleştirilen eğitimin bu seferki konusu ‘Balkan Türkleri ve Türk Dünyası’ idi.
BULTÜRK Genel Başkanı Rafet Ulutürk’ün verdiği eğitimde, Rumeli - Balkan Türkleri’nin tarihi, günümüzde yaşadıkları sorunlar, çözüm yolları ve diğer Türk Cumhuriyetleri ile ilişkileri ele alındı.
BULGARİSTAN’DA AZERBAYCANLI ÖĞRETMENLER
Kocaeli Azerbaycan Haydar Aliyev Kültür Evi Derneği Başkanı Bilal Dündar’ın Azerbaycan ve Balkan Türklüğü’nün pek de bilinmeyen sıcak ilişkilerine değindiği açılış konuşması ardından söz alan BULTÜRK Genel Başkanı Rafet Ulutürk şunları söyledi:
“Bugün burada, sadece tarihimizi anmak için değil, aynı zamanda Türk Dünyası’nın iki büyük coğrafyasını, Balkanlar ve Türkistan’ı birleştirmek için fikirlerimizi ortaya koymak üzere bir aradayız. Balkanlar ve Türkistan, Türk milletinin iki güçlü koludur; birbirinden ayrı düşünülemez. Bu iki coğrafyanın birleştirilmesi, sadece tarihsel bir mesele değil, Türk Dünyası’nın geleceğini şekillendirecek bir zorunluluktur. Bizler, bu köprüyü kuracak olan nesiliz. Balkanlar ve Türkistan arasında kurulacak bu köprü, sadece bir hayal değildir; tarihimizin bize sunduğu bir gerçektir. BULTÜRK Derneği olarak, bu tarihi gerçeği canlandırmak için “Kırcaali Efsanesi” adlı bir film hazırladık. Bu film, Türk Dünyası’nın ortak tarihine bir ışık tutuyor. Buhara’dan Ahlat’a, Ahlat’tan Anadolu’ya ve oradan Çanakkale’ye kadar uzanan büyük bir yolculuğu ve bu yolculuğun ruhunu anlatıyor. Filmimiz, tarih boyunca Türk milletinin nasıl bir bütün olduğunu, nasıl birbirine bağlı olduğunu ve nasıl büyük zaferlere imza attığını gösteriyor.
BALKANLAR VE RUMELI’NIN ÖNEMİ
Balkanlar, Türk milletinin Avrupa’ya açılan kapısıdır. Osmanlı İmparatorluğu, Rumeli’ye geçtiği gün, bir dünya devleti olma vasfını kazanmıştır. Çanakkale ise bu yolculuğun en önemli dönüm noktalarından biridir. Balkanlar olmadan Anadolu, Anadolu olmadan Türkistan bir anlam ifade edemez. Çünkü bu üç coğrafya birbirini tamamlayan, birbirini besleyen ve bir milletin ruhunu oluşturan parçalardır.Özellikle Kırcaali’nin kahramanlık hikayesi, bu ruhun ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Osmanlı’nın Balkanlar’da 70 bin kişilik bir orduya karşı 800 atlı ile kazandığı zafer, Türk milletinin inançla neler başarabileceğini tüm dünyaya göstermiştir. Rumeli’ye geçiş, yalnızca bir coğrafi hareket değil, Türk milletinin kendine olan güveninin bir ifadesidir.
TÜRKİSTAN’DAN GELEN DESTEK: AZERBAYCAN’IN YERİ
Türk Dünyası’nın birlik ve dayanışma ruhunu Balkanlar’da her zaman hissettik. Azerbaycan’ın, 1952 yılında Bulgaristan Türkleri için yaptığı destek reformları, bu dayanışmanın en önemli örneklerinden biridir. Bulgaristan’da Türk kimliği yok edilmeye çalışılırken, Azerbaycan’dan gelen destek bizi yeniden ayağa kaldırmıştır. Okullarımız, tiyatrolarımız ve kültürümüz bu destek sayesinde canlanmıştır.Yine, 1984 yılında Bulgaristan Türklerinin isimlerinin değiştirilmesi, mezar taşlarının kırılması gibi korkunç olaylar yaşandığında, Azerbaycan’ın lideri merhum Haydar Aliyev, Gorbaçov’a karşı Bulgaristan Türklerini savunmuş, bu uğurda bedel ödemiştir. Aliyev’in bu cesur duruşu, Türk Dünyası’nın birlik ruhunu simgeler. Onu rahmetle anarken, bu dayanışmayı geleceğe taşımamız gerektiğini bir kez daha hatırlamalıyız.
KIRCAALİ EFSANESİ: GEÇMİŞTEN GELECEĞE BİR YOLCULUK“
Kırcaali Efsanesi” filmimiz, Türk Dünyası’nın bu birlik ruhunu daha geniş bir çerçevede ele alıyor. Buhara’dan gelen Türklerin, Anadolu’dan geçerek Rumeli’ye uzanan yolculuğu, aslında Türk milletinin tarihsel bütünlüğünü gösteriyor. Filmimizde, her köyden bir kişinin bu yolculuğa dahil edilmesi, Türk milletinin kardeşlik zincirini ve ortak bir gelecek için birlikte hareket etme ruhunu simgeliyor. Bu film, sadece bir hikaye değil, aynı zamanda halklarımızı bir araya getirmek için bir çağrıdır.
GENÇLERE ÇAĞRI: TARİHİNİZİ BİLİN VE HALKLARIMIZI BİRLEŞTİRİN
Değerli gençler, buradan sizlere sesleniyorum: Türk Dünyası’nın geleceği sizin ellerinizde. Geçmişimizi bilmeden, bugünü anlayamaz, geleceği inşa edemeyiz. Bu nedenle, Türk Dünyası’nın tarihini araştırmak, bu tarihten dersler çıkarmak ve halklarımızı birleştirecek projeler üretmek sizin görevinizdir.Türk Dünyası’nın tarihi ve kültürü üzerine daha fazla çalışmaya ihtiyacımız var. Doktora tezlerinizde, projelerinizde ve araştırmalarınızda bu birleştirici konulara odaklanın. Buhara’dan Kırcaali’ye, Ahlat’tan Çanakkale’ye kadar uzanan bu tarihsel bağları ele alın. Halklarımızı birleştiren hikayeleri yazın ve kültürümüzü geleceğe taşıyın.
SONUÇ: ORTAK GELECEK İÇIN KÖPRÜLER KURALIM
Bugün, Türk Dünyası’nın iki büyük coğrafyasını birleştirmek için bir fırsat var. Balkanlar ve Türkistan, Türk milletinin birbirini tamamlayan iki büyük parçasıdır. Bu iki parçayı birleştirecek köprüleri bizler kurmalıyız. Tarihimiz, kültürümüz ve ortak değerlerimiz, bu köprüyü inşa etmemiz için bize yol gösteriyor.Gelin, hep birlikte bu büyük köprüyü kuralım. Halklarımızı, kültürümüzü ve geleceğimizi birleştirelim. Türk Dünyası’nın geleceğini şekillendirmek için bu birliği sağlayalım” dedi. Proje koordinatörü Revasiye Cevherli’nin de sorularını yanıtlayan Başkan Ulutürk, konuşmasının devamında Balkan Türkleri’nin günümüzde yaşadıkları sorunlar ve Türk kültüründen örnekler sundu. Eğitim programı teşekkür sertifikası takdim töreniyle sona erdi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.