Turizmde de basında da müteahhit egemenliği var
Ertuğrul Günay turizm sorunlarında çözüm yollarından biri olarak sivil toplumun yanı sıra Bakanlıklar arası “sıfır ego”lu işbirliğini gösterdi. Turizm gerçeğini dile getirirken basın gerçeğine de değindi: Turizmde ve basında müteahhit egemenliği var
“Tek yol” turizm!
Aktan USLU
2- …… basın. Bunu da yazın!
**
** Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay turizm sorunlarında çözüm yollarından biri olarak sivil toplumun yanı sıra Bakanlıklar arası ama “sıfır ego”lu işbirliğini gösterdi
** Konuşmasında gayri ihtiyarı basının sorununa da atıfta bulunan Günay özetle, “Sektörün büyük sorunu sektör dışı müteahhitlerin sektördeki egemenliği. Aynı basında olduğu gibi “ dedi
Ülkemizde basın ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bilumum müteahhit, işveren, holding patronu tipi zevatın basın kuruluşlarını sahiplenmesi Türkiye’nin Özallı yıllarında başladı. Furya ulusaldan yerele de esti. Yerellerde de belediyelerden iş almak veya siyasete atılmak isteyen, üstelik gazete dahi okumayan küçük sermayedarlar ya “gazete” açtı ya da gazete satın alıp “gazete”ye dönüştürdü.
HEMŞERİ DERNEKLERİNDEN
DAHA İYİ BİR ZEMİN OLUŞTU!
2002 öncesi de olan ancak özellikle 2010 sonrası halka kanıksatılmaya çalışılan kirli ticaret/siyaset ilişkisinde de basın, en az hemşeri dernekleri kadar kullanılmaya elverişli zemin haline geldi. Ülkemizde basının mevcut hali Antalya’daki turizm panelinde durduk yere, Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay tarafından sanki gizli kapaklı bir durummuş gibi “ifşa” edildi:
DİLLENMESİNİ DE ÇÖZÜMÜNÜ DE
ENGELLİYOR: ÇÜNKÜ “GEBELİK” VAR
“Bu işi zaten esas itibariyle turizm sektörü yapıyor. Öteki alanlarda olduğu gibi asıl işi turizmci olmayanların alana girmesi turizm sektörünün sorunlarının hem dillendirilmesini hem çözümünü engelliyor. Yani nasıl? Asıl işi basın olmayanların, basın dünyasına girmesi, basının özgürlüğünü kısıtlıyorsa, asil ilçe turizmi olmayanların turizme girmesiyle turizmin çözümünü, sorunlarının konuşulmasını ve çözümünü engelliyor Yani bir müteahhit egemenliği var Türkiye'de. Basında da müteahhitler var, turizmde de müteahhitler var. Bu olmamalı.”
BAKANLIKLAR ARASI
“EGOSUZ” İŞBİRLİĞİ!
Turizm sektörünü sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bırakmanın yanlış olduğuna dikkat çeken Ertuğrul Günay, “Burada bir büyük iş birliğine ihtiyaç var. Ulaştırma, İçişleri ve Orman Bakanlıkları da içinde bulunmalı. Kuralları Kültür ve Turizm Bakanlığı koymalı. Ötekiler uygulamayı yapmalı” dedi. Görev yaptığı yıllarda Bakanlıklar arası yetki kıskançlıkları yaşandığını kaydeden Günay özetle şöyle devam etti:
“Ulaşım ya da kıyı kenarla ilgili yapılaşma konusunda Çevre Bakanlığı’yla olmamalıyım. Turizm bakanlarının koyduğu kuralların tartışılmaz biçimde uygulanması işi kolaylaştırır ve hızlandırır.
Turizm sektöründe yeteri kadar örgütlülük yoktu. Şimdi var. Dönemimde rehberler yasasını nihayet çıkarabildik ama bir turizm çatı yasası çıkaramadık. Çünkü bazı bakanlıklar bu çatı örgütleriyle çatışmalı, kanunumuz geri döndü maalesef.
ÇATI ÖRGÜTÜNÜZ OLSUN
Turizmci arkadaşlar; turizme sıcak bakmayan turizm bakanları geldiğinde bile gözünü sadece turizm bakanına dikmemeli. Çatı örgütünüz olsun ve hepinizin adına konuşsun. Ulaşımdan rehberliğe, turizmle ilişkili tüm işkolları içinde bulunsun.
Türkiye Turizm Meclisi diye adım attık ama arkası gelmedi. Örneğin TÜSİAD’ın yasası yok ama sözü dinlenebilir bir STK. Kriz dönemlerinde bu eksikliğin cezasını çekiyoruz. Ortak bir ses dillendirilemediği için de bir miktar gemisini yürüten kaptan havası egemen oluyor.”
Muratpaşa Belediyesi Başkanvekili Murat Şimşek, panelin sonunda Ertuğrul Günay’a günün anısına onurluk verip teşekkürlerini iletti.
Bakanlık yaptığı dönem de nezaketi ile bilinen Ertuğrul Günay, Bakanlık sonrası da ince yönünden fire vermedi.
Katılımcı olarak ismi anons edilince salonu ayakta selamladı.
Panelistler davet edildiğinde ilk gelen oldu ancak son panelist gelene kadar hepsini ayakta karşıladı.
Onurluk töreninde önceliği moderatör Cengiz Muratşah’a verdi.
03 Ekim Pazartesi günü:
Küçük ölçekli belediyeler
Çözüm değil “pasta” derdinde idi!
Asıl turizmde çalışan, sanayide
çalışandan fazla “kazanır”
Şarap reklamı ve festival
yasağıyla “Dünyalı” turizmi
**
400 bin nitelikli turizmci
lojistiğe gitti. Dönmedi
Mehmet GEM
Türkiye'deki turizm macerası hepimizin de bahsi konu olduğu üzere 1980’lerde sanki özü Turgut Özal döneminin yarattığı bir hareketle başlamış gibi gözüküyor. Ama konunun özü bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 06 Kasım 1923’te kurduğu Türk Seyyahın Cemiyeti’dir. Günümüzde Türkiye Turing Kurumu olarak devam eden bir kurum üzerinden Türkiye'de aslında turizm macerası başlıyor.
Antalya özellikle bu süreç içerisinde konaklama sayısıyla turizmin başkenti olduğunu zaten tüm Türkiye'ye kanıtladı. Son 40 yıl içinde, Özal döneminden sonra, turizmde büyüyen ve yıldızı parlayan bir ülke olmamıza rağmen ülkemiz ortalama her iki yılda bir krize tabi oluyor. Ve maalesef turizm sektörünü krizlere dayanıklı bir sektör haline getiremedik. Çok kırılgan bir yapıya sahibiz. Özellikle pik sezonumuzu yaşadığımız 2019’dan sonra tüm dünyada gelişen pandemi süreci; bu sene başında da Rusya ve Ukrayna savaşıyla tekrardan bu kırılganlıklar maalesef devam devam ediyor.
2019’dan sonraki pandemi sürecinde devletimizin karar mekanizmalarındakiler turizm sektörünün ne kadar büyük istihdam yaratabildiğini maalesef göremediler. Turizm sektörünün ülkenin can damarı olduğunu hiç keşfetmemişler gibi tutuma girdiler. Tüm dünyada; bize veya başka ülkelere turist gönderen ülkeler ise kendi turizm markalarını yaşatabilmek için korkunç fonlarla turizm sektörünü destekledi. Biz turizmciler, turizm çalışanları, turizm işletmeleri maalesef bu desteklerin hiçbir tanesinden faydalanamadık.
400 bin kadar nitelikli personelimizi lojistik ve enerji sektörlerine kaybettik ve kaybettiklerimiz geri gelmedi.
Bu sene başındaki Ukrayna - Rusya savaşından sonra da ülke olarak istediğimiz gerçekleşseydi, hesaplanan ve planlanan şekillerde turist gelmeye başlamış olsaydı bu sefer de gelen turiste hizmet verememek gibi bir durumla karşılaşacaktık.
Bizim ve ülkemizin çok uzun dönemli turizm stratejilerine ihtiyacı var. 2007, 2013 ve 2022 eylem planlarında maalesef kaybettik. Bunu atlattık. Bizim yeni çözüm odaklı marka şehirler yaratabilmek, marka şehirlerin devamlılığını sağlayabilmek adına tüm turizm STK'ları, turizm ve şehir bileşenleriyle beraber ortak masalarda turizmi tartışıp, turizme bir yol planı sunmamız gerekiyor.
Umarım yaklaşık olarak gelirlerinin 90’ı ihraç kaynaklı; yani ithal ikamesi sadece yüzde 10 olan ve Türkiye'nin dış ticaret açığının yaklaşık yüzde 96’sını karşılama potansiyeline sahip turizm sektörü devletimizin, bizi yönetenlerin, ilgili kurum ve kuruluşlarının alakasına ve ilgisine mazhar olur.
** Seyahat Acentaları Derneği (SAYD) Yönetim Kurulu Üyesi ve ASSİM Turizm Platformu Sözcüsü Mehmet Gem’in panel açılışındaki konuşmasından…
DEV.TURİZM-İŞ TAM KADRO: Mehmet Gem (soldan ikinci); panelistlerden Devrimci Turizm İşçileri Sendikası’nın Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu (sağ baştaki) Genel Sekreteri Muzaffer Koç (sol baştaki), Mali Daire Başkanı Tamer Coşkun ve Eğitim Dairesi Başkanı Rüştü Dinçer ile.
**
“GELEMEYEĞİM” DEYİP MESAJ YOLLADI. GELDİ
TSO Başkanlığımda şirket
kurmuştuk. Sahip çıkılmalı
CHP Ekonomi Masası’nın Kocaeli ve Gebze temaslarında da yer alan CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, CHP PM Üyesi ve Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan’ın “Turizm Çetin Bey’in alanı” uyarısı, önerisi ve aramamız üzerine 27 Eylül tarihli yüzde 100 turizm içerikli sayımıza, telefonla verdiği demeçle konuk olmuştu. Turizm paneline katılamayacağını belirtip gazetemiz sütunlarından mesaj gönderen Budak’ın mesajı, salondaki varlığından ötürü okunmadı. Budak mesajında iyi niyet dileklerinin yanı sıra, “Beklentim; TSO başkanlığım döneminde çok ortaklı kurulan kar amacı gütmeyen şirkete sahip çıkılmasıdır. Dünya mirası Kaleiçi’ne sahip çıkılmalıdır” önerisinde de bulunmuştu.
GAZETECİ BABASI TEKELİOĞLU İLE: CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak; bir dönem Halk TV’de de çalışan Tuluhan Tekelioğlu’nun babası, coğrafi işaretleme çalışmaları ile bilinen Prof.Dr.Yavuz Tekelioğlu’na ve objektifimize panel öncesi, gazetemizdeki haberini gösterirken (solda).
Budak, CHP Ekonomi Masası’nın Gebze’deki toplantısına da katılmıştı.
**
Viyanalı sanatçıdan
eşsiz piyano resitali
Panel öncesi verilen kokteylde Avusturya’nın Viyana şehri eşrafından Barbara Reinprecht Schellenberg’in piyano resitali dinlendi. Uzun yıllardır Antalya’da ikamet eden sanatçı Schellenberg, Muratpaşa Belediyesi bünyesindeki Yabancılar Meclisi’nin de üyesi. Meclisin bir diğer üyesi CHP Muratpaşa İlçe Deniz Mahallesi Temsilcisi Naz Wiessner: “İlçemizde çok fazla yabancı var. Problemlerini dile getirsinler, çalışmalar yapılsın diye belediyemiz böyle bir meclis oluşturdu. Biz Barbara Hanım ile aynı zamanda yabancılar meclisine üyeyiz.”
Barbara Reinprecht Schellenberg ise müzik eğitimini memleketi Viyana’da aldığını; Antalya’daki otellerin yanı sıra havalimanlarında gelen giden yolculara piyano çaldığını kaydetti.
Ülkemizde efsanevi spikerlerden Gülgün Feyman’a benzerliğiyle de dikkat çeken sempatik sanatçı;
etkinliğe birlikte geldiği “Çiçekler”in hem fotoğraflarını çekti. Hem de günün anısına onlarla aynı karede yer aldı.
**
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.