Sigara, mesane kanseri riskini 6 kat arttırıyor

Sigara, mesane kanseri riskini 6 kat arttırıyor

İdrar kesesi olarak bilinen mesane, kanserin geliştiği organlardan biri.

Mesane kanserinin dünyada 100 bin kişiden 9’unda görüldüğünü, Türkiye’de ise görülme sıklığının yıllar içinde arttığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Üroloji Uzmanı ve Üroonkoloji Merkezi Direktörü Doç. Dr. İlker Tinay, “Böbreklerden idrar yolu aracılığıyla gelen idrarı depolamakla görevli olan mesanenin iç yüzeyinden kaynaklanan kötü huylu tümörlerle ortaya çıkan mesane kanseri genel olarak daha yaşlı kişilerde ortaya çıkan bir kanser türü olsa da son yıllarda 40 yaş altındaki genç nüfusta da önemli bir artış görülüyor. Sigara, mesane kanserini ortaya çıkaran en önemli faktör. Bu gerçeği bilip sigara alışkanlığını devam ettirmek, mesane kanseri gelişimi açısından 6 kat daha fazla risk altında olmakla eşdeğer” açıklamasında bulundu.

Mesane kanserinin tüm dünyadaki erkek nüfusta rastlanan kanserler arasında 7., her iki cinsiyet birlikte değerlendirildiğinde en sık rastlanan kanserler içinde 11. sırada olduğunun altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi Üroloji Uzmanı ve Üroonkoloji Merkezi Direktörü Doç. Dr. İlker Tinay, “Sağlık Bakanlığı’nın Sağlık İstatistikleri Yıllığı’na göre Türkiye’deki erkek nüfusta saptanan kanserler arasında mesane kanseri yüzde 8’lik oranla 3. sırada geliyor ve erkeklerde kadınlara kıyasla daha yaygın görülüyor. Genel olarak daha yaşlı kişilerde ortaya çıkan bir kanser türü ancak son yıllarda 40 yaş altındaki genç nüfusta da daha sık görülmeye başlandı” dedi.

EN SIK GÖRÜLEN BELİRTİ İDRARDA KAN VE AĞRI

Hastalığa ait en sık görülen belirtinin idrarda kan görülmesi ve buna bazen eşlik eden ağrı olduğunu söyleyen Doç. Dr. İlker Tinay, “Kanama sürekli olabileceği gibi aralıklı olarak da kendini gösterebiliyor. Hastalıkla ilişkili olabilecek diğer bazı belirtiler ise idrar yapma sırasında ağrı, çok sık idrara çıkma ve aniden başlayan idrara çıkma ihtiyacıdır” şeklinde konuştu.

TEMEL RİSK FAKTÖRÜ SİGARA KULLANIMI

Mesane kanserinde bilinen iki temel risk faktörünün olduğunun altını çizen Doç. Dr. İlker Tinay, “Tütün ürünleri ve bu ürünlerin dumanına maruziyet en temel risk faktörü. Araştırmalara göre hastaların neredeyse yarısında sigara kullanımı önemli bir sebep. Öyle ki, tütün ve tütün ürünleri tüketenler, kullanmayanlara göre mesane kanseri gelişimi açısından 6 kat daha fazla risk altında. Ayrıca iş ortamında solunum yoluyla kimyasallara maruz kalmak da mesane kanseri için bir risk faktörü” dedi. Tinay, mesane kanserinin ortaya çıkması için belirgin bir genetik bozukluk henüz saptanmamış olsa da, son zamanlarda yapılan çalışmalara göre, ailede mesane kanseri varlığının aile bireyleri açısından bir risk

HEMEN DOKTORA BAŞVURULMALI

Herhangi bir belirti göstermeyen sağlıklı kişilerin, mesane kanserinin erken işaretlerini taşıyıp taşımadıkları açısından incelenmeleri için kullanılabilecek güvenilir bir tarama testinin henüz olmadığını söyleyen Üroloji Uzmanı ve Üroonkoloji Merkezi Direktörü Doç. Dr. İlker Tinay, “Mevcut test yöntemleri, idrara dökülen kanser hücrelerine ait ürünleri belirlemeye yönelik ve şu an için mesane kanserinin tanısını koymakta yetersiz kalıyor. Bu nedenle, herhangi bir zamanda idrarında kan gören kişilerin olası mesane kanseri tanısı açısından ileri incelemeler için üroloji uzmanına başvurmaları son derece önemli. Tanıya yönelik yapılan temel inceleme, sistoskopi dediğimiz endoskopik bir işlem. Eğer mesane içinde kitle saptanırsa, bu kitleden örnekleme yapılarak ilerleniyor” dedi.

TEDAVİ HASTANIN DURUMUNA GÖRE BELİRLENİYOR

Mesane kanseri tedavisinde de tıpkı diğer kanser türlerinde olduğu gibi tümörün evresine, derecesine, hastanın genel durumuna ve hastaya bağlı diğer bazı faktörlere göre yol alındığını hatırlatan Doç. Dr. İlker Tinay, “Mesane kasına ilerlememiş hastalıkta uygulanacak tedavi yöntemleri; endoskopik girişimler, mesane içine kemoterapi ya da bağışıklık tedavisi uygulamalarıdır. Mesane kasına ilerlemiş ancak metastaz yapmamış hastalıkta radikal sistektomi olarak tanımlanan, mesanenin alındığı ve bağırsaktan mesane yapılan cerrahi girişimler ya da radyasyon tedavisi ve kemoterapi gibi tedavilerin uygulanması söz konusudur. Metastatik mesane kanserinde ise kemoterapi ve immünoterapi uygulamalarıyla başarılı sonuçlar alındığını söyleyebiliriz” açıklamasında bulundu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.