Şiddete suskun kalmak  suça ortak olmaktır

Şiddete suskun kalmak suça ortak olmaktır

ÇYDD Gebze Şubesi’nin 8 Mart’ta düzenlediği “Kadın hakları” konulu panelde konuşan Avukat Çiğdem Canbaz, aile içi şiddetin ve kadına şiddetin önlenmesinde kurumsal işbirliğinin önemine dikkat çekip şiddete sessiz kalmanın suç ortaklığıyla eş anlamlı olduğ

cigdem-canbaaaz.jpghukukcular.jpgsalon-005.jpg

Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddete karşı Kocaeli Barosu öncülüğündeki hamlelere sivil toplum da kayıtsız değil. Nurcan Çınar başkanlığındaki ÇYDD Gebze Şubesi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle “Kadın hakları” konulu panel düzenledi. Panelistlerden Avukat Çiğdem Canbaz, şiddete sessiz kalmanın suç ortaklığıyla eş anlamlı olduğunu belirtip sorunun çözümünde kurumlar arası işbirliğinin önemine dikkat çekti:

YOKSULLUK VE EĞİTİMSİZLİK

İLE MÜCADELE EDİLMELİ

 

“Kadınların hem analık görevini yerine getirmesi hem de iş hayatında kariyer yapması çeşitli zorluklara da neden olmaktadır. Aile içi şiddetin ve kadına karşı şiddetin önlenmesi için toplumumuzda şiddeti suç sayan politikaların geliştirilmesi, bütün kurumların bu konuda işbirliği içinde mücadele etmesi, eğitimli personelin istihdam edilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için güvenli ortamların oluşturulması, yoksulluk ve eğitimsizlikle mücadele edilmesi gerekmektedir. Unutmayalım ki; sessiz kalmak, suça ortak olmaktır.

PANELDE ÜÇ HUKUKÇU AĞIRLADILAR

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği – ÇYDD Gebze Şubesi; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle düzenlediği, “Kadın hakları” ana konulu panelde Avukatlar Çiğdem Canbaz, Buse Baş ve Tuğçe Efe’yi ağırladı. Gebze Sivil Toplum Merkezi’nde gerçekleşen panelde Buse Baş, aile içi şiddet vakalarında kadını koruyan yasa maddeleri, Tuğçe Efe ise medeni kanunda kadınların hakları konularına değindi.

VATAN MÜCADELESİNE DE DÖNÜŞTÜ

Avukat Çiğdem Canbaz ise günün çıkış noktası ve anlamına dair bilgilendirmede bulunarak başladığı konuşmasında 1800’lü yılların ortasındaki hak arama mücadelesinin, daha iyi şartlarda çalışma ve yaşama mücade­leşinin senelerce sürdüğünü kaydedip, “Bu mücadele kadınların gün gelip vatan için mücadelesine sahne olmuştur” dedi. Canbaz şöyle devam etti:

HEM CEPHEDE HEM CEPHE GERİSİNDE

“Kurtuluş Savaşı’nda kadınlarımız yeri geldiğinde cephede savaşmış, yeri geldiğinde cephe gerisinde savaşa destek olmuşlardır, Savaş ardından ül­kenin kalkınmasında da kadınlarımız, en ön saflarda yerlerini almıştır. Bunu fark eden Atatürk, ülkenin kalkınmasında kadının yerini ve önemini vurgulayarak 1934 senesinde pek çok Avrupa ülkesinden önce kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkını kazandırmıştır.

SOSYAL VE SİYASAL

HAYATI ZENGİNLEŞTİRİYOR

 

Tüm dünyada tartışılan kadın kimliği, ülkemizde ırksal, kültürel, etnik,  dini  ve benzeri farklılıkları içerisinde algılanmakta ve bu farklılıkları ile gerek sosyal gerek siyasal hayatımızı zenginleştirmektedir,  Bu zenginlik sadece demokrasimizi güçlendirmemekte aynı zamanda toplumsal ahengimizi de ortaya koymaktadır.

KADINSIZ HAREKET BAŞARIYI YAKALAYAMAZ

Osmanlı’dan günümüze bu çeşitlilik ve kimlik zenginliğini yaşayan ülkemizde kadınlar,    erkeklerle birlikte sosyo-kültürel, siyasal tarihimizin inşa ve ihyasında büyük roller üstlenmişlerdir. Unutulmamalıdır ki,  İstiklal Savaşı’nın Nene Hatun’u, Halide Edip Adıvar’ı, Halime Çavuş’u, bizim kadınlarımızdır. Tarih bu konuda bize şöyle seslenir; Kadının müdahil olmadığı, kafasında yer bulmadığı, hiçbir sosyo-kültürel ve siyasal hareket başarıyı yakalayamaz.

BUNLAR DA ŞİDDET

Yıllar geçtıkçe kadının toplum üzerinde ki etkileri artmış, ancak bu artışın yanında kadına yönelik şiddette fazlaşmıştır. Kadına yönelik şiddet dendiğinde ilk akla gelen fiziksel şiddet yani dayak, yaralama ve cinayet olsa da şiddetin başka türleri de vardır. Örneğin kadının ev dışında çalışmasına izin verilmemesi, gelirine el koymak, ailesi ya da arkadaşlarıyla görüşmesine izin vermemek, hakaret edilmesi şiddettir.

ETKİSİ DAHA YIKICI

Bugün, fiziksel, duygusal/psikolojik, ekonomik, cinsel şiddet veya şiddet tehdidi yüzünden her kesimden milyonlarca kadın baskı altında yaşamakta toplumsal hayata daha az katılmakta, zorla evlendirilmekte, sakat kalmakta veya öldürülmektedir. Üstelik şiddet aile içinde gerçekleştiğinde ne yazık ki etkisi de daha yıkıcı olmaktadır.”

DOĞAYA BİRER FİDAN

ÇYDD Gebze Şube Başkanı Nurcan Çınar’ın kısa bir selamlama konuşması ile başlayan paneli ADD Gebze Şube Başkanı Nilgün Aydın da dinledi. Panelin bitiminde panelistlere günün anısına, şahıslarının adına doğaya birer fidan dikildiğine ilişkin TEMA Vakfı belgesi verildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.