Zona, ‘Varisella Zoster Virüsü’nün etken olduğu, genellikle belirli bir bölgeyle sınırlı veziküler lezyonlar ile seyreden sekonder enfeksiyondur. Bu virüsün çocukluk ve diğer küçük yaş grubu bireylerde ilk karşılaşmada su çiçeği adı verilen bir hastalık tablosunu oluşturduğunu, su çiçeğinin geçmesi ile virüslerin sinir sisteminde yıllar boyu uyku halinde bekleyebildiğini hatırlatan Deri Hastalıkları Uzmanı
Dr. Kübra Esen, “Zona, uyku halindeki virüslerin tekrar harekete geçmesiyle oluşan bir hastalıktır. Virüslere bağlı oluşan hastalıklardan biri olan zona, ağrı ve yanma hissine neden olan kırmızı renkli deri döküntüsü ve su kabarcıkları ile karakterizedir. Oluşan döküntüler genel olarak vücudun bir yarısında oluşma eğilimindedir ve gövde, boyun ve yüz hastalığın belirtilerinin en sık meydana geldiği vücut alanlarıdır. Zona vakaları yaklaşık olarak 2-3 hafta içerisinde gerileme eğiliminde oluyor” şeklinde konuştu.
ATEŞ, BAŞ AĞRISI VE HALSİZLİK ZONA BELİRTİSİ
Zona hastalığının ilk başta ateş, baş ağrısı ve halsizlik gibi şikayetlerle kendini gösterdiğini vurgulayan Dr. Kübra Esen, “Zonanın çıkacağı bölgede önce kaşınma, batma, bazen ağrı gibi anormal deri duyuları olur. Bu dönemde, kas ağrısı, kalp ağrısı, böbrek ağrısı, apandisit, migren gibi ağrıya yol açabilecek durumlarla karışabilir. Bu belirtileri takiben 3-5 gün içerisinde ağrılı ve ödemli kızarık kabarıklıklar oluşur ve kısa süre sonra grup şeklinde küçük su kabarcıkları gelişir. Bu döküntülerde yanma hissi belirgindir” dedi.
Gençlerde sıklıkla toraks bölgesi yani gövde üst kısmın, yaşlı kadınlarda kuyruk sokumunun, yaşlı erkeklerde ise göz çevresinin zonadan daha çok etkilendiğini paylaşan Dr. Kübra Esen, “Lezyonlara bazen delici bir karakteri olan ağrının eşlik etmesi tipiktir. Ağrı gençlerde hafiftir, bazen hiç olmayabilir. Yaşlılarda ise hemen her zaman ağrı olur ve şiddetlidir. Bağışıklık sistemi normal olan bireylerde tüm lezyonlar 2-4 hafta içinde geriler. Gerileyen lezyonların yerinde genellikle iz kalmaz. Ağrı genellikle döküntüyle birlikte gerileme eğilimindedir. Ancak bazen inatçı ve kronik seyreden postherpetik nevralji dediğimiz ağrı görülebilir. Bu durumda Nöroloji ya da Algoloji uzmanlarının önereceği tedaviler faydalı olabilir” diye konuştu.
ZONA HASTALARI BAĞIŞIKLIĞI BASKILANMIŞ VE GEBE OLAN KİŞİLERİN YANINDA BULUNMAMALI
Klasik, sınırlı zona lezyonlarının bulaşıcılığının düşük olduğunu ancak aktif su kabarcıklarının içinde bulunan virüslerin bulaşıcı olduğu için temas yoluyla bulaşmanın nadiren de olsa görülebildiğini paylaşan Dr. Kübra Esen, “Varisella Zoster Virüsü’nün daha önce bu virüs ile karşılaşmamış bireylere geçmesi halinde bu bireylerde su çiçeği hastalığının gelişimi ile sonuçlanabilir. Varisella Zoster Virüsü’nün bulaşması hastalık sırasında ortaya çıkan lezyonların içeriği ile temas sonrasında gerçekleşebileceğinden lezyonlara temas edilmemesi ve el hijyenine önem verilmesi önerilir. Zona hastaları özellikle bağışıklığı baskılanmış veya gebe olan kişilerin yanında bulunmaktan kaçınmalı” dedi.
10 GÜNDE AZALMAYAN BELİRTİLER VARSA YENİDEN DOKTORA BAŞVURULMALI
Zona hastalığının tanısının genel olarak bu rahatsızlığa bağlı oluşan tipik lezyonların görülmesi, klinik belirtiler ve çeşitli testler ışığında gerçekleştirildiğinin altını çizen Dr. Kübra Esen, “Zona tedavisinde antiviral ilaçlar reçetelendirilir ve bu ilaçların kullanımını takiben lezyonların gerilemesi hızlanır ve ağrı hissinin kontrolü sağlanabilir. Antiviral ilaçlar dışında oluşan ağrı ve ödem kontrolü için antienflamatuar ilaçlara başvurulabilir. Uzun dönemli ve şiddetli ağrı hissinde ise narkotik ağrı kesiciler, nöbet engelleyici ilaçlar ve cilt üzerine uygulanabilen anestezik ilaçlar hekimler tarafından reçetelendirilebilir. Antihistaminik grubu ilaçlar zona hastalığında ortaya çıkan kaşıntının giderilmesinde etkilidir. Zona hastalığı birkaç hafta içerisinde düzelme eğiliminde olan bir rahatsızlıktır. Tedaviye rağmen 10 gün içerisinde belirtiler ve şikayetlerde bir düzelme olmaması halinde hekime tekrar başvurulması gerekiyor” hatırlatmasında bulundu.