Bugün 2013-2014 eğitim-öğretimin başlangıç günü..
Velilerde ve öğrencilerde yoğun bir telaş var.
Bazıları okul bulma telaşında, bazıları ise giysi konusunu çözebilmiş değil.
Cumartesi günü tanıdık bir aile dostum, çocuğuna okul arayışını sürdürdüğünü söyledi.
Tüm bunların yanı sıra yıllardır süregelen, bir türlü çözülemeyen, eğitimdeki kaliteyi düşüren ikili öğretim, birleştirilmiş sınıf, öğretmen eksikliği, sınıfların kalabalık oluşu, öğretim birliğinin bozulması, ders programlarının ve kitapların bilimsel içerikten uzaklaştırılması, okulların fiziki yetersizliği gibi önemli sorunlarla karşı karşıyayız.
Bilgi çağında karanlığa yürüyen toplum olma girişimiyle karşı karşıyayız!...
Bütün yaz boyunca hiçbir uğraşıda bulunmayan Milli Eğitim Bakanlığı, okullar açılırken aldığı önlemlerle sorunlarla boğuşuyor.
Milli Eğitim Bakanı sık sık yapılan yaz-bozları eğitimdeki dinamiklere bağlasa bile, durumun hiç te öyle olmadığı eğitim çevrelerince sık sık dile getirilmekte.
Ülkeyi yakından ilgilendiren eğitim-öğretimde “Ben yaptım, oldu anlayışı budur.” söylemekle işler sağlıklı yürümüyor.
Cumhuriyet tarihinden bu güne kadar olan dönemlerde eğitimle ilgili tüm kararlar eğitim şuralarına danışılarak ve tartışılarak alınırdı.
Şimdi ise, yapılan tartışmaları, önermeleri dinledikçe insan, hayrete düşüyor!..
Bu gün okullar başladı.
Öğrencilerin bir bölümü istediği okula gidemeyecek.
Bu yüzden “siyasetçi, elini okulumdan çek!” sloganı doğru ve yerinde söylenmiş bir tepkidir.
Hızla bilgi toplumu olmaktan uzaklaşan ülke haline geldik.
Bu durum, bizi gelişmiş dünyadan uzaklaştırıyoruz.
Bizler kısır döngü tartışmalarında enerjimizi kaybederken, gelişmiş dünyada olup biteni göremez hale geldik.
Umarım, bu kış uykusundan uyanır, gerçeklerle yüzleşiriz!...