Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde yapılan (KDV artışı) zamlar 10 Temmuz 2023 tarihinde yürürlüğe girecek.
Vatandaş zam öncesi çarşı pazara koşup temizlik ürünleri başta olmak üzere alışveriş yaptı.
Tâbi parası kadar!
Mantık şu, zam öncesi ne alırsam kârlı olurum!
Gerçekten öyle mi?
Zamların neden kesintisiz bu denli büyük oranda yapıldığını sorgulamak hiç aklına gelmiyor.
Her geçen gün niye çok daha yoksullaşıyorum diye düşünemiyor.
‘Her koyun kendi bacağından asılır’ veya ‘Gemisini kurtaran kaptan’ şeklinde çıkara dayalı bireyselleşmeden yola çıkarak küçük menfaatlerin ön planda tutulduğu toplumsal düzen yarattılar.
Ne diyor Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek:
"Önümüzdeki dönemde bütçe açığını kontrol altına alarak mali disiplini yeniden tesis etmek suretiyle kamu maliyesi göstergelerinde kalıcı bozulmalara geçit vermeyeceğiz. Bunun için gerekli tedbirleri alıyoruz".
Peki bütçe açığı neden oluyor…?
Buna sayın bakanın açık şekilde yanıt vermesi gerekiyor.
Acaba hazinenin fütursuzca tarumar edilmesinden olabilir mi?
Eğer Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamalarına bakacak olursak kendisinin bakanlığı öncesi, ‘mali disiplin’ falan yokmuş!
Kamu maliyesi yerle yeksan olmuş!
Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanının ‘faiz indirimi’ ile yanlış bir mali politika izlendiğini de itiraf edilmiş oluyor.
Bilindiği üzere Merkez Bankası 27 ay sonra politika faizini 6,5 puan artışla yüzde 15'e çıkarmıştı.
Peki faiz indirimi yanlış ise bunda neden ısrar edildi?
Ve sonuçta kamu büyük ekonomik bazda zarar gördü!
Tabi ki en çokta çalışanlar, yoksul halk kesimleri.
Sizin yanlış uygulamalarınız, har vurup harman savurmanızın maddi bedelini milyonlar ödüyor ve birkaç kuşak daha ödemeye devam edecek.
Kendilerinin vehimler üzerinden icat ettiği zengini daha zengin yoksulu daha yoksul yapan iktisat politikasıyla halk daha yoksullaştırıldı.
Sonra suçu markete, kasaba, manava atarak kendi yanlışlarını gizlemeye çalıştılar.
Tüm bunları görmek ve bilmek için ekonomist falan olmaya gerek yok.
Azıcık düşünmek yeterlidir!
Niçin yoksuluz, ay sonunu neden getiremiyoruz, çocuklarımız niye yeterli şekilde beslenemiyor, gençlerimizin gelecekten umudu neden yok, niye borç içinde yüzüyoruz...?
Bu sorular üzerine biraz düşünelim.
Küçük bir azınlık servetine servet katarken milyonlarca insan karın tokluğuna yaşamamalı.
Demokratik sosyal hukuk devleti gerçeği kâğıt üzerinde kalmamalı.
Gelir dağılımındaki adaletsizlik son bulmalı.
Dilek ve temennimiz şimdilik böyle…