Z Kuşağı mı? Zombi Kuşağı mı?

Duygu Türkyılmaz Kılıç

Bir kuşak tartışmasıdır almış başını gidiyor. Nedir, neyin nesidir bu namı diğer Z Kuşağı?

Bizim nesil; bir nevi domates yetiştirilir gibi yetiştirildiğimizden midir nedir, bizden sonraki nesillere fazla özel fazla tahammül gösterilmiştir. Yediği önünde yemediği ardında, bir dediği iki edilmeyen, ‘Aman biz yemedik onlar yesin. Bize alınmadı onlar özenmesin, zorluk çekmesinler’ diye diye her istediği yapılan bir nesil yetişti.

Bu kuşak acıktığını hissetmeden imkânlar zorlanarak her çeşit yiyecek önüne sunuldu. Yağmurda ıslanmalarına bile kıyılamadan, kafalarının üzerinde şemsiye tuttu ebeveynleri.

Özgüvenli olsunlar, fikirlerini açık yüreklilikle söyleyebilsinler dedik. Biz onlar için tüm zorlukları, engelleri önlerinden kaldırdık. Yeter ki takılmasınlar, tökezlemesinler istedik. Neticede; saygısız ve bencil bir nesil yetiştirdik.

Arada olan biz “Y” kuşağına oldu. Y kuşağı çocuklarının çocukluk ömrü, ebeveynlerini memnun etmeye çalışarak geçti. Ebeveynlik dönemleri ise çocuklarını memnun etmeye çalışmakla geçiyor. Sonuç ise kendi bir taraftar kendi çocukluk döneminin travmalarını gidermeye çalışırken diğer taraftan çocuğum travma yaşamasın diye ne yapacağını şaşırmış fedakar bir nesil haline geldik.

Vallahi yazık bize, bunca çabaya karşın değerimiz bilinseydi bari.

Peki! Biz neyi yanlış yaptıkta böyle bencil bir kuşak yetişti? İyi bir şey yapayım derken farkında olmadan korkunç bir nesil mi yetiştirdik? Ya da biz bu çocuk yetiştirme işini, ‘Çocuğumun her istediğini yapmalıyım’ derken teknolojiye mi devrettik?

“Keşke” diyorum; bize asla bu kadar ihtiyaçları olmayacağının bilincinde olarak, yaşamın tüm zorluklarına rağmen onlarla daha çok vakit geçirsek. İyiyi, kötüyü, merhameti, vicdanı, sevgiyi, paylaşmayı, bizlerden yani sanal dünyadan değil de gerçek hayattan öğrenseler.

Yeni Şafak Gazetesi’nde bir yazar; Türkiye’deki 18-25 yaş arası kuşağın yani “Z” kuşağının yüzde 70’inin ülkeyi terk etmek istediğini yazmış.

Gerçekten çok üzücü bir durum. Ne kadar zor durumda da olsak ülkesine sahip çıkan gençler olsalardı keşke. Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabı aklıma geliyor. Gençlerin vatanı milleti bırakıp ülkeyi terk etme derdinde olduğunu imkanı olsa da bilse, kemikleri sızlar.

Benim de karşılaştığım, sohbet ettiğim gençlerin hepsi Avrupa’da yaşama hayali kuruyor.  

Avrupa’da doğmuş, yetişmiş biri olarak şunu net söyleyebilirim.

Orada hem öğrenci olup hem yarı zamanlı çalışıyor gençler, buradaki gibi şımartılmıyorlar. Burada aileler çocuklarını üniversitede okutmak için dişini tırnağına takıyor. Yemiyor, yediriyor. Yeter ki çocukları okuyabilsin diye evini bile satıyor.

 Acaba bu Z kuşağının umurunda mı, hiç sanmıyorum.

Tabi ki genellemiyorum fakat, maalesef bir çoğu öyle. Çok büyük kısmı kolay para kazanmanın derdinde.

Avrupa’da işi küçümsemiyor; tuvalet temizleyip hasta bakıyorlar, köpek gezdiriyorlar. Ebeveynleri onlara yaşlarına uygun sorumluluk yüklemekten kaçınmıyor.

Sizce bu kolay yoldan çok para kazanmak ise buyrun gidin Zombi, pardon Z kuşağıJ)

Z kuşağı bizi anlamazmış. Bizim z kuşağını anlamamız gerekiyormuş.

Zombi halinden yeniden insana dönüşeceği umudunu yitirmediğimiz Z kuşağını anladığımız günlerin yakın olması dileğiyle, hoşça kalın…