YÜZLEŞMEK KENDİMLE YÜZLEŞİYORUM!

Tuncer Altunbulak

Ey saki ey şarap sunan güzel ey sevgili...

Kadehinde ne sır varki bir damlası bile beni sarhoş ediyor.

Dudağın kırmızı lal renkli yakut dudağının şarabı bu garibe ne efsaneler söyletiyor.

Aşk dertlinin bu güzel dizeleri yazacağım bu yazıyı daha iyi anlamama tercüman olacaktır.

Becerebilirsem kendimle bu yazıda kendimle yüzleşmeye çalışacağım.

Derdim kendime yaşamı haram etmek istediklerimi, arzularımı ve tutkularımı yok sayıp kötülemek yaptıklarımdan, yaşadıklarımdan dolayı tövbe etmek değil.

Kendimi doğru çekmekte değil.

Bana yaptığım kötülükleri başkaları yaptırdı demek başka insanları suçlamak da değil.

Geçmişte iyilik ve kötülük adına ne yapmışsam bilerek isteyerek planlıyarak yaptım.

İşte sonunda burda geçmişte yaptıklarım işlerin bir çoğunun bugün yanlış olduğunu anladım.

Bu yanlışlarımla yüzleşmek istiyorum.

Geçmişde yaşadığım her kötülükden dolayı bugün vicdan azabı ve acı çekmekteyim.

Gerçekten yüreğim kan ağlamakta.

Suç ve günah gün geçtikçe ağırlaşmakta.

İnsanın ruhunu sarsmaktadır.

İtiraf eeyim üstümdeki bu ağırlıktan kurtuldum.

Çok garip mahluklar insanlar ne iyiliklerine iyilik ne de kötülüklerine kötülük uyuyor.

İki gün önce bir kahvede yine bir insanı estemeyerek üzdüm.

Aslında geçen bu iki üç ay içinde çok yakın dostlarım olan bir çok insani istemeyerek üzdüm onlara büyük acılar çektirdim.

Onların hepsinden özür diliyor beni affetmelerini istiyorum.

Ben aslında çok tutarlı biri değilim.

Yaptığım hiç bir işi bugüne kadar sonuna götüremedim.

Okul hayatım ilkokuldayken bitti.

Hiç bir iş yerinde bir yılı tamamlayamadım, işten attılar.

Hiç kimseye hayırı dokunmayan biriyim.

Yarı deli, sadist, mazoşist, panik ataklı, evhamlı biriyim.

Bu yüzden gerçekten büyük acılar çekmişimdir.

Bakmazlar deliye alıngandır deyu...!

Hakikat birine dalgındır deyu...

Bir saçı leylaya mecnundur deyu...

Yazdılar divana beni...

Yüzleşmek insanın kendi gerçeğiyle karşılaşmasıdır.

Gerçek acıda olsa insan kendisiyle yüzleşmesi gerekir.

Sıkıntılarımdan, acılarımdan ve panik atağımdan kurtulayım diye günde otuz bardak çay, on bardak kahve, iki paket de sigara içiyordum.

Hastalık hastası bağımlısı olmuştum.

Bu anlamda da yazmak benim için bir tür meditasyon.

Bir sürü abuk şeyde yazıyorum tabi.

Aslında yazmam gerekenlerin çoğunuda yazmıyorum.

Ve uslanmak niyetinde de değilim.

Hep böyle deli kalacağım.

Büyümeye de hiç niyetim yok.

Ölürken severek öleceğim.

Yani sıradışı biri olarak.

Niyetim böyle hani insanın niyeti ne ise menzili de öyle olurmuş.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.