YÜZLEŞME

Tuncer Altunbulak

Önce hızlıca bir bilgi vereyim dünya nüfusunun %4'ü üzüntü kaygı ve anksiyete bozukluğu yaşıyormuş bir psikiyatra gitmemişseniz ruhsal olarak tanımlanabilecek bir sorununuz yoksa size göre sizde bir psikiyatra gidiniz erken tedavi her zaman iyidir en azından bir uzman eşliğinde kendinizle yüzleşmiş olursunuz her şeyi bilsek bile kendimizin ne halde olduğunu bilemeyiz bu tür duygular çok sinsidir en zayıf olan zamanımızı kollarlar hâla da istanbul gibi büyük bir şehirde yaşıyorsanız bilindiği gibi yüzleşme insana kendisini tanımasını sağlar geçen yazımda belirttiğim gibi beni kendimle ilk defa yüzleştiren köyümün en zengin kişisi ali amca olmuştur onunla konuşana kadar zenginliğin çok çalışarak kazanıldığını yoksulluğun da kader olduğunu biliyordum ali amca ben bu köyün en zengin insanıyım sen ve ailen de en yoksulusunuz ailece her yıl benim işlerimi görüyorsunuz ben de size birkaç kilo peynir yağ ve öteberi veriyorum ben ben şimdi senin çocuklarını da alıp bir şehre gitmeni istiyorum yol paranızı ve gittiğiniz yerde bir süre size yetecek kadar parayı da vereceğim sağ olsun ali amca sağlamıştı benim Gebze'ye gelmemi yüzleşmeyi size uzun uzun anlatacak değilim bir yazardan söz edeceğim yazar çok samimi iki arkadaşını da alır bir gece kulübünde yer içerler ayrıca üç tane de hanım vardır yanlarında sonra yazar bu olayı kitap haline getirir yanındaki adamların eşleri de tanımaktadır yazarı kitabı ilk alan o kadınlar olur ve ilk öğrendikleri şey de eşlerinin kendilerini nasıl aldattıkları olur öğrenir öğrenmez de soluğu mahkemede alırlar bu bir yüzleşmedir kişilerin yüzleşmesi gibi devletlerin halkların yüzleşmesi de vardır mesela yine ben emperyalizmle sömürüyle cahillikle yüzleşmemi fakir baykurtun kitaplarından öğrenmiştim o zaman öğrenmiştim ki sorunlarımızdan kaçmak yerine onlarla yüzleşmemiz gerekiyor bir psikiyatr söylemişti sorunlarımızdan ne kadar kaçarsak kaçalım sonunda gelip bizi bulurlar toplumsal sorunlarımız dahil bütün sorunlarımız böyledir ticaret ekonomi felsefe psikoloji edebiyat gibi bilimlerin hepsi bizim kendimizle yüzleşmemizi sağlarlar bireyi tanımadan bireyle yüzleşmeden o toplumu tanıyamazsınız bunu da elbette ki zekamızla ve tecrübelerimizle yapabiliriz aklını kullananı susturabilirsiniz baskıyla zorla kötülük de yapabilirsiniz ama asla yanlış yaptıramazsınız ve köleleştiremezsiniz yüzleşme başka bir anlamda hesaplaşmadır gideni kalanı görüp kabullenmeyebilirsiniz bunu başaramayanlar göze alamayanlar geçmişleriyle barışamazlar Dostoyevski suç ve ceza isimli romanında insanları en çok korkutan şey yeni bir adım atmak ve yeni sözler söylemektir bu tür sözleri söylemek sorumluluk almayı ve bedel ödemeyi de gerektirir bunu yapamayanlar ne kendilerini tanıyabilir ne de sorunlarıyla yüzleşebilirler mutsuzlukları içine kapanır mutluymuş gibi gözükmeye çalışırlar böyle davranarak kendilerine kötülük ederler yüzleşme konusu bir romandan fazlası olur kendimizle yüzleştiğimiz yerlerden biri de işe giriş zamanlarımızda olur iş yerinin sahibi sizi mutlaka bir mülakata tabi tutar kimsiniz nerelisiniz daha önce ne işler yaptınız gibi sorular sorarlar o mülakat bittikten sonra ilk olan şey kendinizle yüzleşmedir mesela çocukların ailelerinden ayrılması gelin olmak doğum yapmak gibi bu tür şeyler ilk önce kişinin kendiyle yüzleşmesini sağlar insanlar nasıl kendileriyle yüzleşiyorsa halkların da yüzleşmesi gerekir mesela Türk halkı Türk halkı kendisiyle yüzleşmeden sırtındaki sömürü kötülük eşitsizlik gibi kötülükleri atıp asla özgür olamayacaktır

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.