2018 yılının sonlarına doğru Milli Görüş çizgisinde ikinci parti olarak Necmettin Erbakan Vakfı üzerinden partileşen Yeniden Refah, 31 Mart yerel seçimlerine katılmayacak ancak tavrı en çok merak edilen partiler arasında geliyor. Önceki pazar günü partisinin Gebze İlçe Teşkilatı’nın kongresine katılan Genel Başkan Yardımcısı Prof.Dr.Doğan Aydal yaklaşık bir saat süren konuşmasının ardından soruları yanıtladı.
BÜTÜN VERİLERİ
DÜŞÜNÜYORUZ
Aydal bir parti üyesinin, “Seçimlerle ilgili, kendi adayımız yok. Genel merkezin bir çalışması var mı, oyumuzu ne yapacağız?” şeklindeki sorusunu, “Şu ana kadar çıkmış hiçbir karar yok. Bazı şeylerde samimi olmak lazım, değil mi? Bütün verileri sesli olarak düşünüyoruz. A, B veya C Partisi’ne destek versek ne olur diye düşünüyoruz. Şahsi kanaatimi söylüyor, parti adına konuşmuyorum.
PARTİNİN KARAR
ALMASI DA GEREKMİYOR
Hangi partiyi desteklersek destekleyelim, yeni kurulmuş bir parti olarak seçmenimizi Allah aşkına niye o partiye yönlendiriyoruz? Ben oy vermeyeceğim. Ama parti kararı olarak çıkmış bir şey yok. Dürüstçesi, çıkması da gerekmiyor” diye yanıtladı. Soruyu yönelten partili ise bunun üzerine, “Oradan şunu anlıyorum, biz oy kullanmıyoruz” dedi.
ERDOĞAN’IN EŞBAŞKANI OLDUĞU
BOP, KÜRT DEVLETİNE TOPRAK İSTİYOR
Yeniden Refah Partisi olarak amaçlarının kırmadan dökmeden gerçekleri söylemek, Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan’ın yaptıklarının üzerine yenilerini koymak olduğunu belirten Aydal, Recep Tayyip Erdoğan’ın eşbaşkanı olduğunu açıkladığı Büyük Ortadoğu Projesi’ne dair tüm emperyalist gerçekleri 11 Eylül’de ABD’nin ikiz kulelerine gerçekleşen saldırıyı merkezine alarak anlattı. BOP kapsamında planlanan Ortadoğu’nun yeni haritasında Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden toprakların Kuzey Irak’ta Suriye’den de yer alınarak kurulan Kürt Devleti’ne, Ağrı ve civarının ise Ermenistan’a verilmesinin yer aldığını öne sürdü.
23 BİN 721 SURİYELİ’Yİ
DEVLET TAKİP EDİYOR MU?
Türkiye’de yaşayan Suriyeliler’e ilişkin olarak Birleşmiş Milletler Göç Komisyonu’nun görevlendirdiği 23 bin 721 kişinin ülkemize geldiğini kaydeden Aydal, “Mesele Suriyeliler için harcadığımız giderden ibaret değil. Devlet bu 23 bin 721 kişinin ne yapıp ettiğini takip ediyor mu?” dedi.
O PARALAR NEREYE HARCANDI?
Türkiye’nin 2002’de 129 milyar dolar olan dış borcunun 2018’de 453 milyar dolara ulaştığını, üstelik Türkiye’nin 80 yıllık birikimlerinin satılmasıyla 68 milyar dolar gelirin kasaya girdiğini belirten Aydal; “Osmangazi ve Yavuz Selim Köprüleri ile boğaz geçişi maliyetlerini üst üste topladığımızda 100 milyar dolar bile etmiyor. 50 milyar savaşa, 30 milyar Suriyeliler’e harcadık dense rakamlar yine tutmuyor” deyip hesabı açıklanmayan, verilmeyen bir kaynağın akıbetini hatırlatıp sorguladı.
RAKAMLAR VE GERÇEKLER
Kamuya ait işletmelerin özelleştirilmesine ancak devlet güçlü ise gidilebileceğini, devletin üretimi merkezine alan bir ekonomi politikası olması gerektiğini kaydeden Aydal bu iktidar döneminde üretime yönelik bir yatırım dahi olmadığını kaydetti. Hayvancılığa dair düşüşü rakamları ile izah edip tarımda samanı bile ithal eder hale geldiğimizi belirten Aydal bir çarpıcı rakamda nüfus dağılımı üzerinden verdi. 2002’de Türkiye’de nüfusun yüzde 70’inin köylerde yaşarken bu oranın günümüzde yüzde 9.25’e gerilediğini söyledi.