Gerek haberlerim, gerekse yorumlarıma yönelik her türlü negatif eleştiriye, içinde hakaret ifadeleri yer almadığı sürece alabildiğine açığım.
Alenisine de açığım, örtülüsüne de açığım.
Takipçilerim ve okurlarım ile ilişkiyi ekseriyetle Facebook üzerinden, aleni kurarım.
Şahsıma yönelik eleştiri yazılı ve aleni gelmişse, az evvel belirttiğim kurala uyulması halinde, asla silmedim. Silmeyeceğim.
Ama sinir olduğum, gıcık kaptığım bir tepki biçimi var ki..
Yanılmıyorsam hak verecek olursanız.
Halkımız, halkım; gazete okumaz. “Yazmıyorsunuz…” der.
Ya tutarsa hesabı.
Halkım, halkımız…
Gazeteyi okumadan, ne yazıp yazmadığını bilir.
Böyle de bir yetenek!
**
Ben halkımın gazete okuma alışkanlığının zayıf olmasını anlarım ama aktif siyaset ve hatta bürokrasi içinde olanların bir şekilde okuması gerektiğini ısrarla savunanlardanım.
Siyasette genel doğru genel merkezin bir rüzgâr estirmesi, akabinde ilçelerde örgüt veya teşkilatların rüzgârı yaygınlaştırmasıdır. O yapılanmalar varsa o partinin milletvekili, onlar için partilileriyle bayramdan bayrama bir araya geldikleri yerler olmaktan öte anlam taşır.
İYİ Parti Dilovası İlçe Teşkilatı ile İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan ile olması gereken ama varlığı tartışılır bir mekanizma üzerinden meseleyi sorgulayalım.
İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan, Nuh Çimento’nun Çerkeşli’de kurmayı düşündüğü tesislere dair Bakan Kurum’un yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.
Önergede neler sorduğunu merak edenler için…
https://www.gebzehaber.net/turkkan-nuhun-projesi-iptal-olur-mu-66852h.htm
Başlığı, bize gelen haber metnin içinden özellikle seçtim.
Sahi, Nuh Çimento’nun projesi iptal olur mu?
ÇED toplantısının sahasında olduğum için, hele ki toplantının yapılış biçiminden esasla..
Bence mesele çoktan bağlanmış.
Hatta kamusal rüşvette bile anlaşılmıştır.
Bu sefer umarım, GEBKİM’in ‘kamusal rüşvet’ kokan anaokulu inşaatında olduğu gibi Millet Parkı’nın içine gömmezler.
Haberi, “’Sevabına’ anaokulu Millet Bahçesi’ne kondu” başlığı ile, dikkat çekici şekilde attığımı düşünüyorum ama ilçedeki muhalefet partilere göre makul bir yerde kuruluyor olmuş olsa gerek, gık yok. Tamam artık yapacak bir şey yok da bu tepkisizliğe gerekçe olmamalı.
Dilovalı’ya rağmen Dilovası’nı olası olumsuz etkilerden korumak da haddim değildir.
Haberimi yaparım. Kenara çekilirim. Baktım ses seda yok. Ne gam.
Bazı kereler de vurgulamışımdır. Nasıl ki iktidarı muhalefeti ile siyasiler eylem ve söylemlerinin basında haber olmasını bekler. Basın da gündeme getirdiği kent sorunları üzerinden siyasetin hareketlenmesini umar.
Zaten yakıcı, hayati çevre problemlerine sahip bir ilçede, parkın göbeğine kurup da oksijeni daha da azalttıktan sonra, o anaokulu ‘sevabına’ olsa ne, olmasa ne.
Var olsa ne, hiç olmasa ne.
Şayet hala ve bu koşullarda dahi zihniyet bu ise; bence Dilovası’na ortaokuldan öte eğitim binası kazandırmamalı.
İnsanların, lise yıllarını görecek kadar yaşayacağından endişeliyim. Ölü yatırım olmasın.
Türkkan’ın önergesine dönünce…
Bence o önergede şu sorular da yer almalıydı:
“Salona girişte insanlardan ‘Covid-19’ tedbirleri kapsamında imza alındığı ilgili devlet memuru tarafından söylenmiş. Doğru ise, ÇED toplantısının iptali gerekmez mi? Şayet o tutanak toplantı katılım tutanağı ise memuru marifeti ile Devlet halka niye yalan söyledi?”
Konu Gebze’de bir yerel gazetede tüm detaylarıyla işlendi. Devlet aleni şekilde, halkı kandırmakla itham edildi. Bu konuda demeçler de var. Şayet yalansa, Valilik niye yalanlamadı?
ÇED yönetmeliğinin ilgili maddesi gereği (Hukukçu görüşü var) toplantının Çerkeşli’de yapılması gerekiyordu. Niçin kilometrelerce uzaklıktaki, yaya yurttaşın iki indi bindiyle ulaşabileceği bir muhitte gerçekleşti?
Tutanak imzalandıktan sonra, içeriği okunduktan sonra, yarım dakika içinde devlet memurları salonu niye terk etti? O süratlerinin gerekçesi neydi? Halka niye, tutanağa itiraz hakkı dahi verilmedi?
Nuh Çimento’nun projeye dair tanıtım broşüründe bölgenin kesin bir dille taş ocağı bölgesi olacağı yazılı. Vali, Kaymakam, Büyükşehir ve ilçe belediye başkanı dururken böyle bir bilgilendirmeyi firma, hangi had ile yapıyor? Bölge, taş ocağı bölgesi mi olacak?
KBB Başkanı Sayın Tahir Büyükakın’ın ÇED’e iki gün kala Dilovası Belediye Başkanı Sayın Hamza Şayir’i aradığında, ‘ÇED’e katılmayacaksın’ emrini verdiği doğru mu? Yine yerel basında yer alan habere her iki başkan tarafından yalanlama getirilmemesi, konuya dair açıklama yapmaması doğrulamak değil midir? Soruşturma başlatacak mısınız?
İlgili firmanın yakın zamanda ilçede inşa edeceği; okul veya benzeri bir ‘hayır’ kurumu var mıdır?
… da ilave edilseydi.
İçimi kemiriyor, acaba ÇED toplantısının iptalini tetikler mi idi?
**
Peki. Yerel basında konu edilmesine rağmen İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan ile İYİ Parti’nin Kocaeli İl ve Dilovası İlçe Teşkilatı ile aralarında bilgi akışında problem mi var?
Doğru yöntem hangisi: Milletvekili mi yerel basını takip etmeli. Teşkilat mı takip edip vekilini bilgiyle donatmalı?
İşte aktif siyaset içinde yer alanların yerel basını takip etmesi çok önemli.
Bu arada…
Yorumda konu edindiğim, sorulması gerektiğini savunduğum sorular Bakan Kurum’a yine iletilebilir, o önergeye ek sorular ilave edilebilirmiş.
Bunu bana Sayın Türkkan’ın danışmanı Tuğrul Eraç söyledi.
Sayın Türkkan’a, konuya dair aktaracaklarım olduğunu ve telefonla da olsa görüşmemiz gerektiğini izah ettim.
Sağolsun. Dikkate aldı. Sayın Eraç’ı görevlendirdi ve vakaya dair haber ve yorumlarından seçme beş tanesinin linklerini gönderdim.
Sürekli tekrarlarım.
Tarafsız basın yoktur. Hele ki meseleler üzerinden asla yoktur.
Detayını es geçeceğim. Üstelik Nuh Çimento’nun ketum, toplantı öncesinden esnasına kadar bilinçli veya bilinçsiz akla zarar yanlışına karşın kısmen de olsa yatırımcı bilgisi edinip paylaşabildim. Bir de iki üç cümlelik açıklama almışlığım var.
Nuh Çimento’ya rağmen, objektifliği yerine getirdim.
Ben bu meselede tarafım.
Halktan, insandan, çevreden yana tarafım.
Hadi Dilovası’nı bilmesem neyse ama kitap yazacak kadar bildiğimden ötürü tarafım.
Dilerim, Lütfü Türkkan naçizane ek sorularımı, isabetli bulup değerlendirir.
Ben hava atayım diye değil, Dilovalı için faydası olur.
Dilerim bir şekilde o ÇED toplantısına şaibe bulaştığını Bakanlık da tespit edip, toplantıyı iptal eder.
Dilerim, başta İYİ Parti teşkilatları olmak üzere yerellerde siyaset yapan tüm siyasetçilere iyi bir örnek ve kapak olur..
Tüm yerel siyasetçiler. Başkanlar ve yöneticileri..
Yerel basını biraz okuyun yahu..
Edinin yahu..
Vallahi 1 lirasında değiliz.
Kaldı ki, siteden okuması bedava!
Kişilere değinmeden mesele üzerinden yorumlamaya çalıştım ama küçük bir dürtme olmadan olmaz.
İYİ Parti Dilovası İlçe Başkanı Emin Yılmaz’ın Türkkan o önergeyi vermesinden sebep partisi lehine propaganda yapması haktır.
Ama keşke, iki el atsaymış!