Bugün yeni yılın, yani 2016 yılının 5. günü.
Benim bu beş günüm iyi geçti diyebilirim.
Sıradan bir yerde insanın başına ne gelebilir ki.
Halkın inancıdır, yılın ilk günü nasıl geçerse bütün bir yıl öyle geçermiş.
Ben böyle düşünmesem de halkın bu inancına sayfı gösteririm.
Yirmi yıla yakındır yılım iyi geçsin diye yılın ilk günü tüm gün Dovstoyevski okurum.
Benim yolumu aydınlattığı gibi bana şans ta getirir Üstad.
Benim de böyle bir batıl inancım var.
Bu yıl da öyle yaptım yazarın öteki isimli romanını okudum yazdığı ilk romanlarından biridir.
Öteki insanın farklı farklı kişilikleri olduğunu anlatır Üstad.
Neden Dovstyevski diyenlere hiç kimseden nefret etmiyorum ama Dovstoyevski’yi çok seviyorum.
Yazar benim hayal dünyamı beslediği gibi umutlarımı da yüceltiyor.
2016’nın diğer yıllardan iyi olacağına inanmıyorum.
Yoksullar yine yoksul olacaklar, işsizler yine işsiz olacak olanlara yeniden insanlar eklenecek.
Açlar yine aç umutsuz yine mutsuz olacaklar.
Sömürü, baskı ve yasaklar yine geçmiş yıllarda olduğu gibi devam edecek.
İnsanlar yine yetersiz beslenme yüzünden kanserden, veremden ölecekler.
Hapishaneler yine dolu olacak.
Bu yılda da yine insanlar trafik kazalarında, iş kazalarında aptalca cinayetlerde ölecekler.
Yine ormanlar, yeşil alanlar yok edilip yerlerine gökdelenler inşa edilecek.
Yine müthayitler kazanacak halk kaybedecektir.
Yine kitaplar yasaklanacak yine bazı filmler ve tiyatro oyunlarına sansür uygulanacaktır.
Doğruyu söyleyen gözeteciler cezaevlerine konacaklar.
Gerçekten iyi şeyler yazmak istiyorum ama ülkemizi yönetenler yüzünden güzel şeyler yaşanmıyor ki, ben sahtekarlık yapamam.
Halk mutlu, sağlıklı, sorunsuz diyemem insanlar yüzüme tükürür insanlık haklarını haram ederler bana.
İnsanların içine giremem yüzlerine bakamam.
Birilerine hoş görünemem. Bu gazete de böyle şeylere yer yoktur.
Nasıl inkar edebilirim bu ülkede edebiyatçıların, sanatçıların, bilim insanlarının, halkçı eğitimcilerin önemsizleştirdiklerini isbatımı her yıl bu ülkenin bütçesinin büyük bir bölümü zengin imtihazlı beylerin lehlerine yapılırken.
Halkın yararlanabileceği sağlığa eğitime, bilime, kültüre en az bütçe ayrılır.
İş de bundan dolayı doğal olarak toplumda çoğu insanın birbirine sevgisi saygısı kalmadı.
Toplumun yarısından fazlasının psikolojisi bozulmuş durumda.
İnsanların bir kısmı panik atak, bir kısmı paranoya, şizofren olmuş durumda iş insanların en ufak hatada birbirlerini öldürmeleri, yaralamaları, incitmeleri, bu hastalıklar yüzündendir.
Yıllar değişse ne olacak, halk değişmeyince, yönetenler değişmeyince!
Halk çökmüş durumda kimse kimseyle birşeyi paylaşmıyor.
Herkes kendi derdine, kendi çıkarının yoluna düşmüş herkes kendi önyargılarıyla idare etmeye çalışıyor.
2016’nın ülkemize ne hale getireceğini yaşarsak görürüz...!