AKP’nin 1 Kasım seçimlerinde yeniden iktidar olması muhalif partilerde yaygın bir kötümserlik yarattı.
“ Bu iş böyle olmuyor” diyenler lider ve yönetim kadrosunun değişmesi yönünde memnuniyetsizliklerini sıkça dile getirdi.
Ortaya yeni adaylar çıktı.
“Bunlarla olmaz, bu konu lider konusu değil” diyenler de az değil.
Bu düşüncenin yaygın bir hale dönüşmesi toplumun muhalif kesimlerinde umutsuzluk, bıtkınlık, tükenmişlik duygusu yaratmış olması AKP’nin arayıp da bulamayacağı bir durum oldu.
Çaresizlik yapılan deneylerle canlıların var olan durumu kabul etmelerine yol açan çok önemli kayıptır.
Eşinden dayak yemeyi içine sindiren kadının durumu bunun en somut örneğidir.
Eğer bir toplum yanlışları olağan kabul ediyor, haksızlıkları sıradan bir durum olarak kabul ediyorsa burada ciddi bir teslimiyetten söz etmek mümkün.
Kanunlar çiğnenir, kurallar yok edilir, haksız güç ortalıkta terör estirir.
Bütün bunlarda “elbette yapacak o doğrusunu bilir” diyerek itaat şemsiyesinin altına sığınılır.
Artık toplumun “kabul etmişlik düşüncesi” yürürlüktedir.
Tüm bu gerçekler göz önünde bulundurulursa AKP’nin bütün gücü bu temellere dayanmakta.
Yapılan her uygulama teslim almaya yöneliktir.
Algı yönetimi böyle bir durumdur.
Geçtiğimiz hafta cuma pazarına uğramıştım.
Bazı işyeri sahipleri ile sohbet ettim.
Buarada eski bir tanıdıkla karşılaştım.
Pazar konusundaki şikayetlerini ard arda sıraladı.
Sabah erkenden araçlarımız çekilmesi isteniyor.
Pazar kuruluyor satıcılar avaz avaz bağırmaya başlıyor.
Hesapta pazarlarda yüksek sesle bağırmak yasaklanmıştı.
sebze reyonlarının olduğu bölgede konfeksiyon satıcıları boy göstermeye başladı.
Manavlar sattıkları ürünlerin üzerine etiket koymuyor.
En fazla şikayet konusu ise pazarlarda zabıta denetiminin yetersiz olduğu yönünde.
Gelelim can alıcı noktaya;
20 yıldır cuma pazarı kaldırılacağı sözü verilmişti.
Her gelen belediye başkanı cuma pazarı Şehit Numan Dede caddesinden ve Kızılay Caddesinden kaldırılacağını sözünü verdi.
Ancak gel gör ki, herkes “sözümüz söz” diyor.
Ancak atılan adım yok!
Umarım bu konuda yapılan eleştiri ve uyarılar sonuç verir.
En azından şimdilik pazarlardaki denetim sıklaştırılır.
Eğer insanlar verilen sözlerin takipçisi olmazsa yenilen değil vazgeçen kaybeder sözü sanırım cuma pazarı içinde geçerli olur.