Uzun sayılabilecek bir ayrılıktan sonra yeniden siz değerli okurlarla buluşmak benim için çok anlam ifade ediyor.
Önce bu kadar uzun aranın gerekçesini sizinle paylaşmak istedim.
Her insan gibi bende ansızın rahatsızlık geçirdim.
Önce biraz tedirgin olduğumu söylemeliyim.
Daha sonra büyük Önder Mustafa Kemal’in söylediği gibi kendimi Türk hekimlerine emanet ettim.
Kısa bir sürede kendimi hastaneye attım.
Kısa ve uzun süreli tahlil ve tetkiklerden sonra geçmişten kaynaklı böbrek rahatsızlığı tanısı konuldu.
Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Hastanesine yattım.
Başarılı bir operasyondan sonra bugün sizinle birlikteyim.
Rahatsızlığım süresince eş dost ve yakınların ilgisi bana güç kattı.
Bu süre içerisinde kaybettiğim çok değerli dostlarım oldu.
Onlardan bir tanesi hiç kuşkusuz Sevgili Ertuğrul Kazancı oldu.
Rahatsızlığım nedeniyle cenazesine bile katılamadım.
Ertuğrul Kazancı benim için dosttan öteye bir kişilikti.
Ertuğrul Kazancı’yı 1989 yılında Gebze’de tanıdım.
Bilge, beyefendi, Cumhuriyet aydınlanmacısı bir aydındı.
Uzun süre gazetemizde köşe yazarlığı yaptı.
En son geçtiğimiz yaz ayında Trabzon tatilimde beyin kanaması geçirmişti.
Ne tesadüf rahatsızlığında Gebze’de yoktum.
Bu kez ölümünde Gebze’de olduğum halde cenazesine katılamadım.
Ramazan ayı bildiğiniz gibi geçmiş yıllardaki görüntüleri aratmadı.
Garip, guraba, fakir,fukara edebiyatı üzerinden herkes bildiğini yaptı.
Havaların aşırı derecede sıcak oluşu hepimizin yaşamını zorlaştırdı.
Her yıl daha fazla ısınıyoruz.
Bunun nedeni ise yeşil alanların hızla betonlaşmasıdır.
Toplum olarak yaşananlardan ders çıkartmadığımız sürece bu sonuçları hep yaşayacağız.
Bayram tatilinin uzun soluklu olması herkes için önemli bir fırsat oldu.
Bugünlük siz değerli okurlarla buluşmanın mutluluğu içerisindeyim.
Hayat herkes için sürprizlerle doludur.
İnsan yaşadıkça herşeyi görüyor.
Önemli olan hayattan ders çıkartmaktır.