Yeniden cumhuriyet, yeni bir cumhuriyet !

 

Ülkemiz;

Cumhuriyetin 91. yılına karanlıklar içinde giriyor.

Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ve etkili gerici kuşatması altında,

Halkımız ise cumhuriyetin değerlerini yaşatma mücadelesi veriyor.

1923’te kurulan cumhuriyet, köhnemiş imparatorluk düzeni ile kıyaslandığında tarihsel açıdan bir ilerleme anlamına geliyordu. Bu nedenle ilericiler ve devrimciler cumhuriyetin ilerici karakterini hiç yadsımamış, halkımızın eşitlik ve özgürlük mücadelesin cumhuriyeti önemli uğraklarından biri olarak değerlendirmiştir.

Ancak, 91 yıllık geçmişte ilerici değerlerden ve ilkelerden adım adım uzaklaşıldı. Burjuvazi egemenliğinin perçinlenmesine paralel ülkemizdeki aydınlanmacı, kamucu, bağımsızlıkçı birikim törpülendi. Yüzyılın sonuna gelindiğinde, geriye burjuvazinin ve sağcı, dinci iktidarların planlı biçimde çürüttüğü bir rejim kaldı.

AKP, bu çürümenin bir sonucudur. Cumhuriyeti adım adım çürüten burjuvazi, son darbeyi indirme işini ise AKP’ye bırakmıştır…

AKP, 12 yıllık uygulamalarıyla, Birinci Cumhuriyet rejimini tasfiye etmiştir. AKP’nin gerici kuşatması altında olan ülkemizde kamusal ve özel yaşamın tüm alanları, dinci gericiliğin kuralları doğrultusunda biçimlendirilmektedir.

Çocuklarımız küçük yaşlarda türbana, okul çağında ise imam hatiplere mahkum edilmektedir.

Başta Aleviler olmak üzere her tür mezhep ve inanıştan yurttaşlarımız hakaretle karşılaşmaktadır.

Gazeteciler, aydınlar, yazarlar, akademisyenler, hukukçular, bilim insanları ve sanatçılar iktidarın ağır baskısı altında yaşamak zorunda bırakılmakta, karşı koyanlar mahkeme terörüne ve hapis cezalarına mahkum edilmektedir.

İşçi ve emekçiler her türlü haklarından mahrum edilmekte, her gün iş cinayetlerine kurban verilmekte, güvencesiz, sendikasız ve kuralsız bir çalışma hayatına mahkum edilmektedir.

Gençlerimiz okullarında, kentlerinde ve evlerinde hükümetin buyurduğu gibi yaşamak dayatmasıyla karşılaşmakta, “dindar nesil” gericiliğine boyun eğmeyenler kampüslere yığılmış polislerin şiddetine mahkum edilmektedir.

Kadınlar AKP iktidarının en kapsamlı saldırısına muhatap olmakta, dinci gericiliğin karanlığı tarafından kuşatılmakta, taciz, tecavüz, şiddet ve cinayetlerin devlet tarafından teşvik edilmesiyle sistematik bir baskıya mahkum edilmektedir.

Halklarımız birbirine karşı kışkırtılmakta, bölgede emperyalist planların taşeronluğu adına savaş suçları işlenmekte, ülkemiz komşuları nezdinde hainliğe mahkum edilmektedir.

Kısacası, ülkemiz, emekçi halkımız AKP gericiliğine, piyasacılığına ve işbirlikçiliğine mahkum edilmek istenmektedir.

Saltanat, hilafet ve Yeni Osmanlı sevdalıları, cumhuriyetin tüm ilerici değerlerini tasfiye etmekle yetinmeyip, halkımızın ilerici birikimine de saldırmayı sürdürmektedirler.

Bu koşullarda, 29 Ekim’in kutlanacak değil, mücadele ile anılacak bir gün olması gerektiği açıktır. 29 Ekim’ler, Birinci Cumhuriyet’in hatırasına değil, yeni bir cumhuriyetin inşası için mücadeleye adanmalıdır.

AKP gericiliğinin saldırılarına boyun eğmeyeceğini gösteren halkımız, bu saldırıyı püskürtüp ‘eşitlik ve özgürlük’ temelinde, kardeşçe yaşanacak aydınlık ve bağımsız bir cumhuriyeti kuracaktır.

Yeni bir cumhuriyeti, sosyalist cumhuriyeti kuracaktır. O halde, şimdi yeni bir cumhuriyet ihtiyacı yakıcılığını korumaktadır.

Artık, bir adım İLERİ çıkma vakti gelmiştir,

“Sosyalist Cumhuriyet’’ için…