Akıllı Cazibe Köyleri Projesi’ni Devlet politikası haline getirmek isteyen Gez Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Mete bürokrasiyi halen aşamadı. Umudunu en azından bu dönem için yitirdi. Belediyeler marifetiyle denemek istedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden Menemen için gelen teklifi etik gereği, o dönem iktidar partisi/Hükümet ile devam eden temaslarından ötürü ret etti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden danışmanla görüşme aşamasında, “Olmaz” diye öngörüde bulunup caydı. Balıkesir ve Konya seçeneklerini yine belediyeler zorlayan Mete baktı olmuyor, çok içine sinmese de Torku modeliyle yapacak ama bir yerlerde en az bir tane yapacak..
GÜRCİSTAN’DA HER ŞEYİ ÖNÜME SERDİLER
Hasan Mete’nin anlatımıyla projenin bugüne kadar ki maceraları şöyle:
Projeyi ilk iktidar partisine, bu projenin bir Devlet politikası olmasını amaçladığımdan götürdüm.
Aylardır iktidar partisinden bir destek bekliyorum. Kendi adıma değil ülkem adına, milletim adına. Beni siyasete çekmeye çalışıyorlar, siyaset de yapmak istemiyorum.
Yurt dışında Meksika, İsrail, Amerika’dan arandım. Gürcistan’da her şeyi önüme serdiler. Fakat Türkiye’de ne yazık ki danışmanları, bürokrasiyi aşamadım.
NE YAPAYIM SENİN 24 SAAT AÇIK TELEFONUNU
Kocaeli Bölge milletvekillerinden Cemil Yaman Bey ile görüştüm. Komedi gibi. Bana, ‘Yaparsa Recep Tayyip Erdoğan yapar’ dedi ve bana telefonunun 24 saat açık olduğunu söyledi. Ben Milletvekili Cemil Yaman’a diyorum ki, ‘Sen Adile Naşit misin? Telefonun 24 saat açıkmış bana. Ne yapayım ben senin 24 saat açık telefonunu.
Üç kelime ezberledi: “Aziz milletim, aziz vatanım, aziz Cumhurbaşkanım.” Bu, başka bir şey yaptığı mı var? Bunun karşısındaki muhalefet partisinin de bir cacık olduğu yok.
Farklı partilere götürmeyi de elbette düşündüm. Ama öyle kelimeler ile anlatayım ki işin sonunda, kelimeyi söylediğinde olay yanlış bir yere çekilmesin… Ümidim kırıldığı için, diğer siyasi partilere gitmedim.”
HEDEF KİTLEM GÖÇE MECBUR KALANLAR
Projeyi Gebze’de veya Marmara Bölgesi’nde değil Diyarbakır, Erzurum, Hakkâri’de veya benzeri Anadolu illeri için düşündüğünü kaydeden Mete, “Bu projedeki hedef kitlem İstanbul’da ve Batı’da yaşamak zorunda kalan, yaşamaya çalışan insanların köyüne götürebilmek. Onun içinde o kişinin köyünde bir cazibe merkezi sunmam lazım ki köye geri dönebilsin. Ben köyde kişiye sineması tiyatrosu kütüphanesi ile kültürel faaliyetleri sunsam, spor faaliyetleri ile birlikte işi, evi sunsam, ve her şeyi daha ucuza tüketeceğinizi sunsam gitmez mi? Ben de bunu sunmaya çalışıyorum” dedi. Mete, yerel yönetimlerde de şansını denemiş:
MENEMEN İÇİN TEKLİF GELDİ AMA…
En son karar kıldım. Muhalefet partilerinin belediye başkanları ile görüştüm. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yardımcısı tarafından arandım altı ay kadar önce. Menemen İlçesi için önerdiler. İktidar partisine söz verdiğim için yapamayacağımı söyledim.
Bir ay kadar önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı ile görüştüm. Çok beğendi. Fakat projenin orada da, arada kaynayacağını gördüm.
CHP’nin Ankara Etimesgut Belediye Başkan adayı Mehmet Yula Bey aradı. Birkaç belediye aradı.
Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz’den randevu istedim. Hatta projeyi telefona bakan belediye çalışanlarına anlattım. Randevu alamadım.”
BİREYSEL YAPMAK İSTEMİYORUM
Projeye dair umudunu hiçbir olumsuzluğun kıramayacağını belirten Mete, “Karşıma çıkan hiçbir dağ, hiçbir engel önlemez. Bu projeyi şahsım dâhil olmak üzere bireyler üzerinden bir köy üzerinde uygulayabilirsiniz ama Torku misali bir yapılanma olursunuz. Ben bunu bireysel yapmak istemiyorum. Bireysel yaptığımda ben bir şirket olurum” dedi. Mete şöyle devam etti:
HESABIMIZA GÖRE YILDA
77 MİLYON LİRA KAZANIYOR
200 haneli köy yapar, 200 aileyi köyüne götürür, bizim hesabımıza göre bir köy yılda 77 milyon lira para kazanıyor, bu parayı ben kazanmış olurum. Ben diyorum ki, bugün ülkemizde köylü nüfusu altı buçuk milyona düşmüş. Ne hayvancılık ne tarım adına köyde üretilen bir şey yok. Bunun önüne geçebilmek için Türkiye’de 10 bin köy yapalım istiyorum.
CUMHURBAŞKANI’NIN
ÖNÜNDE BİR SET VAR
Ben bu projenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ulaşması halinde karşılık bulacağını biliyorum ama her ne hikmetse Cumhurbaşkanı’nın önünde bir set var, önüne gitmiyor. Binali Yıldırım ile görüştüm, onun da danışmanlarına takıldım. Binali Yıldırım’a anlatmış olmama karşın şimdi kendisine ulaşamıyorum. Danışmanları telefonla aradığımı söylemiyorlar. Binali Yıldırım’ı tanıyorum. Eminim ki, bir sorsa kulağına bir şey gidecek. Fakat Türkiye’de liyakat unsuru yerlerde geziyor.
HİÇBİR PARTİNİN ÜLKE
GELİŞMESİ İÇİN PLANI YOK
Bu ülkede emin olduğum bir şey var. Geçen sene hariç 39 yıl boyunca yılda üç gün tatil yapmadan dur durak bilmeden çalışan Hasan Mete olarak, ne yazık ki bir ümidim kalmıyor. Çünkü hiçbir siyasi partinin gerçekten bu ülkenin gelişmesi için bir planı olduğunu düşünmüyorum.”
KONYA VE BALIKESİR TEMASLARI
Gez Grup’un günümüzdeki tek hedefini, “Bu proje eğer Devlet politikası haline gelmezse kendi başına bir köy yapıp oturmak. Ölüyoruz. Benim amacım sonsuz para kazanmak değil” diye tanımlayan Mete halen Konya ve Balıkesir Belediye Başkanları ile görüşmelerin sürdüğünü kaydedip ekledi:
ÜLKENİN GELECEĞİNE IŞIK OLMAZ
Ama Milli Emlak’tan tamamen unutulmuş 2 bin dönüm arazi, çorak ve bitik arazi kiralayıp tekrar kendi adıma yapabilirim. Ama ben istedim ki bu proje Devlet politikası haline gelsin. Belediyelerden destek veren olursa bir, üç, beş köy yapılabilir. Ama bu ülkenin geleceğine dair bir ışık olmaz. Ben Devlet’in tamamı için bir şey istiyorum. Mutlaka en az bir tane yapma amacım çok fazlaca var içimde. Allah nasip ederse de yapacağım.”
**
Erzurum’daki buğday ekecekse
Sivas’taki mercimek ekecek
Projede üretim ama planlı programlı bir üretim önemli konu başlıkları arasında. Mete projelerinde arz talep dengelerini de gözettiklerini kaydetti: “Biz söz konusu projemizle köylerde çok farklı bir konsepti (kavram) yakalamak istedik. Projemize göre bu köy kendi enerjisini üretip fazlasını Devlet’e satıyor. Rekolteye göre üretim yapıyor. Mesela; Erzurum’daki buğday ekecekse Sivas’taki mercimek ekecek. Rekolte hesaplanacak.
TOPRAK ÖLMEYECEK
İNSANLAR GÖÇMEYECEK
Ülkemizin sene içinde kaç ton buğdaya ihtiyacı varsa o rakam tespit edilip en verimli üretim yapılacak il tespit edilecek ve şehir sadece buğday ekecek. Örneğin, Konya’da kurduğumuz köy sadece patates üretecek. Üretim, ülkenin ihtiyacı ve/veya yurt dışına satacağı miktar kadar, planlı bir üretim olacak. Toprağı öldürmeyeceğiz. Bu uygulama da aynı zamanda insanların neden tersine göç etmesi gerektiğinin bir cevabı.”
**
ACK SOSYAL YATIRIMLAR
Şirket kendisine çok düşük fiyatla devredilecek veya hibe edilecek kamu arazilerinde, aynı zamanda hissedarları olan köy sakinleri için;
Kendilerine ait bahçeli evler, okul, konferans salonu, düğün salonu, kafe, restoran, sağlık merkezi, sosyal tesisler, spor tesisleri, hobi alanları, banka, eczane, market, cami/cemevi
inşaa edecek.
**
ACK EKONOMİK YATIRIMLAR
Şirket köy sakinleri ve ekonomik faaliyetleri için gerekli olan;
Biokütle, güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımları yapacak.
Bölünmemiş/yekpare ve en az üye köylerin toprağının üç katı genişliğe sahip tarlaları,
Besi çiftlikleri, seraları ve bunlara ilişkin entegre tesisleri kuracak ve işletecek.