Dijital çağ, siyasi liderlerin halkla iletişim kurma biçimlerini kökten değiştirdi. Eskiden siyaset, meydanlarda yapılan mitingler, televizyon tartışmaları ve gazete röportajları üzerinden yürütülürdü. Günümüzde ise sosyal medya, siyasi iletişimin en önemli aracı haline geldi. Facebook, Twitter ve Instagram gibi platformlar siyasetin merkezine oturdu derken, son yıllarda TikTok’un yükselişi yeni bir tartışma başlattı: Siyasi lider olmak için TikTok fenomeni olmak yeterli mi?
TikTok, kısa videolar ve eğlenceli içeriklerle özellikle genç nesiller arasında popüler hale gelmiş bir platform. Ancak son yıllarda, yalnızca dans videoları ya da komik içeriklerle değil, siyasi mesajlarla da dikkat çekmeye başladı. ABD’den Avrupa’ya, hatta Türkiye’ye kadar birçok siyasetçi TikTok üzerinden kitlelere ulaşmaya çalışıyor.
Örneğin, 2020 ABD Başkanlık seçimlerinde Joe Biden ve Donald Trump’ın kampanya ekipleri TikTok’ta aktif kampanyalar yürüttü. Avrupa’da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, genç seçmenlerle etkileşime geçmek için TikTok’u kullanırken, İngiltere’de İşçi Partisi lideri Keir Starmer platformu gençlere yönelik mesajlarını duyurmak için kullandı. Türkiye’de de Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi bazı belediye başkanları TikTok’u aktif kullanan siyasetçiler arasında yer alıyor.
Siyasette geleneksel medya araçlarının (televizyon, radyo, gazete) yerini dijital platformların alması aslında yeni bir olgu değil. Twitter, Facebook ve Instagram gibi platformlar siyasetçilerin halkla doğrudan iletişim kurmasına olanak tanıdı. Ancak TikTok, diğer platformlardan farklı olarak, daha kısa, eğlenceli ve etkileşimi yüksek içerikler üretmeyi zorunlu kılan bir ortam sunuyor.
Bu da siyasi liderleri, karmaşık politik söylemleri basitleştirerek sunmaya itiyor. Örneğin, bir siyasetçi uzun bir ekonomik reform planını açıklamak yerine, 30 saniyelik bir TikTok videosunda kısa ve çarpıcı bir mesaj vermek zorunda kalıyor. Bu da siyasetin daha yüzeysel hale gelmesine neden olabiliyor.
TikTok’un siyasi liderlere sunduğu bazı önemli avantajlar var tabii;
TikTok’un kullanıcı kitlesinin büyük bir kısmı gençlerden oluşuyor. Geleneksel medyada siyasetle ilgilenmeyen gençler, TikTok sayesinde siyasi liderleri daha yakından tanıyabiliyor. Özellikle ilk defa oy kullanacak seçmenleri etkileyebilmek için TikTok önemli bir araç haline geldi.
TikTok’un dinamik formatı, siyasetçilerin daha doğal ve samimi görünmelerini sağlıyor. Örneğin, ağır protokollere alışık olduğumuz siyasetçilerin, TikTok’ta gündelik dille konuşmaları, halkla daha yakın bir bağ kurmalarına yardımcı oluyor.
TikTok’un algoritması, ilginç ve dikkat çekici içeriklerin hızla yayılmasını sağlıyor. Bu da siyasetçilerin mesajlarını geniş kitlelere ulaştırmasını kolaylaştırıyor.
Ancak TikTok üzerinden yürütülen siyasetin bazı önemli riskleri de var;
TikTok kısa videolar üzerine kurulu bir platform olduğu için, siyasetçilerin detaylı politika anlatımlarına pek yer kalmıyor. Bu da derinlikli tartışmalar yerine, popülist söylemlerle kitleleri etkilemeye yönelik bir siyaset anlayışını besleyebilir.
TikTok, güçlü bir görselliğe dayalı olduğu için, gerçeklik algısını kolayca manipüle edebilecek bir platform. Filtreler, kurgu ve montaj ile bir siyasetçi olduğundan daha farklı bir imaj çizebilir. Seçmenler de bu sahte imajlara inanarak karar verebilir.
TikTok’ta yanlış bilgilerin yayılması çok kolay. Bir siyasi figür hakkında yalan haberlerin hızla yayılabilmesi, demokratik süreçleri olumsuz etkileyebilir.
Türkiye’de siyasetçilerin TikTok kullanımı giderek artıyor. Özellikle muhalefet partileri, televizyon ekranlarında yeterince yer bulamadıkları için sosyal medyayı aktif şekilde kullanmaya çalışıyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, TikTok üzerinden gençlerle etkileşime girerek popülerlik kazanan siyasetçiler arasında yer alıyor.
Ancak Türkiye’de henüz TikTok’un siyasette belirleyici bir faktör olup olmadığı tam olarak netleşmiş değil. Geleneksel medya hâlâ siyaset üzerindeki en güçlü etkiye sahip. Ancak önümüzdeki seçimlerde TikTok’un ne kadar belirleyici olacağını zaman gösterecek.
TikTok, siyasi iletişimde önemli bir araç haline gelmiş olsa da, tek başına bir lider yaratmak için yeterli değil. Siyaset sadece sosyal medya popülaritesine dayanamaz; liderlik, kriz yönetimi, gerçek politikalar üretme ve halkın güvenini kazanma gibi daha derin unsurları da içermelidir.
Ancak şurası bir gerçek ki, günümüz siyasetinde sosyal medyayı etkin kullanamayan bir liderin geniş kitlelere ulaşması artık çok zor. TikTok’ta fenomen olmak, bir siyasetçiye kısa vadeli bir avantaj sağlayabilir ama uzun vadede gerçek liderliği belirleyen şey hâlâ sahadaki çalışmalar, halkla kurulan birebir temas ve üretilen politikalar olacak.
TikTok siyaseti önemlidir ama yeterli değildir. Gelecekte başarılı bir siyasi lider olmak isteyenler, hem dijital dünyayı hem de geleneksel siyaseti ustalıkla birleştirmek zorunda kalacaklar.