2017-2018 eğitim-öğretim yılı bugün başlıyor. Müfredat tartışmaları, Cumhurbaşkanı’nın TEOG’un kaldırılacağını yönelik açıklamaları ve çok sayıda öğrencinin açık-lise ya da imam hatip lisesi arasında kalarak açıkta kalması eğitimin başlıca sorunları arasında yer alıyor.
Yeni müfredat tartışmaları, TEOG'un kaldırılacağı açıklamaları ve liseye yerleşemeyen ve imam hatip ya da açık lise arasında kalan öğrencilerin sorunlarıyla 2017-2018 eğitim öğretim yılı bugün başlıyor. Yeni öğretim yılının en çok tartışılan konusu ise müfredat.
EN ÖNEMLİ SORUN MÜFREDAT
Yeni müfredatta Atatürkçülüğün çıkarılması, ve evrim teorisinin kaldırılması ve cihat kavramının girmesi en çok tartışılan başlıklar arasında yer alıyor. Milli Eğitim Komisyonu Üyesi CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, bugünün en önemli sorununun müfredat olduğunu belirterek, “Körelmiş çocuklara, dogmalarla çevrelenmiş düşünme sistemine ihtiyacımız yok. Bu ülkenin ihtiyacı merak eden, sorgulayan, problem çözebilen, tarihini ve toplumsal değerlerini doğru öğrenen, dersler çıkaran, çağdaşlık bilinci ve ahlakıyla donanmış, özgür düşünceye sahip bireylerdir. Toplumsal birlikteliği sağlamanın tek koşulu toplumsal özgürlüktür. Bir kişiye, bir düşünceye, bir inanca, bir ideolojiye veya bir zümreye özgürlük değil. Bugün önümüze getirilen müfredatın içeriğindeki detaylara itirazımızın da, eğitimin bilimsel olmasındaki ısrarımızın da asıl sebebi budur” dedi.
TEOG KALDIRILACAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TEOG’un kaldırılması gerektiğini söylemesi ise gelecek yıl ortaöğretime başlayacak öğrenciler için büyük endişe uyandırdı. Eğitimciler, TEOG'un anında kaldırılamayacağını, bununla birlikte kaldırılması halinde ortaöğretime geçiş için mülakat sistemi olabileceğini, bunun da yine torpil anlamına geldiğini ifade etti.
ÇOCUKLAR OKULSUZ KALDI
Bu yılki eğitimin sorunlarının en önemli başlıklarından biri de herhangi bir ortaöğretim kuruma yerleştirilemeyen öğrencilerin ya açık lise ya da imam hatip liseleri arasında tercih yapmaya zorlanması. Bunun nedeni de başta İstanbul olmak üzere birçok ilde stratejik okullarda öğrenci kontenjanının düşürülmesi, birçok teknik lisenin tematik liseye çevrilmesi olarak gösteriliyor. Ayrıca çok sayıda öğrenci de evlerinden uzak yerlere yerleştirildi. Tüm bu sıkıntılar nedeniyle veliler il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri önünde uzun kuyruklar oluşturdu.
Diğer yandan, öğretmen açığı hala sürerken, okul harcamalarının yüksek olması, kayıt sırasında velilerden bağış adı altında kayıt parası istenmesi, okul masraflarının talep edilmesi her yıl yaşanan sıkıntılar arasında yer aldı.
FOTO:DHA -2017-2018 eğitim öğretim yılında toplam bin 777 özel okul açılarak, eğitim sistemine dahil oldu.
BİN 777 ÖZEL OKUL AÇILDI
Bu arada 2017-2018 eğitim öğretim yılında toplam bin 777 özel okul açılarak, eğitim sistemine dahil oldu.
Yeni eğitim-öğretim yılının açılmasıyla birlikte eğitimin fotoğrafını çeken Dr. İrgil, yeni eğitim ve öğretim yılında öğrenci, öğretmen ve aileleri pek çok sorunun beklediğini belirterek, MEB'in sorunların çözümü yönünde günübirlik adımlar attığını, bunun da yeni sorunlara neden olduğunu ifade etti.
Kış saatinin uygulanmaması, okul servislerinin güvensizliği ve yüksek ücretleriyle öğrenci ve ailelerin bir şekilde başa çıkmaya çalıştığını belirten İrgil, asıl vahim olanın MEB'in başa çıkamadığı hata yarattığı sorunlar olduğunu ifade etti.
“Okulundan ders kitabına, yöneticisinden müfredata Cumhuriyet tarihinde eğitim sistemi hiç bu kadar karmaşık ve sorunlu olmamıştı” diyen CHP'i İrgil'in konuyla ilgili açıklaması şöyle:
MEB BÜTÇESİ YETERSİZ
Sorunlar listesinde yetersiz MEB bütçesi önemli bir madde. Her dönemin başında velileri karşılayan kayıt parası zorlaması, bu dönem yine vardı. Vatandaş, devletine ücretsiz eğitim sunsun diye vergi ödüyor ama yine de okul yöneticileri nakit istiyor. Milli Eğitim Bakanı velilerin bağış yapmaya zorlanamayacağını söylese de, okullara yeterli ödenek ayrılmadığı için harcamaların önemli bir kısmı çeşitli kalemler altında velilerden alınıyor. Kısaca eğitimin yükü veliye yıkılıyor.
PARAN KADAR EĞİTİM
Bugün geldiğimiz noktada aileler seçeneksiz kaldı. Belli ilçelerde ve Anadolu'nun yoksul yerlerinde insanlar seçeneksiz bırakılarak imam hatiplere mecbur kalıyor. Parası olanlar çocuklarını istedikleri okullara gönderebiliyor ama ya yoksul aileler? Bu seçeneksizlik uzun vadede çocukların ailelerini, bu sistemi ve devleti sorgulamalarına neden olacak. Üniversiteye giremediklerinde bu seçeneksizliği sorgulayacaklar. Laik sistem bu nedenle, isteyenin istediği okulu seçebilmesi için önemli ve gerekli. İnsanları bir noktaya zorlamak hem adaletsizlik, hem de bu çağda kabul edilemeyecek otoriter bir anlayıştır. Bu anlayışla belli zaferlere ulaşmış hissedebilirsiniz ama uzun vadede bunun acısını bu çocuklar, aileleri ve elbette bu ülke çekecek.
ÖĞRETMENLER HUZURSUZ
Her öğrenci iyi bir eğitimi, dolayısıyla iyi bir öğretmeni hak eder. Bugün bakıyoruz; ücretli, geçici, sözleşmeli, kadrolu olmak üzere çeşit çeşit öğretmenlik var. Az maaş, zorunlu hizmet, hükümete yakın sendikaya üye olma baskısı, yöneticilerin keyfi soruşturma-görevden alma-sürgün tehdidi altında çalışan hangi öğretmenden çocuklara verimli bir eğitim vermesi beklenebilir. Güvencesi olmayan öğretmen huzursuzdur. Oysa eşit kadro herkesin, her öğretmenin hakkıdır.
OKULLARIN FİZİKSEL DURUMU
Okullar personel istihdam edemiyor, dersliğinden tuvaletine yeterli hijyen sağlanamıyor. Yetersiz ve bakımsız derslikler, büyük şehirlerdeki kalabalık sınıflar hem öğrenci hem de öğretmenleri olumsuz etkiliyor. Spor salonu bulunmayan, laboratuvarı olmayan okullarda eğitim eksik kalıyor. Eskiden de yoktu, demek çözüm değil. Dünkü yarış başkaydı, bugünkü yarış başka. Dünya ilerlerken dünyanın esiri olmamak için çocuklarımıza iyi bir eğitim ortamı sunmak zorundayız.
Kaynak sözcü