Yerel seçimler sonuçlandı. İlimizdeki yerel yönetimler, yine önemli çoğunlukla AKP’nin elinde kaldı. Bu kez 13-0’lık sonuç çıkmadı ama muhalefet açısından ‘yine hüsran’ denilecek 12-1’lik bir sonuç çıktı.
İstanbul Büyükşehir belediye Başkanlığı için alınan seçim sonuçları halen kesinleştirilemezken ilimizdeki seçim sonuçları kesinleşen belediyelerin hemen tamamına yakınında görev devir teslimleri gerçekleşti.
Büyükşehir Belediye Başkanı olan Tahir Büyükakın, görevi devralırken yaptığı konuşmada ‘’Tevazu, samimiyet ve gayret’’ üçlemesine işaret ederek, seçimi kazanmadaki stratejisini vurguluyordu.
Bu üçleme çok önemli ama sadece seçim öncesi çalışmaları için geçerli olursa hiçbir anlamı kalmaz. Asıl mesele, bu üç temel yaklaşımı seçildikten sonra 5 yıllık görev süresinde de geçerli kılmaktır.
Yerel televizyon kanalı TV 41’in naklen yayınladığı Büyükşehir Belediyesi’ndeki görev devir teslim töreninde konuşan Büyükakın, ‘’seçim başarımızın altında birçok faktör var’’ derken neleri kastetti pek bilemiyorum. Ama, ‘’en önemlisi teşkilatımız ve halkımızın desteğidir’’ ifadesiyle bir gerçeğin altını çiziyordu. O gerçek de, AKP teşkilatlarının, seçmen kitlesiyle birlikte adayının etrafında kilitlenerek çalışmasıdır. (Bu çalışmada, Cumhur İttifakı ortağı MHP’nin katkısını gözardı etmemek lazım.)
Seçimi kazanmasında başka çok sayıdaki faktörün ne olabileceğine her zaman olduğu gibi görev süresini iyice izledikten sonra karar verebiliriz.
O konuşmanın ‘’samimiyet ve gayret’’ ifadelerinin altını dolduran yaklaşım ise, sayın Büyükakın’ın ‘’Nereden geldiğimizi asla unutmadan devam edeceğiz. Hayatımız, artık bu kente adanmış olacak. 7 gün 24 saat hizmet edeceğiz’’ cümlesinde yatıyordu.
Bu ifade tam olarak karşılığını bulabilir mi, bunu da zaman gösterecek…
Tahir Büyükakın’ın konuşmasında, AKP’li 15 yılda kentteki betonlaşmayı gizleyen ifadeler de yer aldı.
Diyordu ki, ‘’Gri bir şehri, yemyeşil bir şehre döndürdük’’.
Kocaeli’ndeki görev süresi bu seçime kadar pek uzun olmamıştı. O nedenle, üyesi olduğu partinin yönetimince 15 yılda yapılan tüm işlerin kenti yeşillendirmeye yönelik olduğu tezini savunabilir. Ama, gerçek oldukça farklı.
Yeşillendirme dedikleri, her ilçede belli noktalarda sınırlı çimlendirme ve ağaç dikme ile lale festivalleri ötesine gitmeyen çalışmalardır. Yol kenarlarında (şehiriçi ya da şehirlerarası) taşeron işçilere yaptırdıkları günlük rutin temizliklerdir.
Genelde, ülke genelinde olduğu gibi kentimizde de betona yapılan yatırımları önemsemişlerdir. Kentin tarihsel dokusuna da ters düşen yapılaşmanın yolunu açan yaklaşımları sürdürmüş, birinci derecede tarım alanlarının neredeyse tümünü yapılaşmaya açmış ve o alandan sağlanacak rantın bölüşülmesi peşinde koşmuşlardır.
Hal böyleyken, sayın Tahir Büyükakın gelecekte daha iyi bir şehir teslim etmenin gururunu nasıl yaşayacağını da anlatmalıydı. Hadi şimdi anlatamadı, bu anlaşılabilir bir durum. O zaman, 5 yıl içinde göstermek zorunda.
Unutulmaması gereken bir konuyu daha anımsatmak gerekir…
Kocaeli, AKP’li dönemler başlamadan önce civar iller arasında sosyal, ekonomik, kültürel yaşam kriterleri açısından parmakla gösterilen bir ildi. Büyükakın’ın da dediği gibi, ‘’Sakarya, Bursa ve Yalova’dan bu kente gezmeye gelen insanlar’’ daha çok AKP öncesi dönemlerde vardı.
Bu kenti yeniden kendi misyonuna sahip kılacak hale getirmek için, ‘proje’ denilen ıvır zıvır çalışmalar yerine insan yaşamına doğrudan etkisi olan yatırımlara yönelmek gereklidir. Bu tarihsel görev de, Tahir Büyükakın ve ekibinin omuzlarına kalmıştır.
Büyükakın, o konuşmasının sonunda ‘’Tek gayemiz var, bu kentin insanı mutlu olsun, iyi olsun ve bize dua etsin istiyoruz. Rabbim kolaylaştır, rabbim zorlaştırma’’ dedi.
Başkan ve ekibi, bunu gerçekten istiyor ve ulaşılması gereken bir hedef olarak görüyorsa, 15 yıl yapılanların analizinden sonra kentin ve halkın yaşamına pozitif biçimde dokunacak gerçek işler yapmayı düşünmelidir.
Ortak yaşamdaki geleceğimiz için.
Unutmadan;
Kentin 15 yıllık geçmişinde, huzur içinde köşesine çekilip emekliliğin tadını çıkartmak için atılacak adımların ilkinde evine belediye otobüsüyle giden belediye başkanlarını saygıyla anacak çok sayıda iş maalesef yoktur…