Kocaeli Ekolojik Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Tengerek son günlerde sıkça gündeme gelen müsilaj sorunuyla ilgili olarak açıklamasında bulundu. Mustafa Tengerek yaptığı açıklamada, “Bilindiği gibi son günlerde sıkça gündeme gelen Müsilaj; Deniz Salyası yada Kaykay olarak bilinen oluşum, deniz ekosisteminde doğal olarak bulunan mikroorganizmaların uygun ortam ve şartlar altında çoğalması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Hava sıcaklığının artmasına bağlı olarak, deniz suyu sıcaklıklarının artması sonucu Fitoplanktonık organizmalardan diyatom ve dinoflagellat türlerinin fotosentetik aktivite sonucu yoğun bir şekilde üremelerine sebep olur. Müsilajda bahse söz konu olan; mikroorganizmaların ortamda bulunan azot ve fosfor gibi besin elementlerinin deniz ekosistemindeki miktarlarının artması sonucu çeşitli organik maddeler salgılar ki bunların birleşmesiyle de müsilaj olarak isimlendirilen jelimsi, yapışkan oluşumlar meydana gelir.
“DÖNÜLMEZ ZARARLARA SEBEP OLMAKTADIR”
Bu oluşumlarda deniz akıntıları ve rüzgarla birlikte geniş alanlarda birikim gösterir. Aslında 1990’larda başlayan bu durum 2007-2008’lerde kendini yoğun bir şekilde göstermiş ve alınan tedbirler ile bu yıl başından itibaren de yeniden kendini göstermiştir. Bu yıl yaşanan müsilaj olayı ne ilk nede son olacaktır, eğer önlemler alınmazsa. Müsilaj olayı deniz ekosistemi içerisinde doğal bir olay olmasına rağmen, özellikle iklim değişikliği, buna bağlı mevsimsel kaymalar, deniz sisteminde kirlenmeye bağlı olarak bu mikroorganizmaları tüketicilerinin yeterli miktarda olmaması ve evsel, endüstriyel, insan kaynaklı atıkların derin deşarj yöntemiyle yeterince arıtılmadan deniz ekosistemine salınması neticesinde yeniden gündeme gelecektir. Öte yandan hiç dikkate alınmayan konu ise derin deniz dolgu çalışmaları, limanlar, deniz gemi trafiği, denizlere dökülen akarsu kaynaklarının ya kirletilmesi yada farklı amaçlar ile kullanılarak deniz flora ve faunası temel unsuru olan can suyunun yetersiz olması, ekosisteminde geri dönülmez zararlara sebep olmaktadır.
“DENİZ EKOSİSTEMİ ZARAR GÖRÜYOR”
Şöyle ki; doğal olarak olması gereken deniz akıntılarının önüne çekilen dolgular, yine balık üreme alanlarını yok ettiği gibi, istenmeyen atıklarında belli alanlarda daha yoğun atık yada kirletici birikimlerine sebep olmaktadır. Bu da müsilaj gibi olayların artışına ve deniz ekosisteminin zarar görmesine sebep olmaktadır. Kısaca ana sebepler olarak iklimsel değişimlere bağlı olarak, deniz suyu sıcaklıklarının artması, nüfus artışına bağlı olarak yeterince arıtılmadan denize salınan atıkların miktarının artması ve kıyılarda yoğun yapılaşma ve yeterli can suyunun denizlere ulaşmaması sonucu deniz dip hareketlerinin durağanlaşması sonucu deniz salyası olguları gelecek yıllarda yeniden yaşanacaktır. Bunun sonucu olarak ta deniz balıklarının üreme alanları yok olacak, balıkçılık sektörü, turizm ve deniz biyoçeşitliliği olumsuz etkilenecek, oluşan kötü koku ve jelimsi yapılarda insan sağlığını olumsuz yönde etkileyecek, deniz ekosisteminin zarar görmesi de beraberinde başka sorunları beraberinde getirecektir. Bu nedenlerden ötürü, iklim değişikliği dikkate alınarak gerek kentsel, gerek endüstriyel, gerekse deniz dolgu planlamaları yeniden gözden geçirilerek yeni bir atık yönetimi eylem politikaları oluşturularak sağlıklı, temiz ve sürdürülebilir bir deniz ekosistemi yeniden oluşturulmalıdır” dedi.