DİSK Nakliyat-İş Sendikası, 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin 50. yıldönümünde direniş alanlarında eylemler Yaptı. Bu eylemlere Gebze Şubesi yöneticileri, işyeri temsilcileri ve üyeler de katıldı. Eylemlerde Nakliyat-İş Sendikası Genel Merkezi tarafından hazırlanan metin okundu. Ayrıca Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu’da açıklama yaptı. Parababaları düzenine, işçi düşmanlığına, kıdem tazminatlarımızın gasp edilmesine, sarı sendikacılığa karşı yaşasın şanlı 15-16 Haziran direnişimiz” başlığıyla yapılan, “Yerli-yabancı parababalarının örgütlerinin iktidarların saldırılarına karşı yeni örgütlü 15-16 Haziran direnişleri yaratacağız” denilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
100 BİNLERİN İKTİDARA CEVABIDIR
“Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihi içerisinde şanlı 15-16 Haziran direnişinin önemli bir yeri vardır. 15-16 Haziran direnişi kitlesel katılımı, ekonomik, toplumsal ve siyasi mücadeledeki sonuçları tarihsel önemdedir. Yüzbinleri aşan işçi sınıfı 15-16 Haziran günleri işçi sınıfının devrimci sendikal örgütünü DİSK’i kapatmaya yönelik girişimlere karşı işçi sınıfının, sermaye sınıfı iktidarı olan AP’ye karşı cevabıdır.
SAYGIYLA ANIYORUZ
İşçi sınıfımızı CIA tarafından 1952 yılında kurdurulan TÜRK-İŞ’e mahkûm etmeye karşı işçi sınıfımızın isyan, başkaldırısının adıdır, 15-16 Haziran. 15-16 Haziran direnişinde kaybettiğimiz İşçi kardeşlerimizi Yaşar Yıldırım, Mehmet Gıdak ve Mustafa Bayram’ı rahmetle ve saygıyla anıyoruz.
Türkiye İşçi Sınıfı, DİSK’in kapatılmasına, örgütlenme haklarının elinden alınmasına karşı, “DİSK kapatılamaz” sloganı ile 168 fabrika ve 150 bine yakın işçiyi kapsayan direnişte, işçiler İzmit ve Gebze’den Kadıköy’e, Levent’ten Mecidiyeköy ve Taksim’e, Bakırköy’den Topkapı ve Edirnekapı’ya kadar yürüdüler. İstanbul’un iki yakasındaki işçilerin bir araya gelememesi için vapur seferleri bile iptal edildi; Galata Köprüsü açılarak geçişe kapatıldı. 16 Haziran 1970 tarihinde İstanbul ile Kocaeli Merkez ve Gebze ilçesinde sıkıyönetim ilan edildi. 3 ay süren sıkıyönetim sonunda işten çıkarılan işçi sayısı 5 bini aştı. DİSK yöneticileri ile birlikte çok sayıda işçi tutuklandı.
1980 DARBESİNDEN SONRA YAPTILAR
Söz konusu yasa değişikliklerini içeren hükümler 2 yıl sonra, Anayasa Mahkemesi’nce Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Sermaye sınıfı o dönem yapmak istediklerini, ancak 12 Eylül 1980 faşist darbesinden sonra DİSK’i kapatıp, yasaları sermaye sınıfının istemleri doğrultusunda değiştirerek, işçi sınıfını yalnızca sarı-gangster sendika Türk-İş’e mahkûm ederek uygulayabilmişlerdir.
SALDIRILAR DEVAM EDİYOR
Bugün, şanlı 15-16 Haziran direnişimizin 50. yılında, yerli-yabancı parababaları ve onların siyasi iktidarı işçi sınıfımızın kazanılmış haklarına saldırmaya devam ediyor. Ulusal istihdam stratejisi programında yer alan işçi örgütlenme ve sendika düşmanı politikalar, düzenlemeler hayata geçiriliyor.
Özel istihdam büroları, kiralık işçilik yasasını, zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemini düzenleyen BES’i, zorunlu arabuluculuk yasasına, işçi sınıfımızın tepkilerine karşın çıkardılar. Esnek çalışmayı. Daha yaygın etkin duruma getirmek için düzenlemeler yapılıyor. Kazanılmış hakları ortadan kaldıran “süresi belirli hizmet akdi” ile çalıştırılma da yaygınlaştırılıyor.
İZİN VERMEYECEĞİZ
Milyonlarca işçi kardeşimiz taşeron cehenneminde çalıştırılıyor. Taşerona kadronun bir aldatmaca olduğu ortaya çıkmıştır. İş güvencemiz, geleceğimiz olan 84 yıllık kıdem tazminatı hakkımız yerli-yabancı parababalarının direktifleri ile gasp edilmeye çalışılıyor. Her dönem gündemde olan işçilerin kazanılmış hakkı Kıdem Tazminatı ile ilgili olarak işçi sınıfının örgütsüzlüğünden yararlanan iktidar bu gün bir kez daha Kıdem Tazminatının gaspını gündeme getirmiştir. Bu seferde kılıf değişikliğine gidilmiş ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi adı altında işçi sınıfının bu kazanılmış hakkını işverenlere bir yük olmaktan çıkartmak istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz.
Siyasi iktidarın işçi sınıfına yönelik saldırıları ve hak gaspları yetmiyormuş gibi Dünyada salgına dönüşen Covid-19 süresinde de işçilere ve emekçilere yönelik baskılar ve hak gaspları devam etti.
150 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ
Yaşamın devamını sağlayan işçi sınıfı bu salgın döneminde herkes evde kalırken çalışmaya devam etti. İktidarın “üretim durmayacak” açıklaması ile birlikte birçok işyeri çalışma izini alarak üretimine devam etti. İşi ve sağlığı arasında tercih yapmaya zorlanan işçiler bu dönemde canı pahasına işe gitmeyi tercih etmek zorunda kalmıştır. İşsizlik cehenneminin işçiler için gittikçe yakıcılığının artığı bu günlerde işe gitmeyi göze alan işçilerden bu güne kadar tespit edilen 150 işçi Covid-19 nedeni ile hayatını kaybetmiştir. Binlercesi işsiz kalmıştır.
İşverenler için özel genelgeler çıkartan iktidar işçilere gelince ölümlerden ölüm beğen diyerek, kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin gibi dayatmalarla işçileri açlığa, yoksulluğa ve işsizlik cehennemine atmıştır.
DAVACI OLDUK
Yine AKP iktidarı yayınladığı genelge ile işveren örgütlerinin talepleri doğrultusunda Covid-19 salgınını iş kazası ve meslek hastalığı nedeni olmaktan çıkartmıştır. 5510 Sayılı kanuna, Yargı Kararlarına, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün tanımlamalarına aykırı olan bu genelgenin uygulanması durumunda çalışanlar anayasa ve yasalara aykırı şekilde hak kayıplarına uğrayacaklardır. Bu genelgeye karşı sadece sendikamız yasalara, anayasaya aykırı olduğu için Genelgenin yürütmesinin durdurulması ve İptal edilmesi ile ilgili Danıştay’a dava açmıştır.
PROTESTO EDİYORUZ
Yine bu salgın döneminde işçi konfederasyonlarının talebi doğrultusunda (DİSK-TÜRK-İŞ-HAK-İŞ) İktidar-Çalışma Bakanlığı salgın nedeni ile Toplu iş sözleşme, yetki tespiti ve grevleri üç ay süre ile ertelemiştir. İşçiler için büyük bir hak kaybına neden olan bu kararı sendika olarak bir kez daha protesto ediyoruz.
Bu sürede işsiz kalan binlerce işçi, kapanan işyerleri göz önüne alındığında bu salgının da faturası işçilere ve emekçilere çıkartılmak isteniyor. Bu vicdansızlıktır.
Pandemi sürecinde sendikalar kapılarına kilit vurmuşken sendikamız çalışmalarına ve mücadelesine ara vermeden devam etmiştir.
Sendikamız bu süreçte “İşçilerin Sağlığı Patronların, Kapitalistlerin Kârından Daha Önemlidir, Değerlidir” sloganı ile basın açıklamaları ve işyerlerinde eylemler yaptı.
MÜCADELEMİZ DEVAM EDİYOR
Sendikamız işçi sınıfına olan inancı ve sorumluluğu gereği tazminat haklarının gasp edilmesine ve sarı sendikacılığa karşı mücadele eden Real, Uyum/Makro ve Uzel İşçilerine sahip çıkmaya deva ediyor. Tüvtürk Muğla, Şanlıurfa/Polçak, Reysaş Karabük ve Kastamonu, Muğla/Milas’da Çınartaş’da direnişimiz ve İstanbul’da Samsun Çorum Ambarı’nda grevimiz patronların işçi sendika düşmanlığına karşı mücadelesi devam ediyor.
Kıdem tazminatımızın gasp edilmesine, grev yasaklamalarına, zorunlu arabuluculuk yasasına, zorunlu bes’e, iş cinayetlerine, kiralık işçilik yasasına, taşeron cehennemine, örgütlenme ve mücadelemizin önündeki engellemelere, sarı sendikacılığa karşı, yeni esnek çalışma düzenlemelerine, işçi düşmanı yeni yasalara kazanılmış tüm haklarımıza yönelik, yerli-yabancı parababalarının örgütlerinin iktidarların saldırılarına karşı yeni örgütlü 15-16 Haziran direnişleri yaratacağız.”
Yaşasın 15-16 Haziran Direnişimiz
Yaşasın DİSK Yaşasın Nakliyat-İş.” (Haber Merkezi)