Gebze'ye ilk geldiğim zaman, buraya nasıl katlanırım demiştim.
Üsküdar-Selimiye'de, denizin burnunun ucundaki bir sokakta geçti yıllarım.
Çocukluğum, ilk gençliğim...
Canımız sıkıldığında, kâh Salacak'a kaçardık.
Kâh Kadıköy'e...
Ailemizden gizli giderdik çoğunluk, izin vermezlerdi ki.
Ama öyle haytalık yapmaya değil...
Nerede, hangi oyun veya film var diye sürekli takip ederdik.
Kadıköy Haldun Taner Sahnesi, Süreyya Sineması, Üsküdar Musahipzade sahnesinin
dili olsa da konuşsa.
Başında kavak yelleri esen liseli gençliğimizin kahrını az çekmediler.
Şanslıydık, teknoloji bu kadar ilerlememişti.
Ne cep telefonlarımız, ne bilgisayarlarımız vardı.
Kitaplarımız, radyodaki arkası yarınlarımız vardı.
Kitapları da kitapçıdan aldığımızı sanmayın, nerde...
Seksenli yılların öğrencisinde, kitap alacak para nerde!
Selimiye semt, Selimiye Camii ve Üsküdar Halk Kütüphanesi kucaklardı bizi.
Hele sahaflar , ille de sahaflar...
Sahafların loş aydınlığında, hafif rutubetle aşina olmuş eski kitap kokusu, ne
muhteşem, ne büyülü bir kucaktı bizim için...
Bugünkü gençlere bakınca, her şeylerinin oluşuna çok üzülüyorum.
Hayallerini, yaratıcılıklarını esir edişlerine, o her şeylerine...
Neyse...
Evlilik nedeniyle, kalktık buraya geldik.
On altı yıl önce geldiğimde, Gebze bugünkü gibi değildi.
Yol , hatta su olmayan semtleri vardı.
Bunların yokluğu etkilemedi, alışıyor insan.
Ancak, geldiğimin ertesi günü tiyatro ve kütüphaneyi sorup da, olmadığını
öğrenince nasıl yıkıldığımı anlatamam.
Nasıl yapayalnız hissetmiştim kendimi.
İki yıl boyunca, her gün Eskihisar'a gittim.
Çünkü, Osman Hamdi Bey Müzesinin orada kütüphane olduğunu öğrenmiştim.
Buraya böyle adapte olmaya çalıştım.
Sonra yıllar geçti, Osman Hamdi Sahnesi açıldı.
Biraz daha yakınlaştık Gebze'yle...
Tiyatro.... Özgürlüğüm...
Ardından Gebze Haber'le tanıştım, bir öğretmen arkadaşımın vesilesiyle.
Gebze Haber Gazetesi (Yeni Haber ) sahibi İsmail Kadı' ya müteşekkirim.
Gebze Haber (Yeni Haber) ailesinin bir bireyi olmamı sağladı.
Üç ay sonra, yedinci yıla girecek beraberliğimiz böyle başladı.
Gazetenin can damarı, başarılı ve bir o kadar da harika bir yüreği olan
Meral Erdoğan'ı , kardeş olarak kattı hayatıma.
Özellikle Kültür Sanat'a ayrı bir önem veren Meral Erdoğan...
Bu yönde, Gebze'deki tüm yerel sanatçılara desteği tartışımaz.
Bulunmaz esprileriyle, neşemize neşe katan, güzel insan Mustafa Arslan'ı tanıdım.
Yine bir sanat dostu olan Refik Sıla Güvenç'i...
Ve nice arkadaşlar, okurlar, dostlar...
Oynadığım ve yönettiğim tiyatro oyunlarım, yazılarım,şiirlerim...
Bugün...
YAŞAMAşK adlı şiir-öykü kitabım, Türkiye'nin bütün D&R ve kitapçılarında...
Gebze'de Kültür Sanat ilerleyerek, ciddi bir yol kat etti.
Kocaeli Büyükşehir Kültür Sanat Daire Başkanlığı'nın, Osman Hamdi Sahnesi ve
Gebze Kültür Merkezi'nin destekleriyle de, daha ileriye gideceğine inanıyorum.
Yerel sanatçısına sahip çıkma noktasındaki destek ve çabaları bunu gösteriyor.
Bugün...
Üsküdar'ı, Kadıköy'ü, Selimiye'yi yine çok özlüyorum.
Ama artık, onlara olan özlemimi paylaştığım, sıcacık bir kucağım var.
GEBZE, sendeki YAŞAMıAşK'la seviyorum...