Toplumların ve bireylerin normal giden hayatlarını bir anda değiştiren çok hassas olaylar vardır. Şimdi bu anlamda hayatı birden değişen çok ünlü bir ressamımızdan Fikret Mualla’dan söz edeceğim. Ressam İstanbul’da okuduğu bir yatılı okuldan kaptığı İspanyol gribini annesine bulaştırır ve bundan sonra da hayatı birden alt üst olur. Çünkü annesi ölür, dünyası yıkılır ve o an delirir. Akıl hastanesine kaldırılır Moda’da lüks bir konakta doğan Fikret Mualla bu yüzden Fransa’da ölür ve bir kimsesizler mezarlığına gömülür. Birçok insani sevindiren bazı olaylar kimi insanları da deli eder. Bu insanlardan biri de hayatının çoğunu bir tımarhanede geçiren dünyaca ünlü neycimiz neycimiz Neyzen Tevfik’tir. Bu değerli üstadı delirten de bir at arabası ve onun sürücüsüdür. Yaşlı ve zayıf at arabayı çekememekte ama sürücü devamlı atı kamçılamaktadır. Bu durumu görür görmez tüm dünyası yıkılır. Olduğu yere düşer. Aynı durumu Alman filozof Nietzsche de yaşar ve o da o an çok kötü olur ve bir tımarhaneye kaldırılır. Bilinç duygu vicdan merhamet dediğimiz bu işte. Bu tür duygular insanı olgunlaştırıyor ve insanlaştırıyor. Bu anlam da hayatı değişenlerden biride üstadım Dostoyevski’dir. Yazar mühendislik okulunda okurken bir haber alır hep ölmesini istediği babasının ölüm haberidir bu haber. Haberi alır almaz o an o da Fikret Mualla ve Neyzen Tevfik gibi delirir. Hayatı boyunca yakasını bırakmayacak olan sara hastalığına düşer. Ünlü yazar Kafka kendisini delirten bir olayı dönüşüm isimli eseriyle anlatır. Şimdi çok önemli bir öykü anlatacağım. Bu öykü bir Rus kapitalistinin hazin öyküsüdür. Yıl 1860 yıllarıdır. Zalim çarlar dönemidir. Yıl 1916’ydı çok geniş toprakları olan bir toprak ağası iki yıl sonra yani 1917 Ekim devrimi olur. Rusya’da toplumsal hayat birden bire alt üst olur sözünü ettiğim bu ağanın Moskova’da lüks bir oteli vardır. Devrimde sonra bu ağa Moskova’da ki lüks otelin de bulaşıkçı olarak çalışmaya başlar. Bir o değil yüzlerce köy ağası yüzlerce fabrika sahibi kont ve kontes kendi iş yerlerin de işçi olarak çalışmaya başlarlar. Başka bir ifadeyle başlar işçi olur, işçilerde yönetici olurlar. Hayat inişli çıkışlı değişimli ve dönüşümlü hayat her yokuşa birde iniş vermiş. Bu yüzden diyorum ki bizim vicdanlı merhametli ve iyi insanlara ihtiyacımız var. Allah yaratırken hiç kimseyi zalim, sömürücü, kötü niyetli yaratmıyor. İnsanlar sonradan vicdansızlaşıyorlar. Bu yüzden iyi insanlar hep okumamızı istiyorlar. İyi eğitimler almamızı istiyorlar. Zekalarımızı güzel şeyler için kullanmamızı istiyorlar. Vicdanlı, namuslu ve merhametli olmalıyız. Bizim dışımızda ki herkesi çok önemsemeliyiz. Hayatı ciddiye almalıyız. Hayata barış, kardeşlik, katmalıyız. Hayatım boyunca çocuklarım da dahil kimseye bir hayat tarzı dayatmadım. Bu durum insanları hafife almaktır. Bence hayat herkese dersini veriyor. En iyi öğretmen hayattır. Hayat tarzı bizim ülkemizde de bölgeden bölgeye ilden ile ve aileden aileye değişiyor. Bir hanıma hayattan beklentisini sormuştum. O da vicdanlı bir eş iki çocuk ve de bir ev demişti.